01 Mart 2014 16:42

Neler istiyorum ah bir bilsen !

Türk Dil Kurumu kadınlar için “Erişkin dişi insan, hatun, analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan, hizmetçi bayan, bayan” dese de biz genç kadınlar olarak yapılan bu tanımı kabul etmiyoruz. Daha öncesinde "Kadın yemek de yapar devrim de şenlik de" diye sokaklardaydık. Bu sefer de biz kendimizi nasıl tanımlıyoruz ve neler talep ediyoruz diye konuşmak için masanın etrafında toplandık.

Neler istiyorum ah bir bilsen !
Paylaş

Nergiz Nur DÖŞOĞLU

Türk Dil Kurumu kadınlar için “Erişkin dişi insan, hatun, analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan, hizmetçi bayan, bayan” dese de biz genç kadınlar olarak yapılan bu tanımı kabul etmiyoruz. Daha öncesinde "Kadın yemek de yapar devrim de şenlik de" diye sokaklardaydık. Bu sefer de biz kendimizi nasıl tanımlıyoruz ve neler talep ediyoruz diye konuşmak için masanın etrafında toplandık.
Duymaya alıştığımız taleplerimizi bir kenara koyduk. Genç kadınların kendi yaşamlarını göz önünde bulundurarak taleplerini bir daha düşünmelerini istedik.

EŞİM YEMEK YAPSIN
Küçük yaştan itibaren ev işleri özellikle yemek konusunda erkekler bir yana kadınlar bir yana büyüyoruz. Annem beni mutfağa yardıma çağırırken bile bunu ilerleyen süreçte hep benim yapacağımı öğrenmem gerektiğini vurguluyor. Bir yandan da şimdiden bıkmamı istemiyor. Hatta bazen ben çok hevesli olsam bile ilerde çok yapacaksın şimdi gençliğinin tadını çıkar diyor.
Erkek kardeşlerimi veya babamı bir kere bile mutfakta görmedim. Ve ilerde eşim içerde tv izlerken, yemeği yapan, sofrayı kurup toplayan, bulaşıkları yıkayan ben olmak istemiyorum.

DIŞARDA KORKMADAN DOLAŞMAK İSTİYORUM
Kadınlar için her zaman belirlenmiş saatler vardır. Akşam ezanından önce, yemekten önce evde olmamız lazım.
Baba, abi, koca bunların her zaman bu konudaki baskılarını duyarız. Şayet hiç birisi yoksa ve tek yaşasak bile bu sefer de dışarıdaki erkeklerin korkusu bile yeter evde kalmamıza..
Ama akşam namazından sonra dışardaki kadınlar namussuz kadınlardır. Ben bu algı daha fazla devam etsin istemiyorum. Kadınlar istedikleri saatlerde dışarıda özgürce dolaşabilsinler istiyorum.

SOKAKLAR AYDINLIK OLSUN
Oturduğum sokağın lambaları yanmıyor. Bu sadece benim sokağımda yaşanan bir sorun da değil. Bununla beraber karanlık sokaklar kadınlar için ölüm demek, tecavüz demek. Devlet bu tarz olaylar karşısında hiçbir şey yapmasa bile, en azından yanan lambaları söndürmesin. Sokak lambalarını kapatarak tasarruf yaptığını düşünen devlet birçok kadının da katili ve tecavüzcüsü olacaktır. Ben sokakların sürekli aydınlık olmasını ve o sokaklarda güvenle yürüyebilmek istiyorum.

SOKAKLARDA AYNALAR OLSUN
Kadınların hayatında aynanın yeri ve önemi çok büyüktür. Kimi zaman yol kenarındaki arabaların aynası kimi zamansa dükkanların camları bizim ihtiyacımızı birazcık giderebilir. Ama neden duvarlarda kocaman aynalar olmasın ki?

OTOBÜSLERDE RAHAT GİTMEK İSTİYORUM
Okula gidip gelirken veya başka bir işim için otobüse bindiğimde hep bir korunma içerisindeyim. Çantamı arkama alıyım, köşeye geçeyim ve daha onlarca tedbir. Neden bunları yaşayayım ki? Veya hangi erkek otobüse bindiğinde bunları yaşar?
Babamız yaşındaki erkeklerin dokunmak için bin bir yolu denedikleri otobüslerde kıvranmaktan, korunmaya çalışmaktan bıktık. Kimi zaman bağırıyoruz, kimi zaman biz bile utanıyoruz. Otobüsler her zaman ağzına kadar dolu. Otobüse binerken bunları düşünmek istemiyorum. Ve tacize uğramadan rahatça ulaşım hakkımı kullanmak istiyorum.

MESLEKLER CİNSİYETE GÖRE BELİRLENMESİN
Geçenlerde annemle sınav ve meslek kaygımı paylaştığımda bana, "Şimdi gençsin ama ilerde bir anne bir eş olacaksın mesleğini seçerken ona göre düşünmelisin. Bence öğretmen ol. Yaz tatilin var, hafta sonların var" demişti. Bunu daha önce başka arkadaşlarımdan da duymuştum. Biz ailelerimizle, çevremizle konuyu böyle tartışmak istemiyoruz. Sırf kadın olduğumuz için öğretmen, hemşire olmak zorunda değiliz.

İLERDE ÇOCUĞUM OLURSA, SAVAŞA GÖNDERMEK İSTEMİYORUM
Savaşların bize anlatılan kahramanlık, kutsallık öykülerinin arkasındaki iğrenç yüzü gördüğümden beri çocuğumun o savaşta ölmesini geçtim, kimseyi öldürmesini, asla o savaşın bir parçası olmasını istemiyorum. Savaşın en ağır kayıplarını analar verir. Ben kimsenin böyle bir acı yaşamasını istemiyorum. Ve ilerde çocuğum olursa savaşa göndermek istemiyorum.

KIZIM REGL OLDUĞUNDA PARTİ VERMEK İSTİYORUM
Erkeklerin erkek olması yani sünnetleri bir kutlama haline getirilirken bizim regl olmamız neden utanılacak bir şey haline gelsin ki? Onların ki davul zurnayla kutlanırken bizim neyimiz eksik? Ben de ilerde kızım regl olduğunda parti vereceğim, hepiniz davetlisiniz…

Taleplerimiz bunlarla da bitmiyor;
Eşit işe eşit ücret istiyoruz,
Sevgilimizin elini rahatça tutmak istiyoruz,
Kadın-kız olarak ayrılmak istemiyoruz,
Feodal kalıntılardan gelen bekâret simgesinin yok olmasını istiyoruz,
Kısa eteğimizi, askılı badimizi  rahatça giymek istiyoruz,
Seks objesi olmak istemiyoruz,
Erkeğin namusu olmak istemiyoruz,
Eve yalan söylemeden rahatça gezmek istiyoruz,
Kapalı açık ayrımı yapılmasın istiyoruz,
12 Yaşında evlendirilmek
13 Yaşında tecavüze uğramak
14 yaşında anne olmak
İSTEMİYORUZ
Ahlakınız batsın istiyoruz!

ÖNCEKİ HABER

Şehir senin, şehir kadınların !

SONRAKİ HABER

Kadınlar mahalleye el attı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...