Mizah ne işe yarar?
“Yaşam çatışmasında yenik düşen insanın gülmesi, bir üstünlük elde etme silahıdır. Toplumda egemen sınıflar bu üstünlüğü özdeksel ve somut olarak ellerine geçirmiş olduklarına göre, ezilen, sömürülen, yani yenik düşen sınıf, egemen sınıfa karsı başka türlü ve gerçek üstünlük elde edemeyince, gülmeceyi onlara karşı bir üstün gelme silahı olarak kullanmaktadır. Bu tür gülmece, güçsüzlerin, güçlüye karsı kullandıkları sosyal ve politik üstün gelme silahıdır.” (Aziz Nesin, Cumhuriyet Döneminde Türk Mizahı, Akbaba Yay., 1973, s. 37-8 )
Mizah, yaşamın sürüp giden çatışmasında yenik düşenlerin ve ezilenlerin sığınağıdır. Yaşamı daha katlanılabilir kılmak için, insanlar, toplumsal hayattaki tüm otoritelere mizah yoluyla karşı koyarlar. Çünkü onlar için en etkili direniş yöntemlerinden biri budur. Mizah yoluyla en sert eleştiriler üstü kapalı da olsa dile getirilebilmekte, gündelik dille anlatılamayanlar mizah yoluyla meşruluğa bürünmektedir. Bu karşı koyuş içinde rahatlama öğelerini de barındırırken bir taraftan da, eleştirilerin odağı olarak iktidarın tepkisini çekme olasılığı zayıflamaktadır.
Toplumsal gülme iktidarı hedef alır ve baskı ve sindirme politikalarına kahkahayla karşı koyar. Gülme, korkuyu ve sınırlamaları yenen toplumsal bir güçtür. Ezilenler için, egemenlerin meşruluk ve haklılık temelini elden geldiği ölçüde sarsmak ve hatta yıkmak söz konusudur. Bu tür eleştiriler, egemen sınıfların, tabakaların yerine topluma karşı üstlendiği görevleri yerine getirmediğini ve toplumsal sözleşmeyi bozduğunu gösterme yönündeki çabaların biçimini alabilir. Bu saldırıların ve çabaların, kamusal senaryoya yansıyan kısmı ise, küfrün tam olarak ifade edilmeden ima edilmesidir: mizah, dişleri çekilmiş bir küfürdür.
Sözle yapılan alay ve hiciv insanları rahatlatır. Biriyle, özellikle de açıkça karşısına çıkamayacağımız kişiyle dalga geçmek veya dedikodusunu yapmak, bu kimseye duyulan nefreti geçici bir süreliğine de olsa azaltır. Nefretin ve kızgınlığın en önemli tatmin yollarından biri mizahtır. Levent Cantek, Nasrettin Hoca fıkralarını popüler direniş yöntemleri açısından incelediği makalesinde, fıkralarda iktidara karşı dillendirilen bütün “saldırılara” karşın, şartlarda herhangi bir değişme yaşanmadığını, iktidarın mevcudiyetini koruduğunun altını çizer. Mizahın bu yolla, alt sınıflara fiziksel direniş gibi daha tehlikeli safhalara geçmeden rahatlama boşalma imkânı tanıyan, iktidar onaylı emniyet subabları olduğunu söyler. (Levent Cantek, “Alt kültür, Popüler Direniş Yöntemleri”, Birikim, 1998 Ocak/Şubat, Sayı: 105-6, s.)
Toplum, mizah yoluyla yaptığı muhalefetle otoriteyi gülerek ve alay ederek tehdit eder. Otoritenin tahakkümünü sürdürmesinin tek yolu toplumda rızanın üretimidir. Mizah, bu gizli senaryoyu geçersiz kılarak egemen sınıfların ciddiyet haresini parçalamaktadır. Otoriteye verebilecekleri en can alıcı cevap onu ciddiye almayarak olur. Hannah Arendt de, otoriteyi korumak için kişi ya da makama duyulan saygıyı ayakta tutmak gerektiğini, dolayısıyla otoritenin en büyük düşmanının ve onu zayıflatmanın en kesin yolunun kahkaha olduğunu belirtir. (Hannah Arendt, Şiddet Üzerine, İletişim Yay., 2003, s. 58) Mizah özellikle muhalefet işlevi ile toplumsal organizmanın daha sağlıklı işlemesine yol açar. Gülme kendi çapında toplumsal yaşamı düzenleyen önemli bir güçtür. Haksızlığa uğrayan kişinin verdiği, toplumun, baskılara verdiği karşılıktır. Özelikle günümüzde otoriter toplumlarda mizaha daha çok gereksinim duyulmasında, mizahın bu toplumlarda işlevini yerine getirmeyen kurumların yerini alması başlıca nedendir.
Bu engellemeler ise halkın direniş ve muhalefetini daha da pekiştirir. Gülme, muhalefettir, çünkü mevcut olanı tahrif eder, alaya alıp onun monolojik dilini görelileştirir; direniştir, çünkü tüm toplumsal ayrıcalıklara, dokunulmazlık iddialarına, normlara ve yasaklara karşıt bir yanıt verir. Gülmenin ve mizahın yaptığı, haksızlık ve baskıyı görünür kılarak dillendirilmesine imkân tanımasıdır.
MİZAH BİR YUMRUKTUR KİME VURACAĞI BELLİ OLMAZ
Gülme yoluyla muhalefet çeşitli biçimlerde kendini gösterebilir. Muhalefetin temel noktası, mizah yoluyla sistemi eleştirmektir. Bu, kimi zaman sistem tarafından sunulanları reddetmek, kimi zaman sistemin sunduklarına alternatifler üretmek, kimi zaman otoriteye meydan okumak seklinde olabilir. Mizahın muhalefet işlevini geçersiz kılan en önemli unsur ise, mizah adı altında otoritenin çizdiği sınırlar dışına çıkmayan ve verili olan toplumsal düzeni olumlayan eserler üretmektir. Bu tür mizah ürünleri sadece güldürmek amaçlı olup, bolca küfür, cinsellik sömürüsü içererek kolaycı bir zihniyet taşır. Toplumsal bir faydası ve etkinliği yoktur.
Mizahın ne denli ciddi bir iş olduğuna işaret eden, mizahçıların dünyanın en ciddi insanları olduğuna inandığını söyleyen Can Yücel, bu ciddiyette yaşamı ciddiye almanın değil, üretici olmanın verdiği ciddiyeti bulduğunu söyler
Mizah yoluyla muhalefet, sadece iktidardaki siyasal güçlere karşı savaş vermek olarak algılanmamalıdır. Mizah, bir karşı duruştur. Karşı olduğu kurumlar, insanların gerçeğe ulaşmalarını engelleyerek ve daha farklı ve eşitlikçi bir dünyanın kurulmasını engelleyen, insan doğasına aykırı her türlü kişi veya kuruluşlardır. Nerede sömürü ve uyumsuzluk varsa orada mizah da üretilir. Zira mizah bir yumruktur kime vuracağı belli olmaz. Zaten Karagöz ile Hacivat’ın da boynu bu yüzden vurulmadı mı? [email protected] Twitter’dan takip için: https://twitter.com/mutkusenturk
Evrensel'i Takip Et