KESK Başkanı Özgen, 11 Ocak mitingine çağrı yaptı

Cem GURBETOĞLU
Ankara

KESK, DİSK, TMMOB ve TTB 11 Ocak’ta Ankara’da “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Zulme Karşı” miting düzenliyor. Miting öncesi Evrensel'e konuşan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, emek örgütleri ve demokrasi güçlerinin AKP-Gülen Cemaati kavgasında seyirci pozisyonunda kalmaması gerektiğini söyledi. Açığa çıkan yolsuzluklardan her iki gücün de sorumlu olduğunu belirten Özgen, emekçileri ve tüm ezilen kesimleri gerçekten demokratik bir Türkiye için tutum almaya çağırdı.

‘SUÇ ORTAKLARI BİRBİRİNE DÜŞTÜ’
KESK Genel Başkanı Özgen, AKP-Cemaat çatışmasını gazetemize değerlendirdi. Yaşananı “Düne kadar ittifak yapan güçlerin birbiriyle ters düşmesi” olarak yorumlayan Özgen, “Ürettikleri politikalarla emek ve demokrasi güçlerini, muhalif kesimleri baskı altına alan sindiren, tekçi otoriter bir yönetim anlayışını hayata geçiren bir ittifaktı. Hem ekonomik açıdan, hem kadrolaşma açısından, hem de küresel anlamda geliştirdikleri ittifaklardan kaynaklı birbirleriyle ters düşmelerinden kaynaklı bir durum var” dedi.
Özgen sözlerine “Düne kadar biz emek güçlerine, demokrasi güçlerine, bu ülkenin bütün muhaliflerine yönelik yürütülen politikaların sahibidirler. Birbirlerinin suç ortağıydılar. Suç ortakları birbirine düştü” diye devam etti.

‘İKİSİ DE KİRLİ’
Özgen, düne kadar ekonomik ve siyasal rantı birlikte paylaşan kesimlerin toplum karşısında birbirlerine “Birimiz temiziz, diğerimiz kirli” diye suçlamalarda bulunduklarına dikkat çekti. Özgen, “Kirlilik bakımından, yolsuzluk ve rüşvet bakımından bunlar yine suç ortaklarıdır. Ancak biri diğerini itibarsızlaştırmak için yolsuzluk olgusunu öne çıkarmış durumda. Bu yolsuzluk da sadece AKP’nin yolsuzluğu değil, AKP ile Cemaatin süregelen iktidar ilişkisinin ortak bir yolsuzluğudur. Biz bunu böyle ifade ediyoruz” diye konuştu.   

‘YÜZDE 1’İN PAZARLIĞINI YAPIYORLARDI’
Lami Özgen, toplusözleşme döneminde memur maaşlarının arttırılması taleplerine “ekonomik gerekçeler” ile olumsuz yanıt veren hükümet mensuplarının gerçek yüzlerinin skandallarla açığa çıktığına dikkat çekti. Özgen, “Düne kadar hükümet yetkilileri biz kamu emekçilerine ‘Yüzde 1 zam artışı yaparsak, Türkiye kriz yaşar. Yunanistan’a, İspanya’ya, İtalya’ya döneriz’ diyorlardı. Ama, yıllarca bu ülkenin kamu emekçisinin, işçisinin, dar gelirlisinin, emeklisinin vergilerinin hem kamu alanında nasıl çarçur edildiğini, hem de kaynakların kendi yandaşlarına nasıl peşkeş çekildiğini gördük. Yandaşlarının ve oğullarının rüşvet ve yolsuzlukla nasıl milyonlarca dolar rant elde ettikleri bir kez daha ortaya çıktı” değerlendirmesi yaptı.

‘İZLEME LÜKSÜMÜZ YOK’
Sendikalar ve meslek örgütlerinin AKP-Cemaat tartışmasında, “Birbirlerini yesinler”, “Ne halleri varsa görsünler”, “Biz bulaşmayalım” deme lüksü olmadığını belirten Özgen, şunları ifade etti: “Seyirci kalamayız. Bu ülke sadece onların ülkesi değil. Onlar ittifak yaparak tekçi ve otoriter yöntemlerle ülkeyi yönetmeye çalıştılar. Salt klasik AKP karşıtlığı ya da salt Cemaat karşıtlığı, emek ve meslek örgütlerine, demokrasi güçlerine bir şey katmayacaktır. Her iki gücün geçmiş ideolojik-politik tutumlarını görerek, bu ülkeyi getirdikleri noktayı hesaplayarak buradan çıkışı öne çıkarmamız gerekir.”

