13 Mart 2014 08:45

Arif BEKTAŞ
Londra


Bob Crow. Geçtiğimiz gün kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden, İngiltere Demiryolu, Denizcilik ve Taşımacılık Sendikası (RMT) Genel Sekreteri Bob Crow, işçi sınıfına sadıklığı, üyesi için gece gündür çalışan ve dünyanın neresinde olursa olsun, herhangi bir işçi hareketine destek vermesiyle bilinirdi.

Yöneticisi olduğu RMT’nin üyeleri için yapmayacağı bir şey yoktu. Örneğin ülkede en çok ücret alan RMT üyeleridir ve 9 haftayla en uzun tatil yapan yine RMT üyeleridir. Bir işçi bile işten atılsa, bütün sendika üyelerini hayata geçirirdi.

İngiltere’de diğer sendikaların tümünde üye sayısı düşerken RMT’de üye sayısı her geçen gün artmaya devam etti. Başka sendikalardan istifa edip RMT’ye üye olan işçiler oldu. Başka sektörlerdeki işçiler “Bob Crow gibi bir lidere ihtiyacımız var” diyorlardı. 1 milyon üyeli sendikaların ülkedeki etkisi, hiç bir zaman 80 bin üyeli RMT’den daha fazla olmadı.
Bob Crow, sadece sendikasına üye olan işçilerin hakları için mücadele eden bir sendikacı değildi. Ona göre, siyasal mücadele verilmeden, sosyalist bir parti ile sosyalizm kurulmadan işçiler de kurtulmazdı. Bir kaç yıl önce bir çok sendikacı arkadaşıyla birlikte “Halk Bildirgesi” adıyla bir oluşuma gitti. Komünist Parti üyesi olan Crow, Lenin ve Stalin’i İngiltere’de savunan ve düşüncelerini yaymaya çalışan bir çok sendikacının en ileri atılanı idi.

Crow, henüz 16 yaşındayken demir yollarında çalışmaya başlamış ve 20 yaşında sendikacılığa yönelmişti. 2001 yılında ölen RMT Genel Sekreteri Jimmy Knapp’ın yardımcılığını yaptığı dönemde öne çıkan ve sermaye basını tarafından hedef gösterilmesine rağmen, 2002 yılında genel sekreter oldu. O günden bu yana hep hedef halinde olan, sermaye basını tarafından karalanan Crow, her geçen gün işçiler tarafından daha da sahiplenildi. Crow’un ilk yaptığı işlerden biri, İşçi Partisine on yıllardır verilen milyonlarca sterlin bağışı kesmek oldu. Ondan sonra başka sendikalar da bundan cesaret aldı. İşçi Partisine vermediği bağışların bir bölümünü İskoçya Sosyalist Partisine bağışladı.

Hiç arabası olmadı, toplu taşıma araçlarını kullandı. Evi eski bir belediye eviydi ve sendika lideri olduktan sonra da değiştirmedi. Bir işçi gibi yaşadı. Defalarca yolu kesilerek saldırıya uğradı. Demir yolu patronlarının asılsız suçlamalarına maruz kaldı. Ama işçilerin onu bağrına basmasına engel olamadılar.

BOB, GEZİ DİRENİŞİNİN DESTEKÇİSİYDİ

Bob Crow, dünyanın bir çok ülkesinde demir yolu, taşımacılık ve ulaşım sendikaları ile iyi ilişkileri vardı. Bu ilişkileri güçlendirme yanlısıydı ve Güney Kore’den Brezilya’ya, Rusya’dan Almanya’ya bir çok sendika ile sıkı ilişler içindeydi. ITF ile birlikte çalışmaya özen gösteriyordu. Türkiye de onu yakından ilgilendiriyordu. Geçtiğimiz yıl Haziran direnişini yakından izledi. Hatta, Türkiye’ye gönderilen heyet üyelerinden ikisi RMT yöneticisiydi. Daha sonra heyetin hazırladığı raporu da kamuoyuna aktarmaya çalıştı.

‘İŞÇİLER SOSYALİZMDE KURTULACAK’

Bob, İngiltere’de ilk sendikalaşmanın başladığı Dorset bölgesinde her yıl yapılan çiftçi festivaline geçtiğimiz yaz da katıldı. RMT orada da çadırını açtı. Bob çadırın kapısında diğer üyeleri ile sohbet ederken, Hayat TV’ye konuşmasını istedik. İşçi ve emekçilerin sesi olduğunu bilen Crow, sorularımızı yanıtladıktan sonra, bize de çadırlarında içecek ikram etmeyi unutmadı. “Siz de bizdensiniz” diyordu.

