07 Şubat 2014 15:19

Sahi bizi koruculardan kim koruyacak?

Daha birkaç gün önce yine bir çocuk istismarı olayı ile karşı karşıya kaldık Dersim’de. Öğrenci servisi şoförü ve aynı zamanda korucu olan Hamit Polat, 12 yaşında bir kız çocuğunu taciz etti. Yaşanan bu son olay, gözlerimizi Dersim’in tarihine, devletin asimilasyon politikalarına, yatılı bölge okulları ve taşımalı eğitimin sorunlarına çevirdi.

Sahi bizi koruculardan kim koruyacak?
Paylaş

Daha birkaç gün önce yine bir çocuk istismarı olayı ile karşı karşıya kaldık Dersim’de. Öğrenci servisi şoförü ve aynı zamanda korucu olan Hamit Polat, 12 yaşında bir kız çocuğunu taciz etti. Yaşanan bu son olay, gözlerimizi Dersim’in tarihine, devletin asimilasyon politikalarına, yatılı bölge okulları ve taşımalı eğitimin sorunlarına çevirdi.
Eğitim Sen Kadın Sekreteri Meral Uç, “okullara asker, polis ya da korucuların silahlı girmesine karşıyız. Bir korucunun silahı ile okula girmesi üzerine mahkemelik olan bir sürecimiz var hatta” diyor. Belinde silahı olan bir korucunun öğrencilerin servis şoförü yapılmasına da karşılar tabi.
Tacize uğrayan kız çocuğunun ailesini ziyarete giderken köy yolunun okula ne kadar uzak olduğunu gördük. İnsan düşünmeden edemiyor, bu çocuklardan birine yolda bir şey olsa kimsenin ruhu duymaz. Bir de böyle uzak, ıssız yollara toplumda güvensizlik yaratan, ajanlaştırılmış, üstüne beline silah takılmış insanların “güvenliği sağlaması” için görevlendirilmesi tedirginliğin ötesinde bir korkuya neden oluyor bizlerde. Bizler koruculuğun kaldırılmasını isterken getirilip hayatımızın merkezine sokulması, bu tür olayları çoğaltmaktan başka ne anlama gelebilir ki? İster istemez akıllara ‘peki bizi koruculardan kim koruyacak?​’ sorusu geliyor.
Bizler kadınlar olarak hem kendimiz için hem de çocuklarımız için endişeleniyoruz. Tecavüzcülerin, tacizcilerin aramızda gezdiği, koruculuğun yaygınlaştırıldığı toplumda bizden de çocuklarımızdan da sağlıklı olmamız beklenemez. Ve böyle bir düzende devlet kurumlarına güvenmemiz de beklenemez. Biz bu davanın ikinci bir Rıza Ç. Davası olmasına izin vermeyeceğiz. Bu sefer sesimiz daha güçlü çıkacak.

HER YERE KALEKOL DİKENLER OKULU ÇOK GÖRÜYOR

‘Ne yapabiliriz?​’ sorusunu görüştüğümüz kurumlarla da tartışıyoruz. HDP Pertek İlçe Başkanı Birsen Orhan taşımalı eğitimin kanayan bir yara olduğundan bahsediyor. “Neredeyse her yere kalekol-karakol yapan devletin buraya verdiği değeri artık eğitime vermesi gerektiğini bir kez daha görüyoruz” diyor.
Meral Uç ise şu an sadece belirlenen merkezi köylerde okulların olduğunu, merkezi köy sayısının artırılması gerektiğini söylüyor. Eğitim Sen olarak bu okul sayılarının artırılmasına yönelik çalışmalarının olduğunu da belirtiyor. Cidden her tepenin başına bir kalekol yapmayı ihmal etmeyen devlet aynı duyarlılığı köy okullarına da gösteremez mi? En azından merkezi köy okullarının sayısı artırılamaz mı? Bunun söylemek ile olmayacağını biliyoruz.
Emek Partisi Pertek ilçe yöneticisi Zekiye Taşkale de buraya vurgu yapıp “taşımalı eğitim bunun gibi birçok sorunu beraberinde getiriyor. Tüm bu sorunları yaşayan veliler ve öğretmenlerle birlikte tartışmalı ve çözüm üretmeliyiz. Mesela bu servislerde servis annelerinin bulunmalı. Bu yasal bir zorunluluk; buna rağmen birçok serviste bulunmuyor. Ayrıca öğrenci servislerinin denetimi de yapılmalı” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Ali İsmail\'in fotoğrafından bile korktular

SONRAKİ HABER

RedHack operasyonunda 1 kişi gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...