‘GERÇEK BİR DEMOKRASİ İÇİN MÜCADELE’
Sendikalar ve demokrasi güçlerinin öncelikle adı yolsuzluğa karışan tüm isimlerin ayrımsız yargılanması için mücadele edeceğini belirten Özgen, yaşanan tartışmanın demokratikleşme için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Özgen, “Artık demokratik bir devlet sisteminin şekillenmesi gerekir. Bundan sonra sendikalara, emek ve meslek örgütlerine, demokrasi güçlerine, muhalif bütün kesimlere düşen, bir yandan bu yolsuzluk, rüşvet ve rantın üzerine gitmek, bir yandan da Cemaat olarak ifade edilen yapının kendince ‘devlet içinde devlet’ örgütlenmesi yaratarak toplumu şekillendirme çabasına karşı mücadele etmektir. Aynı zamanda demokrasiyi, özgürlükleri, eşitliği ve barışı öne çıkarmak, bütünlüklü bir mücadele vermek gerekir” dedi.  

‘BOZUK DÜZENDE SAĞLAM ÇARK OLMAZ’
Özgen, KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin cumartesi günkü mitingi “Özgürlük, barış, demokrasi, adalet ve emek” şiarıyla gerçekleştireceğine dikkat çekerek, “Bu talepler, tüm kamu emekçilerinin, işçilerin  ve ezilen kesimlerin ortak talepleridir” dedi.
Türkiye’nin siyasi ve hukuki sisteminin tarumar olduğunu ifade eden Özgen, “Bozuk düzende sağlam çark olmaz” diyerek yola çıktıklarını söyledi. Özgen, “Buradan bir çıkış aramak gerekir. Mitingi yaşanan durumdan bir çıkış ve ortak duruş olarak görüyoruz. Arayışımız, özgürlük, demokrasi, adalet ve emek arayışıdır. Türkiye emekçileri ve halkları talepleri çerçevesinde bu çıkışı güçlendirerek, AKP-Cemaat tartışmasıyla gelinen noktayı farklı bir noktaya evriltecektir. AKP’den ve Cemaatten özgürlük, demokrasi, barış ve emek talepleriyle hesap soracağız” diye konuştu.

‘ORTAKLAŞMALIYIZ’
Türkiye’deki bütün emek ve meslek örgütlerine, ezilen bütün kesimlere 11 Ocak günü Ankara’da gerçekleşecek mitingde bir araya gelme çağrısı yapan Özgen, “Yolsuzluk, yoksulluk ve zulüm düzenine karşı durmak ve sorumlularından hesap sormak için bir arada olacağız” diye konuştu. Özgen, mitingde bir araya gelecek güçlerle mitingden sonra da ortak bir mücadele sürdüreceklerini söyledi.

‘19 ARALIK GREVİNDE YOLSUZLUĞA TEPKİ ÖNE ÇIKTI’

KESK, 2014 bütçesinde emekçilerin taleplerinin görmezden gelinmesine ve Memur-Sen’in imzaladığı toplusözleşme nedeniyle kamu emekçilerinin yaşadıkları kayıplara karşı 19 Aralık’ta greve çıkmıştı. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, greve ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Yolsuzluk olgusunun bütçe döneminde açığa çıkması önemlidir. Çünkü bütçe bölüşüm ve paylaşımı ifade eden siyasal bir belgedir. Bütçede yine emekçiler, işçiler, emekliler, yoksul kesimler yoktu. Nitekim son 2 yılın bütçesi, bırakın bizi Sayıştayın dahi denetleyemediği, keyfi harcamaları ifade eden ve yolsuzlukları belgeleyen somut verilere sahipti. 17 Aralık’ta iç iktidar çelişmesinden kaynaklı, taraflardan biri diğerini deşifre etti. Ama biz bunların yolsuzluklarını, hırsızlıklarını gayet iyi biliyorduk ve her zaman bunu ifade ettik. Grevi örgütlerken bu yolsuzluk operasyonlarının açığa çıkması, yıllardır ifade ettiklerimizin ne kadar doğru ve haklı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.”

ROBOSKÎ’NİN YIL DÖNÜMÜNDE YAPILABİLİRDİ

Mitingin yolsuzluk operasyonundan daha önce planlandığına belirten KESK Genel Başkanı Lami Özgen, “Bu mitingi, 28 Aralık günü Roboskî Katliamı’nın yıl dönümünde yapmak istiyorduk. Roboskî gibi, aslında failleri belli olan ama failleri korunan bir katliamın yıl dönümünde özgürlük, demokrasi, barış talebiyle Türkiye demokrasi güçleriyle alana çıkmak önemliydi. Ancak 19 Aralık grevimiz ve 17 aralık operasyonunun başlamasıyla beraber takvimi sıkıştırmak yerine, bir süre ertelenmesinin daha anlamlı olacağını düşündük” dedi.