01 Eylül 2013 22:58

614 gündür kanayan yara: Roboskî

Başbakana ‘siz bizim acılarımızı ötekileştiriyorsunuz’ dedim... Bu sözler, Roboskî’de Başbakan Erdoğan ile görüşen Roboskîli aileler heyetindeki 6 kişiden biri olan Veli Encü’ye ait.Türkiye Barış Meclisi heyeti olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü’nden bir gece önce geldiğimiz Robosk&

614 gündür kanayan yara: Roboskî
Paylaş
Fatih Polat

Türkiye Barış Meclisi heyeti olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü’nden bir gece önce geldiğimiz Roboskî’de ailelerle sohbet edi- yoruz. Onlarla bu görüşmeyi yaparken, Roboskî katliamının üzerinden 612 gün geçmiş ve o zamandan bu zamana failler bulunmamıştı ama Roboskî’den bir Başbakan geçmişti.

‘KATLİAM’ DEĞİL ‘ÜZÜCÜ OLAY’

Onlar Başbakan Erdoğan ile görüşmelerini anlatırken, Gezi direnişi heyetiyle Başbakan’ın Ankara’da yaptığı toplantıdaki tarzını bildiğimiz için, “Başbakan sizi rahat konuşturdu mu? Konuşurken çıkışan, müdahale eden bir tarzı oldu mu” diye de soruyoruz. Veli Encü, “Bana çok müdahale etti” diyor yazının girişinde aktartıklarımıza ek olarak. Örneğin Veli Encü “Roboskî katliamı” deyince, Başbakan düzelterek “üzücü olay” diyormuş. Ve devam ediyor: “Başbakan yaramıza tuz bastı.”

Görüşmeyi yarıda kesmeyi bile düşünmüşler. Başbakan’la görüşen aileleri en çok yaralayanlardan biri de, Başbakan Erdoğan’ın Roboskî aileleri Roboskî Katliamı’ndan söz ettiğinde, onun PKK’nin yaptığı karakol baskınları sırasında yaşamını yitirdiği askerleri hatırlatması olmuş. Erdoğan konuşmaya giriştiğinde emri kendisinin vermediğini dile getirmiş. Ailelerin temsilcileri de, “ama siyasi sorumluluğu size ait” demişler. Başbakan ailelerin özür talebine de, kendisinin döneminde olmadığı halde Dersim Katliamı konusunda özür dilediğini belirterek karşılık vermiş ve eklemiş: “Bu olayda da hatayı kabul etmek özürün yarısıdır.”

Başbakan ile görüşmeye katılanlardan biri de, katliamda oğlu Mehmet Ali Tosun’u yitirmiş olan Zeki Tosun. O, konuşmaya başlarken önce Başbakan ile görüşmek için çağrıldıklarında görüşmek istemediklerini ancak BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kendilerini arayarak, Başbakan Erdoğan’ın görüşme talebini ilettiğini ve bu görüşmede taleplerini birinci elden iletebileceklerini söylediğini aktardı. Erdoğan emrin asker tarafından verildiğini belirtip ailelere de “sabırlı olalım” demiş. “Tamam biz süreci destekliyoruz ama Roboski olayının failleri de ortaya çıkartılıp cezalandırılsın” diyen Zeki Tosun, Başbakan Erdoğan’ın Mısır’da yaşamını yitiren Esma için gözyaşı döktüğünü hatırlatıyor ve ekliyor: “Tamam onun için döksün ama bizim çocuklarımız için de döksün.” Zeki Tosun, Başbakan’ın “ben sizin hesabınıza para yatırdım” sözlerine de “herkes bilsin ki, bizim satılık çocuğumuz yok” diye yanıt veriyor.

Başbakan’ın ailelere ilginç telkinlerinden biri de, RoboskÎ davasına askeri yargıda devam edecek olmasından endişelenmemeleri olmuş. Çünkü askeri savcı kendisinden üst rütbeli bir komutanı mahkum edebilmiş! Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı’nın özel olarak takip ettiği bir yolsuzluk olayıyla ilgili askeri mahkemede verilmiş bir kararı asla kıyas götürmeyecek olan Roboskî olayıyla ilgili olarak ailerin önüne koyuvermiş. Eğer öyleyse Ergenekon davasına neden askeri yargı değil de ‘özel yetkili mahkeme’ baktı diye de sormak gerekiyor bu arada.

Aileler, Başbakan’ın Roboskî olayının basında fazla yer tutmasından duyduğu rahatsızlığını da toplantıda gündeme getirdiğini anlatıyorlar. Bu manzara karşısında aileler de, kendi taleplerini dinlemekten ziyade mağduriyetlerinin basında yer bulmasından bile rahatsız olan Başbakan manzarası karşısında hükümetin bu olayı çözeceğine güven duyabilecekleri en küçük bir izlenim dahi edinmeden o toplantıdan ayrılmışlar.

İMAM: SÜREÇ BURAYA UĞRAMADI!

