08 Şubat 2014 09:31

TÜSİAD Gül'e sansür mektubu gönderdi

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yazdığı mektupta, İnternet düzenlemesinin içerik, yer ve erişim sağlayıcılara ağır ve sınırları yer yer belirsiz sorumluluklar yüklediğini ve ağır yaptırımlar öngördüğünü belirtti.

TÜSİAD Gül\'e sansür mektubu gönderdi
Paylaş

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yazdığı mektupta, internet düzenlemesinin içerik, yer ve erişim sağlayıcılara ağır ve sınırları yer yer belirsiz sorumluluklar yüklediğini ve ağır yaptırımlar öngördüğünü belirtti. Yılmaz, “Söz konusu kanunun, AİHM'nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu diğer uluslararası antlaşmaların tanımladığı ifade özgürlüğü de dahil temel insan hakları kriterlerini içeren bir yapıyla değiştirilmesi gerektiğine kuvvetle inanıyoruz” dedi.
Yılmaz, TBMM’de kabul edilen torba kanunda yer alan “5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar Aracılığıyla İşlenen Suçlara İlişkin Kanun” ile ilgili Cumhurbaşkanı Gül’e bir mektup yazdı. TÜSİAD olarak, bilgi toplumu olmanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde ve inovasyonda yetkinleşmenin, ekonomik büyüme ve toplumsal gelişme için çok önemli olduğuna inandıklarını kaydeden Yılmaz, TBMM’deki çalışmalarda sivil toplum örgütlerinin, bilişim hukuku uzmanlarının ve kamuoyunda konuyla ilgili görüş belirten uzmanların görüşlerinin dikkate alınmadığını, yüksek düzeyde olan internete erişim engellemelerini daha da artıracak nitelikte düzenlemelerin Genel Kurul’da kabul edildiğini hatırlattı.

'DÜZENLEME, HUKUK DEVLETİ VE KUVVETLER AYRILIĞI İLKELERİNİ ZEDELEYECEK'

“Özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi” başlıklı yeni bir düzenleme getirilerek, başvuru üzerine, “özel hayatın gizliliği” sınırını ve gizliliğin ihlal edilip edilmediğini Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) belirlemesinin öngörüldüğüne dikkat çeken Yılmaz, şunları ifade etti:
“-İdarenin yargı organı yerine karar vermesine yol açacak bu düzenleme, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerini zedeleyecektir. Başkan’ın kararlarına karşı itiraz yolunun açık olduğuna dair hüküm ise bu sakıncaları ortadan kaldırmak için yeterli değildir. Zira içerik ve yer sağlayıcılar için herhangi bir bildirim ve savunma hakkı düzenlemesi öngörülmemiş olup, hukuka aykırı bir erişime engelleme kararının hiçbir bildirim yapılmaksızın önce uygulanması ve ancak kişilerin hakları ihlal edildikten sonra, ihlal edildiğini tespit edebilirlerse, bu karara karşı itiraz mekanizması getirilmesi söz konusudur.
-İnternet’teki hak ihlali teşkil eden bir içeriğin yayından çıkarılması için önce içerik ve yer sağlayıcılara başvurma şartı aranırken, son düzenlemede alternatif bir yol olarak, içerik ve yer sağlayıcılara bildirim yapmadan, doğrudan mahkemeye başvuru hakkı getirilmiştir. Bu düzenleme, içerik ve yer sağlayıcılar bakımından savunma hakkının ihlali niteliğindedir. Ayrıca, aynı mahiyetteki yayınların başka İnternet sitelerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne müracaat edilmesi halinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır denilerek, “aynı mahiyette” olma niteliğinin değerlendirmesi Birlik’e bırakılmış ve o içeriklere dair mahkeme kararı dahi bulunmaksızın içeriklerin erişime engellenmesi düzenlenmiştir.
-5651 Sayılı Kanun’da yapılan bu değişiklikle, getirilen erişime engelleme yöntemlerinin uygulaması, kişisel verilerin gizliliği ve engellemenin ölçülü olması gereklerinin karşılanması bakımından sakıncalı sonuçlara yol açacaktır.
-Düzenleme pek çok hükmüyle; içerik, yer ve erişim sağlayıcılara ağır ve sınırları yer yer belirsiz sorumluluklar yüklemekte, bazı durumlarda teknik olarak uygulanması mümkün olmayan taleplerin yerine getirilmesini kendilerinden beklemekte; yükümlülükler yerine getirilmediğinde de ağır yaptırımlar öngörmektedir.”
İnternette ifade ve haber alma özgürlüğü, fikri haklar, kişisel gizlilik gibi konularda yasal zeminin hassasiyetle ele alınmasının; girişimciler, piyasa aktörleri ve bireyler açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Yılmaz, “Bu bağlamda, söz konusu kanunun, AİHM'nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu diğer uluslararası antlaşmaların tanımladığı ifade özgürlüğü de dahil temel insan hakları kriterlerini içeren bir yapıyla değiştirilmesi gerektiğine kuvvetle inanıyoruz. Söz konusu kanunun 5651 Sayılı Kanun’da değişiklik yapan maddelerini, yukarıdaki mülahazalar çerçevesinde değerlendirmelerinize arz ediyoruz” dedi. (ANKA)

ÖNCEKİ HABER

Van\'da trafik kazası: 3 asker hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Vanlı depremzedenin konut talebi yine reddedildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...