08 Haziran 2014 06:00

Hem taşeron işçi hem de kadın olmanın duyarlılığı

SOMA da yaşanan büyük madenci katliamından sonra dikkatlerin çekildiği taşeron çalışmaya bir itiraz da Alibeyköylü kadınlardan. Emek Partisi’nin başlattığı, 'Taşeron yasaklansın kölece çalışmaya son' başlıklı imza kampanyasına her geçen gün gönüllü katılan kadınların sayısı artıyor.

Hem taşeron işçi hem de kadın olmanın duyarlılığı
Paylaş

Şenay KUMUZ
İstanbul


Soma'da yaşanan büyük madenci katliamından sonra dikkatlerin çekildiği taşeron çalışmaya bir itiraz da Alibeyköylü kadınlardan. Emek Partisi’nin başlattığı, “Taşeron yasaklansın kölece çalışmaya son” başlıklı imza kampanyasına her geçen gün gönüllü katılan kadınların sayısı artıyor.

Cengiz Topel Caddesi üzerinde kurulan imza standı ile birlikte binlerce imza toplayan kadınlar daha sonra mahallelere dağılarak imza toplamaya devam ettiler. Çalışmalarını konuşmak üzere bir araya geldiğimiz kadınların bir kısmı taşeron şirketlerde asgari ücretle çalışan işçilerden oluşuyor.
Kampanyanın örgütleyicilerin Hülya Zengi, önce tanıdığı kadın arkadaşlarına çağrı yapmış. Sonra çalışmayı planlayıp kadınlarla birlikte işe koyulmuş. İmza topladıkları bir sokakta tanıştığı iki kadın da hemen işin içine katmış. İşte çalışmayı yürüten kadınların hikayeleri.

KOMİYE SOR!

Eyüp ilçesine bağlı Alibeyköy’de oturan Sevim Karabulut, 5 yıldır Mecidiyeköy’de bir alışveriş merkezinde restoranda çalışıyor. Görevi komi! Fakat her işe koşturuluyorlar.  Karabulut itirazlarını şöyle sıralıyor: Çalışma süresinin keyfi bir biçimde uzatılması. Asgari ücretle çalıştırılıp üstelik canlarının çıkarılması. Hastalandıklarında ya da işe yarım saat geç kaldıklarında bin türlü bağırtı ve baskıya maruz kalmaları.”

Tüm bu itirazlarının ortasında yaşadığı mahallede taşeronlaşmanın son bulması için başlatılan kampanyayı duyduğunda hiçbir güvencesinin olmadığı işyerinde şartların değişmesini istediği için hemen görev almış. Kampanyaya destek vermiş. İş çıkışı hızla geldiği mahallesinde kısa bir plan yaptıktan sonra hızla imza toplamaya çıkıyor.
 

HASTANEDE DE...

Saime Demir, Beyoğlu’da özel bir hastanede Taşeron işçi olarak çalışıyor. Çalıştığı hastanede kadın işçilere ayrıca uygulanan baskı, görevleri dışında sürekli başka alanlarda iş verilmesi, psikolojik baskılara maruz kalmaları... Daha pek çok nedenden dolayı en çok özlemini duyduğu şey, 8 saatlik, sendikalı, sigortalı ve güvenceli bir iş!
Soma’nın duyarlılığı artırdığını artık iş yerinde sürekli konuştukları bir gündem olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Hükümet düzenleme yapmasın. Biz düzenleme yapılmasını değil taşeronluğun tümden yasaklanmasını istiyoruz” diyor.

ANA KIZ KOŞTURUYORLAR

Nursel Dulkadir, bu kampanyada annesi ile birlikte yer alıyor. Yaklaşık 5 yıl boyunca farklı işyerlerinde çalışmış, neden çok fazla iş değiştirdiğini sorduğumuzda gülümseyerek bu benim değil patronların tercihi diyor.

İşe başladıkları taşeron firmalarda her altı ayda bir önlerine “Kendi isteğimle işten ayrılıyorum” istifa dilekçelerini imzalatıldığını fakat “Kendi isteğim” dedikleri şeyin asla kendi istekleri olmadığını anlatıyor.
 

“Yurt dışında Soma gibi bir kazada insanlar neden kurtuluyor da bizde kurtulamıyor?​” diye sorguluyor. Annesi Sultan Dulkadir de “gençlerimiz daha iyi şartlarda çalışsın diye sokağa çıkıp imza topluyorum” diyor.

EMEKLİ ÖĞRETMEN DE VAR KİMYAGER DE...

Fatma Akpınar, insanların daha sağlıklı daha güvenceli işlerde çalışmasını istediğinden, anne olan işçi kadınlara pozitif bir ayrımcılık talep ettiğinden, işçiler kölece çalıştırılmasın diye düşündüğünden kampanyanın gönüllüsü olmuş.

Keza Gülcemal Kani de öyle... Çok uzun zamandır Alibeyköy de oturan ev kadınlarından biri, gittiği bazı kahvehanede, “Kadınlar buraya giremez” şeklindeki itirazlara hiç aldırış etmemiş. Hiç dinlemeden içeri dalmış ve imzalarını toplamış.

Emekli Öğretmen Ayşe Hanım da bu kampanyanın içinde. Taşeronluk sistemine karşı savaşın çok önce başlatılması gerektiğini düşünüyor. “Eğer biz bunu daha önce başlatsaydık ve bu alanda mücadele etseydik bekli de Soma’da işçiler bugün hayatta olabilirlerdi” diyor.

Denetlemeyen bu sisteme cevaz veren hükümetin yaşananların başlıca sorumlusu olduğunu artık hükümeti uyarmanın bir görev olduğunu düşünen Kimya Mühendisi Duygu Uğur da imza kampanyası için çalışan genç kadınlardan biri

ÖNCEKİ HABER

\'Soma\'da neden facia yaşandı\'nın yanıtı. Ticari sır...

SONRAKİ HABER

Küba’da da her yer Taksim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...