Duble ihmal

Sivas’ın Yıldızeli ilçesi yakınlarında yolcu otobüsü devrildi. Kazada 9 kişi yaşamını yitirirken 30 kişi yaralandı. Geçtiğimiz hafta da Kayseri’de yaşanan trafik kazasında 21 kişi hayatını kaybetmişti. Yaşanan kazaların nedeni olarak kış ayları gösterildi ancak uzmanlar, denetimsizlik ve kara yolu ulaşımında ısrarın etkilerinin daha büyük olduğunu belirtti.
Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ali Ekber Çakar, özellikle ticari araçlar, midibüs, minibüs, otobüs olarak tanımlanan bütün araçların yılda bir kez araç muayene istasyonlarına gittiğini ancak bu araçların tamirlerin bakımlarının doğru olup olmadığıyla, sağlıklı parça kullanılıp kullanılmadığı ile ilgili olarak kontrollerin yapılmadığını söyledi.

ARA KONTROLLER ÖNEMLİ

Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde ara kontrol diye tanımlanan bir kontrol mekanizmasının olduğuna dikkat çeken Çakar, “Yani sadece aracın muayene süresi içerinde geçen o zaman dilimini esas almıyorlar, araya iki kontrol daha koyuyorlar” dedi. Son zamanlarda yaşanan kazaları hatırlatan Çakar, “Bir kış lastiği kavramı çıkarılmış durumda. Ancak bu yolcu taşıyan otobüslerin bu kış lastiklerini takıp takmadığının kontrolü yapılmıyor. Ki son kazada emniyetin hazırladığı bilirkişi raporunda arkada kullanılmış, önde kullanılmamış diye ifadeler var. Üstelik bu lastiklerin de merdiven altı dediğimiz yerlerde üretilen lastikler mi yoksa standartlara uygun olarak yetkili firmalar denetimden geçerek mi üretilen lastikler mi olduğu belli bile değil” dedi.

YOLUN KUSURU YOK MU?

Trafik kazalarında suçun sürücüde ya da teknik olarak kullanılan araca yüklendiğini de söyleyen Çakar, “Burada yolun hiç mi kusuru yok. Şu an da yola hiç bakılmıyor” dedi. Kayseri örneğini veren Çakar, “Sürekli buzlanmanın olduğu bir yol. Dolayısıyla böylesi bir yolda sürücülerin uyarılması gerekiyor. Hızlarını düşürmeleri konusunda uyarılması gerekiyor. Yol denetimlerinin yapılması gerekiyor. Yolla ilgili teknik bilgilerin sürücülere aktarılması gerekiyor. Örneğin buzlanmaya karşı karayolları ne zaman tuzlama yapmışlar belli değil” diye konuştu.
Çakar son olarak kara yolu ulaşımındaki ısrara tepki gösterdi. Ülkedeki demir yolu ulaşımının geçmişten beri yetersiz olduğunu dile getiren Çakar, “1950’den günümüze 25 bin km demir yolu ancak yapılabilmiş. Demir yollarına ayrılan bütçeyi kullanmayı bir yana bırakın, planlama kısmını da dahil ederek gün geçtikçe demiryolunda ayrılan bütçenin azaldığını görüyoruz. Bunun karşıtı olarak kara yolu ulaşımı artmış durumda” dedi. 

RAYLI ULAŞIM RAFA KALKTI

Konu hakkında gazetemize konuşan Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Zeki Arslan, ülkedeki trafik kazalarında kaybettiğimiz insan sayısının Avrupa düzeyinde ilk sıralarda yer aldığını dile getirdi. 2012’de yaklaşık 3 bin 750 kişinin hayatını kaybettiğini 368 bin kişinin ise yaralandığını ifade eden Arslan, sayının her geçen sene arttığını söyledi.
Toplu taşımada özellikle raylı sistemlerin ön plana çıktığını anlatan Arslan, “Ne yazık ki raylı sistemler konusunda ulaşım politikası rafa kaldırılmıştır. İktidar raylı sistemi bir rant haline dönüştürmüş durumdadır” dedi.
Arslan son olarak sağlıklı ulaşım politikaları için Hükümetin meslek odalarıyla ortak çalışma yürütmesi çağrısı yaptı.

