Tutuklu öğrenci Esila Ayık'ın babası Kemal Ayık: “Bırakın kızım okuluna gitsin”
İstanbul’da protestolarında tutuklanan ağır hasta öğrenci Esila Ayı’ın babası Kemal Ayık, "Yeter. Bırakın kızımı, varsa cezası ben çekeyim, kızım gitsin okuluna" diyerek, tutukluluğa tepki gösterdi.

Tutuklu öğrenci Esila Ayık
İLGİLİ HABERLER

Esila Ayık hakkında "yanıltıcı paylaşım" yapanlara soruşturma

Avukat Uluğ, Esila Ayık için yapılan tahliye talebinin reddedildiğini açıkladı

Tutuklu öğrenci Esila Ayık’ın avukatı: Kalp kapakçığındaki rahatsızlık "hafif" seviyeden "orta" seviyeye yükseldi

Tutuklu öğrenci Esila Ayık’tan mektup: Halkımıza emanetiz
İstanbul Belediye Başkanı (İBB) ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan protestolarda tutuklanan Esila Ayık’ın tutukluğu ağır sağlık sorunlarına karşın devam ediyor. Babası Kemal Ayık, "Yeter. Bırakın kızımı, varsa cezası ben çekeyim, kızım gitsin okuluna" diyerek, tutukluluğa tepki gösterdi.
Tutuklu bulunduğu cezaevinden mektup yazan Esila Ayık ise, "Moralimi yüksek tutmaya çalışırken haksız hukuksuz burada tutuklu olmamla duvarlar üstüme üstüme geliyor" ifadelerini kullandı.
Tutuklanan öğrenci Esila Ayık’ın babası Kemal Ayık ve avukatı Ümit Özkan Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.
“Suçlu değilim, benim kızım da suçlu değil”
Baba Kemal Ayık, Esila'nın gözaltına alındığı gün yaşananları şöyle anlattı:
"Gece iki buçuk civarıydı, iki kadın bir erkek polis eve geldi, Esila’yı sordular. 'Kızım evde yok' dedim. 'Ne oldu' diye sordum, 'Abi bir şey yok. Sadece ifade alacağız' dediler. Kızıma haber verdim. Arkadaşında kalıyordu, yavrum konum attı, polisler o konumla gidip aldılar kızımı. Ben bilemedim, sabah ben zaten ifadeye götürürdüm. Diyorlar ki 'Kaçarmış'... Biz iş adamı değiliz ki, kendi yağında kavrulan insanlarız. Kimseye bir zararımız yok. Ben korkmuyorum. Çünkü suçlu değilim. Benim kızım da suçlu değil. Alın terimle bu zamana geldim. Annesi zaten dünya iyisiydi rahmetli. Esila ona da çekmiş, bana da. Biz haksızlığı sevmeyiz. Çok zoruma gidiyor."
"Ne insanlığa sığar ne vicdana"
"Herkes pankart kaldırıyor. Herkes bir şeyler söylüyor. Ben o gençlerin hepsini seviyorum" diyen baba Ayık, "Ha kıyamet kopmuş ha kızım hastayken hapiste yatmış... Niye böyle uğraşıyorlar onu anlamıyorum. Ne istiyorlar, ben bıktım gayrı. Yeter. Bırakın kızımı, varsa cezası ben çekeyim, kızım gitsin okuluna" ifadelerini kullandı.
Cuma günleri kızının görüşüne gittiğini belirten Ayık, "45 dakika, bir saat arası izin var. Arada cam var, telefonla konuşuyoruz, telefonda da düzgün ses çıkmıyor zaten" dedi. Ayık, "Benim anlamadığım, hasta bir çocuğu hastaneye götürürken bile kelepçelemek. Ne insanlığa sığar ne vicdana" şeklinde konuştu.
“Bu gençler hapse atılır mı?”
Belçika'da okuyan kızının, ailesini ve arkadaşlarını özlediği için Türkiye'ye geldiğini anlatan Kemal Ayık, şöyle devam etti:
"Bir de fotoğrafçılık okuduğu için fotoğraf çekmek istemiş. Anı olsun diye bir tane döviz almış eline, onu tutarak fotoğraf çekilirken görmüşler kızımı. Çocuğumun şansı yok zaten. Bu gençler Türkiye'nin geleceği. Bu gençler hapse atılır mı, bu kadar tutulur mu?"
"4 kez kemoterapi almış"
Esila'nın başta ilaçlarının verilmediğini anlatan avukatı Ümit Özkan, şunları söyledi;
“Esila’nın iki temel rahatsızlığı var. Bir; kalbiyle ilgili aort yetmezliği, iki; böbreğiyle ilgili nefrotik sendrom. Nefrotik sendromun özelliği, vücut savunma sistemi böbreklerine saldırıyor. Kullandığı ilaçlar, savunma sistemini baskılayıcı ilaçlar. Tıpkı kendisine böbrek nakli yapılmış bir kişiye verilen ilaçlar gibi. Hatta 2023'te ve geçtiğimiz aralıkta ikişer kez, toplamda dört kez kemoterapi almış.
Beş gün ilaçlarını alamadı. Cezaevinde ilacı yazıldıktan sonra da hemen verilmedi. Öyle olunca biz mecburen sosyal medyada sesimizi yükselttik. Kamuoyunda durum duyulunca ilaçları verildi.
“İtirazlarımız reddedildi”
Üzerine itirazlarımız da uzun süre sonuçlanmadı. Mahkemeler topu birbirine attı. Dört kez itiraz dilekçesi verdim. Esila’nın 133 sayfa sağlık raporlarını da ekledik. Bu arada 2022'den 2025'e kadar olan kısım Belçika'da. Belçika'daki doktoru e-postayla iletti. Hatta doktoru raporda ‘İçeride kalması hayati risk teşkil eder’ diye kayıt düşmüş. Güncel raporları da ekledikten sonra yeniden başvurduk. Günler sonra itirazımıza 'kaçacağı şüphesi' diye ret geldi.
Koğuş çok kalabalık, 52 kişi kalıyorlar. Orada kendi çabalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. 'İdare ediyorum, bir sıkıntı olmadı' diyor. Koğuş, ihtiyaçları görme noktasında küçük. Duş, lavabo sayısı, yeterli değil. Çünkü orası 52 kişiye göre yapılmış bir yer değil. Ama belli bir düzene koymuşlar. O şekilde yaşıyorlar.
Morali ciddi şekilde bozuk. 'Beni buradan çıkar, ben ne yaptım' diyor. Ödüllü 'Z Bakış' diye bir kitabı var. İkinci kitabı annesi ile ilgili olacaktı. 'Üçüncü kitapta da burayı yazarsın' dedim. 'Ümit amca, burayı şimdi yazacağım, belki adı Mahpus Bakış olur' dedi. 'Tamam sen gözlemle' deyince 'Ben yeterince gözlemledim, çıkart beni' dedi tekrar."
"Haksız hukuksuz burada tutukluyum"
Öte yandan, Esila Ayık, tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nden bir mektup gönderdi. Ayık, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“Zihnimdeki buhranlar, kalbime çarpıntı olarak vuruyor. Moralimi yüksek tutmaya çalışırken haksız hukuksuz burada tutuklu olmamla duvarlar üstüme üstüme geliyor. 2 yıldır görmediğim ailemi ve arkadaşlarımı görüp İstanbul’da baharın tadını 2 haftalığına çıkarmak isterken, 25 gündür avludaki 30 metrekarelik gökyüzümde uçan kuşları, bulutları seyredip hayallerime sıkı sıkı tutunuyorum. Hayallerim bana güç veriyor, beni güneşli bir geleceğin beklediğini düşünmek istiyorum. Yeni kitaplar yazıp, güçlü fotoğraflar çekip sergiler yapmak istiyorum. Bu süreçte kalbi benimle atan herkese teşekkür ediyorum.” (Haber Merkezi)
Evrensel'i Takip Et