25 Ağustos 2013 18:33

Tekstil işçisi ne kazandı ne kaybetti?

30 tekstil fabrikasında çalışan 12 bin işçiyi greve götüren nedenler, TEKSİF bürokrasisinin, bir zamanlar kriz gerekçesiyle patronlara peşkeş çektiği kazanılmış haklardı. Sendikacılar, ‘94 ve 2001 krizleri sırasında, mücadeleyle kazanılmış hakları, işçilere sormadan ve patronlara hiçbir güçlü

Tekstil işçisi ne kazandı ne kaybetti?
Paylaş
Kadir Yalçınkaya

Sonuçta işçi ücretleri her geçen yıl eridi, çalışma koşulları giderek kötüleşirken tekstil işçisi daha da yoksullaştı. Bugün sendikalı tekstil işçilerinin bile neredeyse yüzde 80’inin ücreti, asgari ücret düzeyinde... İşçiler de grev boyunca haklı olarak, “Biz fazla bir şey istemedik, daha önce sendikacıların bizim adımıza verdikleri hakları geri alma mücadelesi içindeyiz” dediler.

Grevin talepleri 4 tam maaş ikramiye, her yıl için yüzde 1 kıdem zammı, fazla mesailerin yüzde 100 zamlı ödenmesi ve ücretlere birinci altı ay için yüzde 15 zam olarak açıklandı. Ortaya konan talepler minimum seviyede belirlenmişti zaten.

Patronlar bir yandan siparişleri tehlikeye düşsün istemiyorlardı, diğer yandan işçilerin bu asgari taleplerini bile karşılamaya yanaşmıyordu. Bu arada İSDEMİR’de olduğu gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik devreye girdi. (TEKSİF sitesinde yaptığı açıklamada bakana ayrıca teşekkür etmeyi unutmamış.) Nihayetinde, grevin 9. gününde sözleşme imzalandı.

Sözleşmeye göre hali hazırda çalışan işçilerin 2,5 olan ikramiye sayısı 4’e çıkarıldı. Yeni girenler için ise bu artış kademeli olacak. İşçinin kıdemine göre yıllık 7 TL brüt kıdem zammı belirlendi. Üç yıl için imzalanan sözleşmeyle belirlenen ücret artışları ise şöyle: İlk yıl birinci altı ay yüzde 5, ikinci altı ay yüzde 3; ikinci yıl ilk alt ay yüzde 3, ikinci altı ay yüzde 4; üçüncü yıl ilk altı ay yüzde 3, ikinci altı ay ise yüzde 4. Fazla mesai ücretleri ise zaten yasalara göre olması gereken seviyeye çıktı.

Sendikacıların söylediklerine bakılırsa işçilerin 10 yıl önceki kayıplarını kısmen geri kazanmışlar. Oysa sözleşmeden sonra bile tekstil işçilerinin giydirilmiş ücretleri dahi açlık sınırının altındadır. SANKO işçilerinin “Sözleşme imzalandı, heyecanlandık fakat maaşları alınca hayal kırıklığına uğradık” sözleri gerçeğin ifadesidir. Sözleşmenin 3 yıllık olması ve düşük ücret zamları, 1,5 ikramiyenin geri alınmış olmasının gölgesinde kalmıştır. Ve ne yazık ki işçiler, bu gerçeği yaşayarak göreceklerdir.

Tekstil işçilerinin, kısa da sürse, 40 yıl sonra gerçekleştirdikleri bu grevdeki en önemli kazanım, kuşkusuz deneyimdir. Masa başında bir imzayla kendilerine sormadan verilen haklarını kısmen geri almak için bile grev yapmak zorunda kalmışlardır. Grevde ne yapacağını bilmeyen, temsilcilerin ne işe yaradığını bilmeyen, hatta eylem yapmayı bilmeyen binlerce işçi, sınıf mücadelesinde tecrübe edinmiştir.

Bir sendikanın üyelerine mücadele ve grev eğitimi vermemiş olması, işçilerin dayanışma için bile olsa bir tek eyleme bile katılmamış olması bir yana, TEKSİF yöneticileri bazı yerlerde grevin ilk gününden sonra işçileri grev yerlerinden uzaklaştırmaya, sanki izin ya da tatil havası yaratmaya çalışmıştır. “Bizim patron iyi niyetli ama sendikası anlaşmak istemiyor” düşüncesi işçilerde nereden, nasıl hasıl olmuştur? Eğer öyleyse neden bu sömürü çarkı fabrikalarda her gün daha ağırlaşarak işlemektedir? Neden her geçen gün daha çok çalışırken ücretler erimektedir? Üretimi yapan, sendikacıların maaşını ödeyen ve grevi yapan işçiler olduğuna göre sözleşme neden onlara sorulmadan, sadece şube başkanları ile paylaşılarak imzalanmıştır? Ben bildiğimi yaparım diyen sendikacıların yarın yine işçinin haklarını feda etmeyeceğinin garantisi nedir? Sözleşme sonrasında işyeri temsilcilikleri ne olacaktır? Temsilciler işçiler tarafından mı seçimle belirlenecektir, yoksa sendika yine üsten atayarak işçinin iradesini mi çiğneyecektir? Temsilcisini, şube başkanını kendi iradesiyle belirlemeyen işçi bugün kazandıklarını yarın nasıl büyütecektir? Daha da önemlisi işçinin ücreti yerlerde sürünürken patronlar gibi yaşayan sendikacılarla, sendikalar nasıl işçinin sendikası olacaktır?
Şimdi sözleşme bittiğine göre tüm işyerlerinde değerlendirmeler yapılacaktır. İşçiler, bu soruları sormalıdır; hem kendisine, hem arkadaşına, hem temsilcisine hem sendikacısına…

ÖNCEKİ HABER

Biber gazı yiyene, uzaklaştırma hediye

SONRAKİ HABER

Tehlike emekçinin kapısında: UİS

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...