MMO TRAFİK GÜVENLİĞİNİN GEREKLİLİĞİ RAPORUNU PAYLAŞTI

Trafik kazalarına ne yeni yapılan tüneller ne de duble yollar engel olabiliyor. MMO’nun raporuna göre AB ülkelerindeki kara yolu ağı uzunluğu ve 1.000 km² başına düşen yol uzunluğu ile Türkiye’deki değerler karşılaştırıldığında alt yapının yetersiz olduğu görülüyor. Raporda, “Bu problemlerin çözümü için büyük oranda maliyet içeren yatırımlar ve güvenli toplu taşımacılığın geliştirilmesine yönelik politikalar tartışılması gerekirken, yalnızca kara yolu trafik güvenliğini sağlamaya yönelik önlem ve yaptırımlar tartışılır olmuştur” denildi.
Ülke genelinde kapsamlı bir trafik güvenliğinin sadece yolların fiziki ve geometrik standartlarının yükseltilmesi ve yeni projeler ile sağlanacağının düşünülmesinin büyük bir yanılgı olacağının altı çizilen raporda yer alan önerilerin bazıları şu şekilde: Kara yolu ulaşımı dışında, çağdaş ve hızlı, altyapı problemleri ve sorunları çözümlenmiş demir yolu, hava yolu ve deniz yolu ulaşımlarının da hak ettiği düzeye ulaşması ile ulaşımda toplu taşımanın yaygınlaşması temel hedef ve amaç olmalıdır.
Ulaşım politikaları ister kent içi, ister kentler arasını kapsasın, sonuçta toplum yararını gözeten, tüm ulaşım modlarını (seri, ekonomik, çevreci, güvenli ve hızlı taşımacılığı) esas almalıdır.
Ulaşım kapasitesini günün koşullarına, ülke ve toplum çıkarlarına uygun politikalar ile yönlendirip alt yapı yatırımlarını yapmak devletin görevidir. Dahası, kentlerin ve ülkenin kaderini etkileyecek büyük projelerde toplumun ve ilgili meslek odalarının karar süreçlerine katılımlarını sağlayacak yöntemler geliştirilmelidir. (İstanbul/EVRENSEL)

KAZALARDA KORKUNÇ BİLANÇO

Emniyet Genel Müdürlüğünün verilerine göre, Türkiye’de 2013 yılının ilk 8 aylık döneminde 219 bin 337 trafik kazası meydana geldi. Trafik kazalarında 1600 kişi hayatını kaybederken 148 bin 731 kişi de yaralandı.
Kazalar, oluş şekillerine göre ‘yandan çarpma, yayaya çarpma, arkadan çarpma, devrilme-savrulma-takla ve yoldan çıkma’ şeklinde gerçekleşti.
Türkiye’de 10 yılda meydana gelen yaklaşık 8 milyon kazada, 43 bin kişi hayatını kaybetti, 1 milyon 718 bin kişi de yaralandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının katkılarıyla hazırlanan verilere göre ise Türkiye’de 10 yılda 7 milyon 946 bin 646 trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların 964 bin 164’ünde 43 bin 51 kişi hayatını kaybetti, 1 milyon 718 bin 704 kişi yaralandı.
İstatistiklere göre, 2011 yılında sürücü belgesi olanların sayısı 22 milyon 798 bin 282 kişiye yükseldi. Geçen yıl 1 milyon 228 bin 928 kaza meydana geldi. Ölümlü ve yaralanmalı 131 bin 845 kazada 3 bin 835 kişi öldü, 238 bin 74 kişi de yaralandı. (HABER MERKEZİ)