15 Haziran 2014 08:44

İmam olacaksın başka yolu yok!

Milli Eğitim Bakanlığı, yeni sistemle öğrenciye diyor ki; '6 okul türünden en çok okumak isteğini en başa yaz. İsteğine göre diğerlerini, Anadolu, fen, Anadolu imam hatip, meslek vb. sırala. Ben evine en yakın yerden yapacağım.' Bu da öğrencilere İmam Hatip Lisesi'ne kaydolmanın dayatılacağı anlamına geliyor.

İmam olacaksın başka yolu yok!
Paylaş

Bülent FALAKAOĞLU

Liselere yerleştirme sistemi değiştirildi. Büyük kaos ve haksızlık kapıda. Çünkü Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın geçen hafta açıkladığı değişiklik büyük bir dayatma içeriyor.
Görünüşte sistem oldukça demokratik. Bakanlık öğrenciye, iki tercih sunuyor. “Birinci tercihine istediğin 15 okulu yaz” diyor. Öğrencinin, Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) aldığı puan bu 15 tercihten hangisine yetiyorsa öğrenci o okula kayıt hakkı kazanıyor.
Ya hiç birine puanı tutmazsa... Bakanlık, ‘üzülme’ deyip ikinci bir tercih hakkı sunuyor. Öğrenciye diyor ki; “6 okul türünden en çok okumak isteğini en başa yaz. İsteğine göre diğerlerini, Anadolu, fen, Anadolu imam hatip, meslek vb. sırala.”  
Son derece demokratik gözüken bu uygulamada bakanlığın şöyle bir şartı var: “İkinci tercihlerin arasından seçimi ben evine en yakın yerden yapacağım. Seni boş kontenjanı olan liseye yerleştireceğim.”
İki nedenle bu tam bir dayatma. Birincisi, ‘boş kontenjan’ kriterinin yolu daha çok İmam Hatip Lisesine çıkar. Çünkü, pek tercih edilmediği için en fazla boş kontenjan İmam Hatip liselerinde oluyor. Hükümetin bütün yönlendirmesine, cazip hale getirebilmek için modern binaları imam hatiplere tahsis etmesine rağmen gerçeklik bu.
Madem tercihle olmuyor, ‘Boş kontenjan’ kriteriyle zorunlu olur o zaman.
İkincisine gelince. Evine ‘en yakın lise’ kriteri de İmam Hatip’e çıkar. Zira Milli Eğitim Bakanlığı 4+4+4 modeli ile birçok mahalledeki okulları İmam Hatip liselerine çevirdi. Örneğin İstanbul’da her ilçede en az bir imam hatip var; üç dört olanı da...
Devlet okulları çatır çatır imam hatip lisesine dönüştürülüyor. “Okulunuz sağlam değil” denilerek kovulan öğrenciler, okullarındaki güçlendirme ve tadilat bitince bir daha geri dönüşlerine izin verilmiyor. Deprem fırsata çevrilip, güçlendirilen okul İmam Hatip ilan ediliyor.
Velilerin eylemi, şikâyetleri dikkate alınmıyor. Bunun çarpıcı bir örneğini, Hasköy’deki Güner Akın Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’nde yaşananları Metin Akarsu’nun haberinden okuyabilirsiniz!

ÇATIŞMAYA YOL AÇACAK!
Puanın yetmediği yerde öğrencinin tercihine dayatma yapan bakanlığın hedefi açık: Çocukları İmam Hatip’te okusun diye velileri  ‘kıskaç’ içine almak.
Velilere iki yol bırakılıyor; ya paralı özel liselere gitmek ya da İmam Hatip’e...  
Bu arada... “Ne olacak canım bu dayatma sadece 15 tercihinden hiç birine puanı yetmeyenler için” deyip küçümseyeceklere bir hatırlatma. Tercih ettiği yerlere puanı yetmeyen öğrencilerin sayısı 250 bin civarında.
Bu rakam asla küçümsenemeyecek yüz binlerce öğrencinin bir dayatmayla karşı karşıya kalması demek!
Hükümetin uygulaması sadece dayatmayı içermiyor. Aynı zamanda çatışmaları beraberinde getirebilecek haksız bir uygulamayı da bünyesinde barındırıyor.
Düşünsenize... Zorunlu din derslerine karşı çıkan Alevilerin... “Evine yakın, kontenjan boş” denilerek on binlerce çocuğunun bir de İmam Hatip’e gönderildiğini...
Çocuğunun laik eğitim almasından yana olanların, ateistlerin çocukları ne olacak?
Sünni gelenekle yetiştirilmeyen çocukların okulda yaşayabileceklerini tahayyül edebiliyor musunuz?

AKP’NİN HEDEFİ VE CEMATLE KAVGASI...
Hükümetin dini eğitimi öne çıkarmasındaki amaçlarından biri hiç kuşkusuz, kendi  ‘dindar’ neslini yetiştirmek.
Bir dönem Başbakan Erdoğan’ın ağzından duyduğumuz, ‘Dindar ve kindar gençlik yetiştireceğiz’ söylemiyle örtüşen bir şey bu.   
Dindarlık çok homojen bir yapıya sahip değil. Çok çeşitli ve bazıları iktidara husumete varan eleştiriler yöneltiyor. Erdoğan biliyor ki, o dini gruplar eğitim alanında çok güçlü. O eğitim kurumlarındaki gençlerin çoğu, okulun sahibi ne kadar AKP’ ye yakınsa o kadar hükümete yakınlar. O gençlerin tümünü kontrol altına alamayacağını bilen hükümet, kendi kontrolünde kendi denetiminde bir dini eğitim için İmam Hatiplere asılıyor.
Asıldıkça olan çocuklara ve onların geleceğine oluyor. Yüz binlerce çocuk için bir kez daha düşünmek gerekmez mi?
Hem de, Arap komşularımızın ülkelerini yangın yerine döndüğü... Din kaynaklı yaklaşımları devlet düzeni haline getirme sevdasının vardığı noktanın açıkça görüldüğü... Demokrasi ve laikliği es geçen mezhepsel yaklaşımların toplumların ortasına bomba gibi düştüğünün görüldüğü... Bu günlerde veliler bütün yaz koşturup bireysel çözümler mi (Adres değişikliği vs.) üretmeli yoksa başka bir yöntem mi geliştirmeli?

ÖNCEKİ HABER

Eğitimde kırk katır, kırk satır dönemi!

SONRAKİ HABER

Zulümle sınanan barış umudu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...