10 Nisan 2013 13:39

Dila olsun Rıza olsun iki halk!

Nuray Sancar

BARIŞI ANLATMAYA HAZIRLANIYOR

Şimdi Dila Hanım’ın Karadağlısı o filmdeki gibi, bir kez daha öyle derin bakmak, vaktiyle çekilmiş silahların gölgesinde, sırtını sevgiliye güvenle dönebilmek için yollara çıkmaya hazırlanıyor. Kürt sorununun çözümüne yardımcı olacak Akil İnsanlar grubunda, barışı ve kardeşliği Akdenizlilere anlatmak üzere hazırlanıyor.

Dolmabahçe’de yapılan Akil İnsanlar toplantısından iki saat önce Levent Tüzel ile birlikte görüşürken ister istemez, Karadağlı Rıza’nın elini kandan temizleyen aşkını düşünüyor insan. Birçoğu için Kadir İnanır sert, uzlaşmaz ve kavgacı bir adam… O Akil İnsan listesine girdikten sonra sosyal medyada “Uleeyyyn barış olsun” diye gürleyen bir film kahramanı halinde karikatürleri paylaşıldı. Oysa o daha çok, aşık Karadağlı’nın ruhunu taşıyor şu sıra. Bu ülkedeki halklar birbirine husumet değil sevgi duysun diye bir filmden çıkıp geldi o aşkın bakışı.

‘ÇATIŞMA ORTAMINDA SANAT YAPAMAM’

“Bu memleketin pek çok yerinde film çektim. Akarsuların debilerine kadar bilirim. Ama çatışma ortamı sürerken sanat filan yapabileceğime inanmıyorum” diyor. Şimdiye kadar hiçbir siyasi kesimle ilişkilenmedi, barışın da siyasi kesimlerin tekelinde kalmaması gerektiğine ona herkesin ihtiyacı olduğuna inanıyor. Bunu katıldığı film festivallerinde de ifade etti zaten. Hükümet partisinin tasarrufunda bir adam olmaya niyeti yok, o sadece iki halkın aradaki kana rağmen barışmasını, sevgiyle birbirine bakmasını istiyor.

En çok kızdığı kesim ise Kürtlere karşı kan davası gütmeye devam edenler.

FİLMLERİNDEN BAHSEDİYORUZ...

Filmlerden bahsediyoruz biraz da. Erdal Eren için yaptığı Son Cellat adlı filminin çok az salon bulabildiğini, bir televizyon kanalında da yaş sınırı konularak gece 01.30’da yayınlanabildiğini anlatıyor. İsyan adlı filminin ise yasaklandığını.
Dünyanın bütün nimetlerine layık olanlar ona göre önce emekçiler. Türklerin ve Kürtlerin Anadolu’da huzurlu ve refah içinde yaşayabilmesi için önce silahların susması gerekiyor. Kürtleri Alevileri konuşuyoruz. Vaktiyle Fatsa’da bir cami ve cemevinin kurulmasındaki katkısından dem vuruyor.

KARŞIMIZDA SADECE ROLÜNÜ İYİ OYNAYAN BİRİ YOK

Çok konu dökülüyor masaya. Hükümet politikaları, barış ve demokrasi arasındaki ilişki, akil insan olarak yapmak istedikleri… karşınızda sadece rolünü en iyi oynayan adamlardan biri yok, memleketin taşıyla toprağıyla her şeyiyle ilgilenen, hiçbir haberi ve bilgiyi kaçırmayan bir insan var.

Gazetemizin dağıtımının iyi olmadığını söylüyor sonra, İnternet’teki siteyi eleştiriyor önerilerde bulunuyor. Emekçilerin kendilerini savunan partilere oy vererek iktidara gelmeleri gerektiğine dikkat çekiyor. Milletvekili Tüzel ile Akdeniz’deki çalışmalar konusunda görüş alışverişinde bulunuyorlar bu arada.

Bense Roboskî’yi ziyaret ettiğimizde, açlık grevleri sırasında Diyarbakır’a gittiğimizde, şehir tiyatroları oyuncuları bir haftalık maraton etkinliği düzenlediklerinde beraber olduğumuz, barış için en çok emek sarf eden insanlardan birine; Jülide Kural’a selam gönderiyorum hayat arkadaşıyla. Onlar birbirine çok yaraşan, birbirlerini yaratmış ve emek vermiş iki insan. Jülide o sırada yanımızda yok ama hep aramızda.

‘BARIŞA DUYDUĞUM İNANÇ...’

Kadir İnanır’ın ne şana, şöhrete, ne paraya ihtiyacı var. Onun filmleriyle kaç kuşak büyüdü. Bu ünü ve şanı kendisine saklayacak, sadece kendi benini tatmin etmek için kullanacak biri değil o… “Benim bunlara ihtiyacım mı var. Akil İnsanlar listesinde yer almayı kabul ettiysem barışa duyduğum inançtan” diyor.

Sahip olduğu en iyi şeyleri barış yoluna sermek bir sanatçının en büyük erdemi. Kadir İnanır da sahip olduklarının farkında ve kıymetli bir iş yapıyor…

Yaz bunları işte diyor, bana. İzniyle yazıyorum…

Karadağlı Rıza’nın bakışının halkların barışının yolunu açmasını diliyorum; kan erisin o bakışta, sanat kınından çıkmış silahı yere sersin… Dila olsun Rıza olsun iki halk.

Evrensel'i Takip Et