22 Haziran 2013 06:25

Hükümetin çekilmesi neden gereklidir?

Taksim Gezi olayları her kesime farklı yönlerde hem bir şeyler öğretti hem de bazı alanlar açtı. Gerek öğrenimlerin gerek kazanımların ülke ve ulus hakkına yararlı değerlendirilebilmesi için bu hükümetin çekilmesi, hatta parlamentonun yenilenmesi gerekmektedir. Bu savımın kısa gerekçesine girmeden, öteden beri i&ccedi

Hükümetin çekilmesi neden gereklidir?
Paylaş
İzzettin Önder

Öyle gözüküyor ki, çekirgenin sıçrama şansını dahi zorlayan ve AKP sessizler parlamentosu üzerinde yükselen hükümet uluslararası düzlemde yalnızlaşmaya doğru yol almaktadır. ABD gibi müttefikler Türkiye üzerindeki kontrollerini daha da sıkılaştırmak, AB gibi kapı komşuları AB üyeliği konusunda ellerini rahatlatmak ve biraz daha taviz koparabilmek, İsrail, İran ve Suriye gibi “etme-bulma dünyası”nda intikam  peşinde olanlar gibi çevreler de hükümetin bu durumundan parsa toplamaya çalışacaklardır. Bu çevrelerin şu veya bu şekilde Türkiye’deki olayları yansıtmaları ve/veya kınamaları demokrasi aşkları ile ilgili olmaktan çok -hatta hiç de öyle değil- hükümeti daha da sıkıştırarak intikam ya da parsa almaya yöneliktir. Yani, önce vur, sonra okşa politikası! Her iki durum da halkımızın aleyhinedir. Çok açık ve net olarak öyle düşünüyorum ki, bu durum Türk ve Kürt halklarının ikisinin de aleyhindedir. Bu durumda stratejik oyun oynayanlar, bilmelidir ki, emperyalizm tuzağından çıkılamaz. Zira Türkiye’de tüm halkların kurtuluşu ve özgürlüğü, fırsat labirentlerinde kısa dönemli çıkarcı manevralardan değil, özgürlük mücadelesinde birlikte yürümekten geçer.

Dış güçler hırpalanmış hükümete sunmaya hazırlandıkları desteği vererek güven tazeleme projesi paketine, açıktır ki, birçok konuda yeni tavizler koyacaktır. Yeni tavizler halkımıza yeni yükler anlamına gelecektir. Bu yükler halklara anlatılmayarak, gizlilik içinde yürürlüğe koyulacağından, durumdan haberdar olamayacağız. Petrol yasası, maden yasası, toprak satışları, HES ihaleleri, enerji ihaleleri, nükleer santral ihaleleri vs. tüm alanlarda Osmanlı’nın son dönem görüntülerini yaşıyor olabiliriz. Osmanlı nostaljisi olabilir! Kısacası Türkiye, teslim alınmış devlet erki ile, uluslararası piyasalarda iş ve çalışma alanında tam örgütsüzlük, bozuk gelir dağılımı ile tüketim alanında ise tam çılgınlık ortamı içinde yüzerken, yaratılan değerlerin büyük merkezlere transfer edildiği, ülkeye ancak küçük bir bölümünün kaldığı bir çevre ekonomisi özelliğinde olduğu yere çakılmış olur. Bu durum, aynen bugün olduğu ve halklarımızın kandırıldığı gibi, görüntüsel parlaklıklar yaratırken, göreli yoksulluk havzasında tutulmamızı sağlayacaktır. Günümüz kapitalizminde merkezlerin durumlarını koruyabilmeleri ya da erime hızlarını yavaşlatabilmeleri için bizlerin hızla erimesi çok ciddi bir ekonomi kuralıdır. Keşke bu süreç, günümüzde olduğu gibi ekonomi alet ve süreçlerinin anlaşılmaz parıltıları altında aldatıcı biçimde değil de, geçmişin sömürgecilik politikalarında olduğu gibi işgaller ve yağmalamalar yolu ile olsa idi! O zaman ne AKP bindirilmiş kıtaları karşısında toplayabilir ne de insanları aldatarak ülkenin soyulmasına halkın oylarını alet edebilirdi!

ÖNCEKİ HABER

Direnişin psikolojisi: Kibir Sendromu tezi neleri örtüyor?

SONRAKİ HABER

‘Stadyum değil hastane istiyoruz’ diyebilmek...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...