Onlar bunu anlatırken söze bir ara bu görüşmeyi yaptığımız Roboskî’nin Gülyazı köyünün imamı olan Mehmet Kara giriyor ve “Buraya gelmiş bir barış yok, burayı uğramış bir süreç de yok!”

BARIŞIN YOLU ROBOSKÎ’DEN GEÇER

Roboskîlilerin yaptığı bir vurgu da, “Barışın yolu Roboskî’den geçer” vurgusu. Nedeni açıklarken de, “Roboskî Kürtlerin yaşadığı son büyük katliamdır, onunla yüzleşilmeden, onun faillerin ortaya çıkarılıp cezalandırılmadan, barış da mümkün değildir” diyorlar.


KATLİAMDAN DERS DE ÇIKARILMAMIŞ

Ferhat Encü, Roboskî Katliamı’ndan sonra riskli de olsa geçim kapısı olduğu için ‘sınır ticareti’ne devam edildiğini ve dört gün önce bir risk atlatıldığını anlatıyor. ‘Kaçak’tan dönen küçük bir grubun önü asker tarafından kesilmiş. Roboskî katliamının yaşandığı noktadan Roboskî’ye doğru olan bir noktada, yani daha iç bir bölgede yaşanmış olay. Gelenler sigara ve mazot getiriyormuş. Asker gruba ateş açmış. Sonuç olarak yapılan görüşmenin ardından gerilim atlatılmış ancak anlatılanlardan bundan sonra benzerlerinin tekrar etmeyeceğinin bir garantisi olmadığını öğreniyoruz.
Örneğin Veli Encü, buradaki askeri karakolun komutanıyla görüştüklerini ve komutanın kendilerine ‘kaçakçılık’ yapmamalarını söylediğini, onların da ‘bu bizim 100 yıllık geçim kapımız’ dediklerini, gerekli iş sahası olmamasının da bunu zorunu kıldığını anlattıklarını aktarıyorlar. Karakol komutanı da “gidin bunları başka yetkililere, kurumlara anlatın. Benim görevim hududu korumak, ben hudut komutanıyım” demiş.


‘BAŞBAKAN’IN KAPISI BİZE NİYE KAPALI?​’

Görüştüklerimizden biri de katliamda oğlunu yitirmiş olan Mercan Encü. Başbakan Erdoğan’ın, “kapımız herkese açık” sözünü hatırlatıyor ve “Niye Roboskî’ye kapalı” diye soruyor Mercan Encü. Defalarca dertlerini Hükümete anlatmak için Ankara’ya gittiklerini, ancak kendileriyle görüşülmediğini dile getiriyor.


Türkiye Barış Meclisi’nin (TBM) 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısı ile Roboskîli ailelere yaptığı ziyarette konuşan TBM Dönem Sözcüsü Hakan Tahmaz, barışın Roboskî’den geçtiğini söyledi. Tahmaz, “Türkiye Roboskî ile yüzleşmediği sürece Kürt sorununun çözümü çok zor olacaktır” dedi.

Ailelerle birlikte mezarlığı ziyaret eden heyet adına konuşan Tahmaz, yaşanan acılara rağmen çözüm süreci ile birlikte ölümlerin durduğunu bunun da çok önemli bir gelişme olduğunu söyledi. “Türkiye’nin barışı, Kürt sorununun çözümü Roboskî’den geçer. Bu yara kanamaya devam ettiği sürece, Türkiye Roboskî ile yüzleşmediği sürece Kürt sorununun çözümü, analarımızın gözyaşının dinmesi çok zor olacaktır. Hatta mümkün olmayacaktır” diyen Tahmaz, TBM olarak yaradan akan kanın dinmesini istediklerini söyledi. Tahmaz, “Bütün Türkiye Roboskîli ailelerin acılarını paylaşmalı” dedi.

Roboskîli aileler adına konuşan Ferhat Encü ise ziyaretten dolayı heyete teşekkür ederek başladığı konuşmasında, katliamın üzerinden geçen zamana rağmen sorumluların cezalandırılması için hiçbir adım atılmadığını söyledi. “Biz de 87 haftadır, her gün buradan adalet talebini dile getiriyoruz. Fakat ne yazık ki; adalet taleplerimiz bu güne kadar karşılanmadığı gibi bize yönelik baskı ve sindirme politikaları devam ettti” dedi.

Encü, “Bu gün 1 Eylül Dünya Barış Günü. Barışa ne kadar ihtiyacımız olduğunun farkındayız. Ortadoğu’da kan gölü ve emperyalist devletlerin katliamları devam ederken, annelerin bağrına ateş düşerken, barışın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Bir daha Roboskî katliamları yaşanmasın istenyorsa, onurlu bir barışın Kürdistan’a ve Türkiye’ye acilen gelemsi gerek” şeklinde konuştu. (Roboskî/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

AKP barış özlemini istismar ediyor

SONRAKİ HABER

Suriye: Vicdanlarda yaşayan ülke

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...