Gezi Parkı'ndan Gençlik Kampına
Meryem Başçı-Hazan İlik-Dilan Unay
Gençlik Kampı yol paramızı çıkarmak için bilet sattık. Kampı parkta bulunan gençlere anlattık. Birlikte çadır kurduk, halay çektik, oyun oynadık, biber gazı yedik, birbirimize yardım ettik. Hiç tanımadığın insanlarla birlikte direnmek, onlara güvenebileceğini bilmek harika bir duygu.
Yine bir direniş günü kamp yol paramız için Can Yücel Şiir Dinletisi bileti satarken sivil polislere denk geldik. Biraz çekinsek de onların da bu olaylar hakkındaki görüşlerini dinledik. İçlerinden biri oğlunun sınavı olduğunu ve olaylardan dolayı oğlunun yanında olamadığını, saatlerdir burada beklediklerini söyledi.
Ne komiktir ki orada bulunan gençlerin de sınavları vardı. Günlerinin yarısını direnişte haklarını savunarak geçirdiler, gece yarıları evlerine döndüler. Eğer biz bu şekilde demokratik haklarımızı aramazsak; o polisin çocuğu gibi daha binlerce genç bu eğitim sisteminin kurbanı olacak.
Gençlik kampımızda görüşmek dileğiyle…
Gezi Parkı 3 ağaç meselesini aşan, tüm dünyada ses bulan bir direniş haline geldi. Hükümetin politikalarından canı yanan her kesim kendine Gezi Parkı’nda yer edindi.
Öğrencisi, işçisi, emeklisi, türbanlısı, Kürt’ü, ulusalcısı, LGBT bireyi… Hepsi orada kolektif bir yaşamın tadına bakmış oldu.
Birbirinden hem çok farklı hem de bir olan insanlar, birlikte su taşıdı, temizliklerini birlikte yaptı, istedikleri yaşamı birlikte ördüler. Bunları yaparken savaşı ve ayrımcılığı yaratanın hükümet olduğunu, aralarında aslında etnik anlamda hiçbir sorunun olmadığını fark ettiler.
BİZ BU FİLMİ BİLİYORUZ!
Paranın hükmünün geçmediği, yardımlaşmanın ön planda olduğu, panel ve forumların düzenlendiği, herkesin birbirinin düşüncesine saygı duyduğu bu ortam bize hiç yabancı değil.
Aslında Gezi Parkı’ndaki yaşamı bizler 10 yıldır Gençlik Yaz Kamp’larımızda 10 günlüğüne yaşamaktayız. Hükümetin ayrımcı söylemlerine rağmen din, dil, ırk farkı gözetmeden birlikte tartışıyor, birlikte öğreniyor, birlikte yemek yapıyor, birlikte eğleniyoruz.
Kin ve nefret olmadan, barış içinde yaşayabileceğimizi kanıtlıyoruz. Patron ve para olmadan birlikte üretip birlikte tüketerek sınıf farklarını ortadan kaldırıyoruz. Özgürce kendi sanatımızı ifade edebileceğimiz ucube heykeller yaratıyoruz, şiirler yazıyoruz, evrim atölyesinde varoluşu tartışıyoruz.
FORUMLAR ATÖLYELER SÖYLEŞİLER
Bizlere hep din derslerinde kul hakkına girmek büyük günahtır diye öğretilmesine rağmen, iki yıl önce YGS’de uygulanan şifrelemeyle hepimizin hakkına girenlerin eğitim hakkımızı engellemesine izin vermiyor, nasıl bir eğitim sistemi istediğimizi paneller ve forumlarda konuşuyoruz. Kampı ve Gezi Parkı’ndaki yaşamı sürekli kılmak için evlerimizde, iş yerlerimizde, sokaklarımızda direnişi büyüteceğiz.
Gezi Parkı direnişini, bu yıl “Barış yoksa gelecek de yok. Geleceğimiz için buluşuyoruz!” şiarıyla 11.si düzenlenecek olan Gençlik Yaz Kampı’na taşıyoruz. Battaniyeni, diş fırçanı al gel! Gelecekten 10 gün çalmaya gidiyoruz!
Evrensel'i Takip Et