Bob, 100 bin işçi ve emekçinin katıldığı madenci galasına da katıldı. Kuzey İngiltere’deki Durham kentinde yapılan galaya, İşçi Partisi de katılıyor. Madencilerin ve ailelerinin katıldığı galanın konuşmacıları da sendikacılar ve politikacılar oluyor. Son galaya Bob Crow katılıyor diye İşçi Partisi Lideri Ed Milliband katılmadı. Yan yana olmaktan korkan ve bu durumu sakıncalı gören Milliband, Crow’un ölüm haberini aldıktan sonra yaptığı açıklamada ikiyüzlüce  “Ogerçek bir lider ve sendikacılıkta büyük bir isimdi” dedi.

Londra Metrosu’nda yaptığı grevler ve elde ettiği başarılar karşısında onunla yüz yüze gelmeye tahammül edemeyen, Muhafazakar Partili Londra Büyükşehir Belediye Başkanı Boris Johnson da, “Üyeleri için çok çalıştı, başarılı işler yaptı” dedi.

Bütün İngiltere’yi yasa boğan Crow, şu anda aramızda olsa, başta Johnson ve Milliband olmak üzere, bunların hepsiyle dalga geçer, bir kez daha “Bunlar işçi sınıfının düşmanlarıdır” derdi.

‘SÖZÜNÜN ERİYDİ’

İngiltere’de, her türlü basın ve kesim aynı şeyi söylüyor. “Sözünün eriydi”. Bob Crow’u bazı televizyon programlarına çağırıp, onu yıpratmak isteyenler de vardı. Tartışma konusunun ne olduğundan bağımsız olarak yer yer ona “Sen komünist misin?​” diye sorulurdu. O asla tereddüt etmeden “Ben devrimci komünist bir sendikacıyım” diyordu. Bütün dünyanın işçilerinden mücadelelerine ve haklarına sahip çıkmasını istiyordu.

İngiltere’de sermayenin ve özellikle RMT’nin örgütlü olduğu alanlardaki patronların korkulu rüyası artık yok. Ama o bir miras bıraktı. Sözünün eri olacaksın, sınıfın için mücadele edeceksin, sosyalizmi kuracaksın...


DÜŞMANINA BİLE İYİ SENDİKACI DEDİRTTİ

Aynur TORAMAN
Londra


Demiryolu , Denizcilik ve Taşımacılık Sendikası (RMT) Genel Başkanı Bob Crow önceki gün sabah geçirdiği bir kalp krizi sonucu 52 yaşında hayatını kaybetti.
Ölüm haberi üzerine sendikacılar ve politikacılar üzüntülerini bildiren ve Crow’un mücadele kararlılığını ve sendikacı olarak başarısını vurgulayan açıklamalar yaptı.
Geçen ay Londra metrosunda bilet satış memurlarının işine son verilmesi konusunda karşı karşıya geldiği Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, Crow’u “Mücadeleci ve karakterli bir insan” olarak tanımlayıp “Bob inançları ve üyeleri için yorulmadan mücadele etti” dedi.
RMT ile yakın çalışma halinde olan İşçi Partili Milletvekili John McDonnell “Bob Crow’un ölümüyle hareketimiz en iyi sendika liderlerinden ve sosyalistlerinden birini kaybetti” dedi.
Crow’un ölümü üzerine açıklama yapan sendika liderleri onun tam da istediği gibi üyeleri tarafından sevildiğini, işverenlere ise korku verdiğini ifade ederek onu sevmeyenlerin bile Crow’un işini iyi yaptığını kabul ettiğini vurguladı.
İngiltere’de sendikalı işçi sayısı 1979’da 13 milyon iken 2012’de 6.5 milyona düşerken RMT üye sayısını arttıran nadir sendikalardan biri oldu.
Tony Blair ile İşçi Partisinde başlayan “yenileşme” hareketini partinin özünden ve işçi sınıfından ve sendikalardan uzaklaşması olarak değerlendirerek eleştirdi.
Sendikaların İşçi Partisine “siyasi fon” adıyla ödediği aidatları RMT’nin bu partiye ödemeyeceğini açıklayarak işçi haklarını savunduğuna inandığı için İskoç Sosyalist Partisi ile yakın bağlar kurması üzerine İşçi Partisi 2004’te RMT’yi parti üyeliğinden attı. Bu, 100 yılı aşkın tarihinde İşçi Partisinde bir ilk oldu.
Eskiden komünist partisi ve Sosyalist Emek Partisi üyesi olan Crow, İngiltere’de sendikaların İşçi Partisi ile geleneksel bağlarının kırılması ve emekçilerin çıkarlarını temsil edecek yeni bir sınıf partisi kurulması girişimlerine öncülük etti. Bob Crow İngiltere’de ve dünya çapında mücadeleci sendikacılık anlayışının gelişmesi için yapılan girişimlere destek vermiş, bu amaçla Türkiye’de yapılan sendikal konferansların çağrıcıları arasında yer almıştı.

Evrensel'i Takip Et