9 Şubat 2014 07:00

‘Tribünlerde Nazi tehlikesi’

Faruk AYYILDIZ
Erdal GÜNGÖR


Tribündeki Nazi oluşumlara, faşist saldırılara ve kulüp yönetiminin duruma tepkisizliğini protesto eden Alemannia Aachen’in antifa ultraları tribünden çekileli bir yıl oldu. Bu hafta Transparent dergisinin Aachen ultraları ile tribünden çekilmelerinin yıl dönümünde yaptığı röportajı derledik. Ultralar, Almanya tribünlerindeki Nazi tehlikesinin büyüdüğüne dikkat çekiyor.

2013’ün ocak ayında son kez grup olarak tribünde takıma destek verdiniz. Aradan geçen bir yıla baktığınızda sizin açınızdan ve genelde Aachen tribünlerinde neler oldu?
Tribünden çekilmemizi kabullenmemiz uzun sürdü ki hâlâ çoğumuz bunu sindiremedik. Mesela gelecek maça yapılacak organizasyonlar, bestelenen tezahüratlar hayatımızdan çıktı. Sonuçta, çekilme kararımız doğruydu çünkü geleceğe yönelik umudumuz kalmamıştı, kötülere karşı tek başımıza mücadele ediyorduk, çok problem yaşadık ama kimse bize yardımcı olmadı, uyarılarımızı dikkate almadı.

Son dönemde Alman tribünlerinde yeniden bir sağa kayma var ve yanında birçok sorunu getiriyor. Sizin olayınız ile bir paralellik var mı?

Evet, paralellikler açıkça ortada. Sağcı holiganlar son zamanlarda tribünlerde Rönesans yaşıyorlar. Bu duruma karşı münferit taraftarlara, ultralara önemli işler düşüyor. Mutlaka faşist Nazi akımına karşı insanları bilgilendirme platformu oluşturulmalı. Aachen tribününde Nazi problemi üç buçuk sene önce başlamıştı. Karlsbande grubu bizden ayrılarak, apolitik bir tribün oluşturmaya çalıştı. Bu ilk önce olumlu karşılandı çünkü grup tribünde siyaseti reddederek, apolitik duruş gösteriyordu. Ancak sinsice tribüne Nazi akımını getirdiler. İşin aslını biliyorduk, insanları uyarmaya çalıştık ancak kimse bizi dinlemedi. Şimdi Braunschweig ve Duisburg tribünlerinde benzer olaylar cereyan edince herkes gerçekleri görmeye başladı.

Aachen tribünlerini hâlâ takip ediyor musunuz ve bugün gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Takip ediyoruz ve Aachen halkına oluşan tehlikeyi anlatmaya çalışıyoruz. Aachen tribünleri dışarıdan bakınca çok karışık gözükür. Bu arada bazı gelişmeler yaşandı ve Almanya’nın diğer Neonazi holigan grupları ile yakınlaşma gözlemledik, bu düşündürücü tabii. Fakat diğer taraftan Karlsbande grubuna olan ilgi geçmişe nazaran azaldı ve grup eskisi gibi aktif değil. Yine de Almanya’nın diğer Neonazi gruplarının Aachen’e olan ilgilerindeki gerçek Rot-Weiss Oberhaussen maçında açığa çıktı.. Freie Netz Süd grubunun idarecileri bu maça geldiler ve şehirde solcuların düzenlediği Lampedusa mültecileri yürüyüşüne saldırdılar. Saldıranların arasında Karlsbande grubunun da olması bizi şaşırtmadı. Aachen kulüp yönetiminin hâlâ olanlara göz yumması, halkın belli kesimi tarafından kabul görmesi gelecek için hiç iyi değil.

Geçmişte kulüp yönetimini tribünlerdeki faşist akıma karşı sürekli uyardınız, şimdi baktığınızda ne değişti?

Kulüp yönetimi sağcı akıma karşı sade yüzeysel önlemler alıyor ve kulübü son gelişmelerin dışında tutma peşindeler. Bunlar çok yetersiz. Dachau Nazi kampına düzenlenen turun, turistik gezi olarak reklamı yapıldı. Kulübün yaptığı riyakarlık. Sorunu işaret etmeden sorun ortadan kalkmaz. Maalesef bu kısır çabalarla Tivoli Stadı’nda sorunlar çözülmüyor. Kulüp yönetiminin ve taraftar temsilcilerinin pasif tutumları sorunları çoğaltıyor.

