30 Mart 2013 10:43

Koreler bir kez daha ‘savaş’ durumunda

TATBİKAT ÖFKESİ

1953 yılından beri iki ülke kağıt üzerinde zaten savaş halinde görünüyor. Kore yarımadasındaki savaşın ertesinde ateşkes kararı alınmış, ancak hiçbir barış anlaşması imzalanmamıştı.

Pyonyang yönetimi, 12 Şubattaki nükleer silah denemesinin ardından yürürlüğe konulan yeni Birleşmiş Milletler ambargolarının yanı sıra, ABD’nin yakın zaman içinde Güney Kore’yle yaptığı askeri tatbikatlara da tepki gösteriyor.
ABD’nin B-2 hayalet bombardıman uçaklarını yarımada üzerinde uçurması üzerine, Kuzey Kore’nin resmi haber ajansı, Pyongyang’ın füze bataryalarını Amerikan hedeflerine saldırı için “hazır” duruma getirdiğini bildirmişti.

Haberde, ABD’nin Kore Yarımadası’nda bir nükleer savaşın fitilini ateşlemeyi göze aldığı belirtilerek, “Tahrikler karşısında Kore Halk Ordusu’nun ABD ana karasına, Guam ve Hawai’nin de aralarında bulunduğu Büyük Okyanus’taki ve Güney Kore’deki askeri üslerine acımasızca saldırabileceği” tehdidine yer verilmişti.

Bu arada Rus basını, Kuzey Kore’den yapılan açıklamaların yanlış yansıtıldığına, ‘kendisine yönelik herhangi bir saldırı olması durumunda’ şartının bulunduğuna dikkat çekti.

Rus basınına göre, Kuzey Kore açıklamasında, “Güney’den herhangi bir saldırı olması durumunda, tüm münasebetler savaş yönetmeliğine göre düzenlenir… Kuzey ve Güney Kore ilişkileri savaş durumunda olur” uyarısına yer verildi.

‘KRİZ KONTROLDEN ÇIKABİLİR’

RUSYA Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Kore Yarımadası’nda artan gerginliğin bir “kısır döngü sarmalına” kayabileceği uyarısında bulundu.

Pyongyang yönetiminin adımlarını “kabul edilemez” diye nitelendiren Lavrov, diğer yandan, “Kuzey Kore’yle ilgili atılacak tek taraflı adımların, askeri hareketliliği artıracağı” uyarısında bulundu. Lavrov, ABD uçaklarının uçuşuna gönderme yaparak, “askeri gövde gösterisiyle jeopolitik amaçlara ulaşmaya çalışmamak gerektiğini” vurguladı.

Uçaklarını Güney Kore üzerinde uçuran ABD ise, tatbikatın “caydırıcı gücünü artırmayı” amaçladığını açıkladı. Kuzey Kore’nin en yakın müttefiki ve en büyük ticaret ortağı Çin ise, taraflara sükunet çağrısı yaptı.


‘KİMSE SORUNUN ÇÖZÜLMESİNİ İSTEMİYOR’

EURONEWS’e konuşan Revue Dergisi’nden Juliette Morillot, Kore Yarımadası’ndaki gelişmeleri şöyle değerlendirdi: “Kim Jong-il bir yıl önce öldü. Yeni genç lider Kim Jong-un gücünü yerleştirmek zorunda. Ortak bir proje etrafında insanları birleştirmeli. Bu durumda Amerikan emperyalizmine karşı bir söylem geliştiriyor. Bu noktada dünyayı kaygılandıran Kim, çok akıllı bir şekilde bölgesel statükoyu kullanıyor. ABD ile iki taraflı bir diyalog istiyor. Statükodan bahsederken söylemek istediğim, kimse iki Kore’nin birleşmesi konusuyla gerçekten ilgilenmiyor. Güneyin önünde Almanya örneği var. Hayat standartlarının düşmesini istemiyor. Çin de kapısında nükleer güce sahip demokratik birleşmiş bir Kore’yi arzu etmez. Japonya da kendisine karşı olan bir Kore’yi istemez. ABD için ise şunu unutmamak gerekir, Çin askeri anlamda güçleniyor, yani ABD de şu anda hedefte olan ileri karakolunu kaybetmek istemez. Okinawa, Guam ve Güney Kore’deki üslerden bahsediyorum. Yani Kim Jong-un, uluslararası oyunun kurallarına göre bütün bu argümanları kullanıyor. Çin için Kuzey Kore oldukça çalkantılı bir müttefik. Bu durum aşırı rahatsızlığa yol açıyor. Çünkü Çin, uluslararası toplum ile uyum içinde olmayı istiyor; ancak diğer yandan tarihi müttefiki Kuzey Kore’yi de kaybetmek istemiyor.” (DIŞ HABERLER)

Evrensel'i Takip Et