14 Şubat 2014 07:00

Yatağan’da duvara toslayacaklar

Cumhuriyet ve vatan gövde gösterisi ile değil bilimin ışığında ve ülke mallarına sahip çıkılmasıyla korunur.

Satılan her kamu malı cumhuriyetten sökülen bir tuğladır. Özelleştirme adı altında yapılan satışlar sermayeye, yandaş firmaya satıştan başka bir şey degildir ve şu anki hükümet cumhuriyet tarihinin özelleştirme rekorunu kırmıştır. Aldıkları rüşvet ve yaptıkları yolsuzluklarla yandaş firmalara peşkeş çekerek kurdukları uydurma vakıflarla yardım adı altında rüşvet alarak kendi kasalarını doldurma hevesine düşmüşlerdir. Bakıldığında özelleştirme hep olumsuzluklar getirmiştir. Özelleşen her kamu kurumu şu anda örümcek bağlamış, kapanmış ve üretim yapamaz hale getirilmiştir. Özellikle bir ülkenin can damarı olan enerji sektöründeki özelleştirmelerin bu ülkede yaşayan her vatandaşa zararı olacaktır. Özelleştirmeyle elektirik ucuzlamayacak, işsizlik azalmayacaktır. Biz Yatağan termik santrali çalışanları olarak bu özelleştirmeleri Yatağan’da duvara toslatacağımızdan eminiz. Bütün işçi arkadaşlarımın da buna inancı tamdır. Çevre halkı ve Yatağan halkı, esnafı memuru, emeklisi işçisine sahip çıkmış ve mücadelemizin her zaman içinde ve yanında olmuştur. Bağlı oldugumuz sendika ve konfederasyonumuz bu direnişin yanında olmuş ve desteklerini bize göstermişlerdir. Bu hükümet o kadar büyük hatalar yapmıştır ki ülke geneline bakıldığında işçisi, doktoru, hakimi kısacası vatanını seven, hak kaybına uğrayan herkes tepkisini göstermiştir. Bu tepki ve direnişler hemen hemen her ile yayılmıştır. Mesela 1960’lı yıllarda yapılan eylemleri yalnızca öğrenciler oluşturuyordu. 1980’li yıllarda yapılan eylemleri ise işçiler oluşturuyordu. Ama son dönemde Gezi Parkı’yla başlayan eylemler bambaşka bir yol açtı. Bu tam olarak halk hareketiydi. Ağız birliği yapılmışcasına her oluşum yani sendikalar, siyasi partiler, işçiler, emekliler hükümetin yanlış kararlarına dur demek için toplanarak bir halk ayaklanması başlattı. Sonra sendikalı oldukları için işten atılan işçiler, özelleşirme karşıtı işçiler ve özelleştirme mağdurlarının da katıldığı çok büyük eylemler oldu. Biz de Yatağan işçileri olarak emeğimize, cumhuriyete ve yarınlarımıza sahip çıkmak için hükümetin bizim işyerlerimizi özelleştirme idaresine baglamasından bu yana işyeri kapısında direniş çadırı kurarak Muğla ve Milas’ta yürüyüşler organize ederek özelleştirmeye dur demek istedik. Ama ne yazık ki Hükümet geri adım atmamakta kararlı. Çünkü ayakkabı kutularına el kondu. Yandaş olduğu firmalara batık krediler sunduğu bankanın yolsuzlukları ve iş adamları ile rüşvetleri ortaya çıktı. Şimdi boşalan ayakkabı kutularını geri doldurabilmek için yeni özelleştirmeler ve rüşvetler almak zorunda kaldılar.  

Bizim işyerimize sahip çıktıkça üzerimize TOMA’ları, polisi, biber gazını gönderdiler. Ama bizi durduramadılar ve de durduramayacaklar. Yatağan Termik Santrali daha önce de iki defa satışa çıkmış büyük kavgalar yaşanmış enerji işçisi kalesi olarak gördüğü işyerini özel firmalara teslim etmemiştir. Bundan sonra da teslim etmeyecektir. Bu hükümet sayesinde başarıya ulaşan emperyalizm Ortadoğu ve ülkemizi kan gözyaşı ve yoksulluğun içerine atmıştır. O yüzden ihaleye girecek firmalara sesleniyorum. Bizler emperyalizme boyun eğmeyeceğiz gücünüz yetiyorsa Yatağan’ı satın alın. Yatağan işçisi sizi buna pişman edecektir. Vatanımız için ülkemiz için yarınlarımız için özelleştimeye hayır diyoruz.

Mustafa GÖÇMEN/Tes-İş Yatağan Termik Santrali İşyei Temsilcisi

Evrensel'i Takip Et