Kulüpten talepleriniz, beklentileriniz var?
Karlsbande’nin son çıkardığı “Banderole” adlı fanzin, antisemitist sloganlar nedeniyle Aachen halkı ve münferit taraftarlardan ciddi tepki gördü ama faşistlere karşı daha aktif mücadele edilmeli. Kulüpten ve tribüne gelen tüm Aachen taraftarlarından istediklerimiz; Nazi saldırılarına dur demeleri.

Tribünlere tekrardan dönme gibi bir durumunuz var mı?

Aramızda bunu hayal edenler var ama bu ortamda ütopik görünüyor. Son yıllarda yaşadıklarımızdan dolayı kulübe kırgınız ve bunun kısa sürede düzeleceğini sanmıyoruz. İstediğimiz ortamı bulduğumuzda ise tekrar dönüş tartışmasını yapacağız.

Tribündeki son maçınızın ardından Ultras Aachen oluşumunun dağıldığından bahsedildi.  Grubun bugünkü durumu nedir, kulüpsüz bir ultra grubu olabilir mi?

Bağın kopmaması için birlikte maçlara gitmeyi düşündük. Fakat “Aachen Ultras” oluşumunun adını farklı projelere vererek, desteklemek de bizim açımızdan mümkün. Bazılarımız grubun futbolsuz devam edeceğinden endişeliydi, farklı meşguliyetler buldular. Maçlara gitmemek tabii ki bize boş zaman yaratıyor ve biz bu boş zamanı iyi değerlendirmek çabasındayız. Farklı şehirlerin tribünleri ile bir ağ oluşturduk ve birlikte projeler üretiyoruz. Sanatsal projemiz Triangles daha önceden vardı, hâlâ devam ediyor,  içimizdeki sanatçı ruhumuzu geliştiriyoruz.


TRİBÜN MATERYALLERİ SUÇ DELİLİ SAYILDI

8 Kasım 2013 tarihinde oynanan Hannover-Braunschweig aşağı saksonya derbisinde iki kulübün taraftarları müsabaka boyunca meşale yakmışlardı. Maçın üzerinden üç ay geçtikten sonra Hannover’de 8 taraftarın evine ‘meşale’ baskını yapıldı. Meşale yakmak ve patlayıcı madde yasasına muhalefet etmekle suçlanan yaşları 18 ile 29 arasında değişen taraftarlar gözaltına alınırken, evlerde bulunan meşale, maytap ve bazı kıyafetler suç delili sayıldı. Baskınların Berlin’de düzenlenen 2. Almanya futbol taraftarlar kongresi ile aynı güne denk gelmesi ise dikkat çekti. Gözaltına alınan 3 kişiye 8 bin 500 avro para cezası verildi.

TRİBÜNDE SIKIYÖNETİM

Haftanın çarpıcı tribün haberi Avustralya’dan. Melbourn Victory ağır kısıtlamalarla karşı karşıya. Artık taraftarlar stat gişelerinde çantalarını aratacak, kimlik kontrolünden geçecek hatta gerekli görülürse özel bir odada vücut taramasından geçirilecekler. Bu yasaklamaların sebebi stat yasağı olan bir Melbourn taraftarının stat girişinde göğsüne sarılmış üç meşaleyle yakalanması oldu.  Pazar günü Sydney müsabakası öncesinde Melbourn taraftarları şehir içinde yaptıkları kortejde yoğun şekilde meşale yakmaları ortamı germişti. Avustralya Futbol Federasyonu sezon sonuna kadar Victory Melbourn taraftarlarına kale arkalarına girmeyi yasakladı. AFF için ‘sorunlu’ görülen taraftarlar farklı tribünlere dağıtılacak, oturarak maç seyredecekler ve stat girişlerinde sıkı kontrollerden geçecekler. Avustralya’da da taraftarlar arası çatışmalar yaşanıyor.

TRİBÜNLER PORT SAİD KATLİAMINI UNUTMADI

Geçtiğimiz hafta sonu Al Ahly ultraları, iki yıl önce Port Said’te katledilen 74 Al Ahly taraftarını andı. Kartonlardan yapılan koreografiler ile katledilen taraftarların resimleri sergilendi. Al Ahly taraftarları Mısır’da diktatörlüğe karşı aktif şekilde yer almış, kontrgerilla güçlerin hedefi olmuştu.
 

Evrensel'i Takip Et