24 Ağustos 2013 09:40

Zihnimizi ve bedenimizi izlemeyi bıraksınlar

Kırıklar F Tipi 2 Nolu Cezaevi'ndeki PKK'li tutsaklar, koğuşlarına takılmak istenen kameraların özel yaşamın gizliliği ilkesine aykırı olduğunu belirterek, "Bu durumun uluslararası hukuka aykırı olduğu kadar anayasa hukukuna ve ilkesine de aykırıdır. Daha fazla acıların yaşanmaması için toplumun vicdanı olan tüm demokratik kurum ve kuruluş

Zihnimizi ve bedenimizi izlemeyi bıraksınlar
Paylaş

Kırıklar F Tipi 2 Nolu Cezaevi'ndeki PKK'li tutsaklar, cezaevi yönetiminin tutsaklar üzerideki baskılarına ilişkin DİHA'ya mektup gönderdi. Hayata dönüş operasyonuyla başlayıp günümüze kadar devam eden, yeni cezaevi politikaları her geçen zaman zarfında farklı boyutlar kazanarak uygulamasına devam etmekte olduğunu belirten tutsaklar, "Hayata dönüş' operasyonuyla teslim alınmak istenen insan onurunun nasıl bir katliama dönüştüğüne hepimiz tanığız. Teslim alınamayan yüzlerce devrimci canlı canlı yakıldı, kurşunlara hedef olundu. Bu katliamın ardından 13 yıl geçmesine rağmen toplumun hafızasında katliamın görüntüsü hep taze dururken, güçler bugün aynı emellerle devreye girmiş bulunuyor. Bir tutsağı onurundan hassasiyetinden başka kaybedecek neyi olabilir ki. Bunu kaybetmesi halinde insanlıktan çıkaracağını en iyi tutsak devrimciler bilir. Zaten devrimcilik onurunu hassasiyetini koruma eylemi değil mi? Yıllardır teslim alınmak istenen irademizin, onurumuzun, haysiyetimizin kendisi olduğunu en çok biz devrimci tutsaklar biliriz. Zamanın azizliğine uğramayan insan hafızasıdır derler" diye kaydetti.

'GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARMAYAN BİR DEVLET'

12 Eylül cuntasını ve "Hayata Dönüş" operasyonlarının hiç bir tutsağın hafızasından silinmeyeceğine dikkat çeken tutsaklar, şunları belirtti: "Yani hafızamız zamanın azizliğe uğramayacak kadar dinç hala. Bu dinçlik yıllardır uygulanan vahşetlerin bir sonucu olarak günümüze taşındı. Bir nevi her vahşet çelikten bir hafıza bıraktı bizde. Son dönemlerde tüm cezaevlerini yeniden dalgalandıracak bir uygulamayı devreye sokmak istiyorlar. Geçmişte ders çıkarmayan bir devlet aklıylan yapılmak istenen uygulama oldukça sorunlu ve kabul edilmesi şurada kalsın, yeniden eski günlere dönme atmosferi doğuracaktır. Yatakhaneyi, yemekhaneyi, havalandırmayı kameralarla izleme uygulamasını büyük bir hızla devreye sokmaya çalışıyorlar. Sessiz sedasız devreye sokulmak istenen bu uygulamanın ne anlama geldiğini çok iyi bilmekteyiz. Bireyi kendisi olmaktan çıkarma, köleleştirme, itaatkar hale getirmenin aracı olarak kullanılmak istenen kameraların hayatımızdaki rolü 'general' veya 'Büyük birader' olarak kalması amaçlanmaktadır. Uyurken izleneceğiz, lavaboya giderken izleneceğiz, volta atarken izleneceğiz, yemek yerken izleneceğiz. Var olan megafonla da izlenen görüntüler paralelinde bizlere nasıl hareket edeceğimizi komuta edecekler."

'BU VAHŞET VEFAŞİZAN POLİTİKALARA SESLERİNİ DUYURMALARINI İSTİYORUZ'

Cezaevi yönetimi tarafından robotlaştırılmak istendiklerine dikkat çeken tutsaklar, "İnsanın mekanikleştirilmesi hedeflenen bir amaçtır. Bu durumun tarafımızca kabul edilmeyeceği çok açıktır. 'Hayatın devamlılığı, özel yaşamın gizliliği' ilkesine aykırı olan bu durumun uluslararası hukuka aykırılığı kadar anayasa hukukuna ve ilkesine de aykırıdır. Daha fazla acıların yaşanmaması için toplumun vicdanı olan tüm demokratik kurum ve kuruluşlara buradan çağrıda bulunuyoruz; Bu vahşet ve faşizan politikalara karşı seslerini duyurmalarını istiyoruz. Zihnimizi ve bedenimizi izlemeyi bıraksınlar. Herkesten bu konuda yüksek duyarlılık ve sorumluluk bekliyoruz ve bu faşizan uygulamalara kesinlikle sessiz kalmayacağımızı da bu vesileyle kamuoyuna duyuruyoruz" diye belirtti. (İzmir/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Tunus’ta siyasi krize çözüm arayışları devam ediyor

SONRAKİ HABER

'12 Eylül'ün ana felsefesi devam ediyor'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa