‘Torba yasa geçse de gereken cevap verilecek’
İçine birbiriyle alakasız yüzlerce hüküm konduğu için kamuoyunda torba yasa olarak adlandırılan tasarının emek dünyasının bütün itirazlarına rağmen, AKP’nin Meclisteki milletvekili çoğunluğuna dayanarak yasalaşmasına dikkat çeken Başkanlar Kurulu bağlı bulunduğu konfederasyonun yasa karşısındaki tutumunu eleştirdi: “En temel olarak kamu emekçilerinin güvencesizleştirilmesine, belediye çalışanlarının siyasi kararlarla sürgün edilmelerine ve İşsizlik Sigortası Fonu’nun işçiler dışındaki bütün sermaye gruplarınca kullanılmasına yol açacak bu yasanın çıkma sürecinde, Türk-İş çok pasif bir konum almıştır. Türk-İş Genel Merkezi, güçleri oranında yasaya muhalefet eden DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’yi yalnız bırakmıştır. Başkanlar Kurulu olarak, yasaya karşı sokaklara çıkan sendikamız dahil tüm emek güçlerine gazla, tazyikli suyla müdahale eden AKP Hükümetini kınıyor, işçi sınıfının yasa geçmiş olsa da emek düşmanı uygulamalara karşı gereken cevabı vereceğine inanıyoruz.”
TİS’LER ESNEKLEŞMEYE DİRENİŞLE GEÇECEK
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan anayasa referandumu sonrasında hükümetin geleceğini iddia ettiği “ileri demokrasi” yerine, ülkemizin giderek daha otoriter bir yönelime girdiğini tespit eden Başkanlar Kurulu toplusözleşme sürecine ilişkin şu bilgileri verdi: Sendikamızda örgütlü TPAO, BOTAŞ, MKEK, ETİBOR, TMO ALKOLOİD kamu iş yerlerinde ve 19 özel sektör iş yerinde toplam 14 bin 500 civarındaki üyemizi kapsayan toplu iş sözleşmesi süreci başlamıştır. Petrol-İş, bu dönem de üyelerinin mevcut kazanımlarını korumayı, esneklik içeren hükümleri sözleşmelere koymamayı, ücret dengesizliklerini gidermeyi ve yeni kazanımlar elde etmeyi hedefleyen bir strateji izleyecektir. Gerek kamudaki, gerekse özel sektördeki sözleşmeler için Türk-İş’in daha aktif bir rol alması, diplomasiyi değil de meşru her yolla mücadeleyi esas alması ve ilgili diğer sendikalarla birlikte hareket etmesi işçi sınıfının bu süreçten hak kaybına uğramadan çıkması için elzemdir. Başkanlar Kurulumuz, daha mücadeleci bir hat izlenmesi konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunu beyan eder.”
EMEĞİN SESİ ORTAKLAŞMALI
12 Haziran 2011’de yapılacak olan genel seçimlere değinilen Başkanlar Kurulu Bildirgesi’nde, “Genel seçimler, emeğin sesinin ortaklaştırılması, hem sanayi sermayesinden hem de banka sermayesinden yana iktidarların cezalandırılması ve emekçilerin sorunlarının çözülmesi için fırsat olarak değerlendirilmelidir” çağrısı yapıldı.
Bu genel seçimlerde tam demokratik, bağımsız ve ezilenlerin kurtuluşuna uygun bir iktidarı işbaşına getirebilmek için emekçilerin oylarını doğru partilerde değerlendirmesi gerektiği belirtildi.
Başkanlar Kurulu adına Genel Başkan Mustafa Öztaşkın tarafından kamuoyuna duyurulan bildirgede seçim konusunda şu bilgiler yer aldı: Bunun için de, emekçilerin oylarını kullanırlarken partilerin seçim beyanname ve taahhütlerine dikkatle bakmalarını önermektedir. Bu bağlamda, taşeron işçiliğini ortadan kaldıracağını, esnekleşmenin önüne geçeceğini, yoksullara yardımı sadaka olarak değil, sosyal devletin gereği olarak vereceğini, asgari ücreti insanca yaşanacak seviyeye çıkaracağını, herkesten geliriyle doğru orantılı vergi alacağını, sermayeye karşı işçileri koruyacağını, emperyalizmle arasına mutlak sınırlar koyacağını, sendikal hakları ve siyasal özgürlükleri arttıracağını, tüm yurttaşlara sınırsız basın yayın, toplantı, gösteri, söz ve ifade özgürlüğü vereceğini, halklar arası kardeşliği pekiştireceğini, sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engelleri kaldıracağını, emekçilere sınırsız grev hakkı tanıyacağını, özelleştirmeleri durduracağını beyan eden partiler, emekçilerin oy vermede tercihleri olmalıdır. Yüzde 10 seçim barajı varken millet iradesinin Meclise tam anlamıyla yansımayacağı ve bu nedenle yapılacak bir seçimin meşruiyetinin her zaman tartışılacağı unutulmamalıdır. Oylarımızın yönü, aynı hassasiyetle millet iradesinin gerçek anlamda ortaya konmasını talep eden partileri de içermelidir. Bu doğrultuda, tüm sendikaların ve emek örgütlerinin siyasete aktif müdahale edebilecekleri stratejiler geliştirebilmesi için ortak yapılar ve ortak tavırlar belirlenmelidir.” (İstanbul/EVRENSEL)
DEVRİMLERİ SELAMLIYORUZ
Sendikalı, sendikasız, evde veya işte çalışan tüm kadınların birlik ve mücadele günü olan 8 Martlarını kutlayan Başkanlar Kurulu Orta Doğu’daki devrim sürecine de destek verdi: “Uzun yıllar sonra halkların gündemine yeniden ‘devrim’ kavramını sokan ve sarsılmaz denilen ABD ve İsrail iş birlikçisi diktatörlükleri yıkan Tunus, Mısır ve diğer halkları desteklemekte ve bu ülkelerdeki işçilerle ve sendikalarla dayanışma içinde olduğunu belirtmektedir. Polis gücüne dayanan, yoksullukları kader gibi gösteren, ülkelerinin zenginliklerini halklarının refahı için değil de silahlanmak için kullanan, halkların en meşru taleplerini zulümle durdurmaya çalışan emperyalizm iş birlikçisi bütün diktatörlerin ve zalimlerin er geç hesabının görüleceği bu kez de kanıtlanmıştır.”
BERİCAP’TA TARİH YAZILACAK
Trakya ve İstanbul 2 No’lu şubelerimizin yeni örgütlenilen Polyplex ve Sa-ba iş yerlerindeki işten çıkartmalar nedeniyle direnişler başlattığını hatırlatan Başkanlar Kurulu, Gebze şubemize bağlı Bericap’ta ise işverenin sendikal örgütlenmeyi yok etmeyi amaçlayan girişimlerine karşı üyelerimiz direnişe geçti. Sa-ba’da anlaşma sağlanırken, diğer iki işyerimizde mücadelemiz kararlılıkla sürmektedir. Örgütlülüğünü korumak için her türlü bedeli göze alan Bericap işçisinin onurlu mücadelesi Türkiye emek tarihine altın harflerle yazılacaktır.”
Evrensel'i Takip Et