Çocukların derdi, imamın dersi

Cem ŞİMŞEK

Geçtiğimiz haftaya Ankara 3. İdare Mahkemesinin her çocuğa bir öğün sağlıklı yemek talebiyle Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) karşı açılan davada verdiği ret kararı damga vurdu.

Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla kampanyaya dönüşen talebi, daha önce MEB de reddetmiş, Meclis ise gündemine almamıştı. Böylelikle yasama ve yürütmeye yargı da katıldı ve devlet toptan ‘Çocuklara bir kap yemek yok’ demiş oldu.

Arkadaşlarımız Nisa Sude Demirel ve Elif Turgut’un haberine göre mahkemenin ret kararında “Devletin çocuklara ücretsiz yemek verme yükümlülüğü olmadığı” ve “Kaynakların sınırlı olduğu” yönündeki ifadeler dikkat çekti. Dünya Yoksulluk Haritası’na göre, Türkiye’de 3 milyon kronik yetersiz beslenen çocuk bulunurken; MEB 2024 bütçesinden cemaat ve tarikatlara 27,8 milyar lira pay ayrıldı. 2024’te sermayenin ödemesi gereken ancak devlet tarafından tahsil edilmeyecek vergi miktarı ise 2 trilyon lira. 2023 yılının sadece iki ayında 47 özel okul patronuna verilen teşvikin miktarı ise 316 milyon lira. Oysa sermayeden alınmayan verginin ise yüzde 5’iyle 20 milyon öğrenciye 9 ay boyunca günde 2 öğün yemek sağlanabilirdi.

ÇOCUKLARIN YOKSULLUĞUNDAN YARARLANILIYOR!

Çocuklara bir kap yemeği çok görürken kaynaklarını ÇEDES projesi kapsamında eğitimi her gün daha da dincileştirmek için kullanan Milli Eğitim Bakanlığı yine geçtiğimiz hafta lise öğrencilerinin kaldığı yurtlara ‘manevi danışmanlık’ adı altında imam ve vaizler görevlendirdi. Arkadaşımız Damla Kırmızıtaş’ın haberine göre son aylarda sık sık intiharlarla gündeme gelen yurtlarda ‘Yurtta yalnız değilsiniz’ adı altında hayata geçirilen uygulama kapsamında dini sohbetler gerçekleştiriliyor.

En son istismarlarla anılan Ensar Vakfının ‘Sana Emanet’ adlı yarışmayla Bakanlık eliyle okullara sokulduğunu hatırlatan Eğitim Sen MYK Üyesi İzzet İldeş, “Yoksul halk çocuklarının çaresizliklerini bu şekilde Bakan Tekin’in cümleleri ile ‘beşeri bakiye’ olarak değerlendirilmesi asla kabul edilemez” diyerek uygulamaya tepki gösterdi. İntiharlarla gündeme gelen yurtlara imamlar görevlendirilirken ülke genelinde 25 bin psikolojik danışman ve rehberlik öğretmeni atama bekliyor.

NİTELİKLİ KORUMA ALANINDA NİTELİKLİ TALAN BAŞLIYOR!

Geçtiğimiz haftanın öne çıkan gündemlerinden bir diğeri ise nitelikli doğal koruma alanlarına güneş enerji santrali (GES) yapılabilmesinin önünü açan kararın Resmi Gazete’de yayınlanması oldu. Ülke topraklarını uluslararası maden ve enerji tekellerine açacak “süper talan” yasası meclis raflarında bekletilirken getirilen değişiklikle nitelikli koruma altındaki doğa harikası bölgelerde 1 kilometrekarelik enerji tarlaları kurulabilecek. Kararı arkadaşımız Özlem Songül Abayoğlu’na değerlendiren Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Başkanı Mahir Ulutaş, “Kontrolsüz biçimde verilen lisanslar ve enerji yatırımları ülkenin kısa vadede acil bir enerji ihtiyacını karşılamaya dönük değil. Sermayeye kâr odaklı alan açılmış” dedi. Alınan kararla teknik olarak Avanos, Pamukkale, Fırtına Deresi, Kelebekler Vadisi, Büyük Menderes Deltası, Muradiye Şelalesi, Saklıkent, Cunda Adası ve Lara kıyılarına GES tarlaları kurulabilecek.

TEK ÖĞÜN DÖNEMİ

Evrensel'de geçtiğimiz hafta yer alan çarpıcı haberlerden bir diğeri ise Esenyurt’ta yaşayan Seher’in hikayesiydi. Arkadaşımız Eylem Nazlıer’e konuşan iki çocuk annesi Seher, milyonlarca yoksul kadından sadece biri. 7 yaşında mevsimlik tarım işçisi olmasına neden olan yoksulluk peşini hiç bırakmamış ama bu dönemki gibi bir yokluğu da hiç görmediğini anlatıyor: “Fiyatlar arttığından beri kahvaltı yapmıyoruz, tek öğün besleniyoruz. Çocuklara bebe bisküvisi, tel şehriye çorbası, makarna… Ucuz olan şeylerden yediriyorum, sağlıksız ama mecburum.”

FİLİSTİN’DEN ENTERNASYONAL DAYANIŞMA ÇAĞRISI

İsrail'in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de şiddetini artırarak sürdürdüğü saldırılar devam ediyor. Hayatını kaybeden Filistinli sayısı 32 bini aştı, binlerce yaralı var. Tüm bunların yanında artan açlık ve işsizlik ise Gazze’de hayatı durduruyor. Saldırıların sürdüğü günlerde DİSK’in davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Filistin Genel Sendikalar Federasyonu Genel Sekreteri Shaher Saed Gazze’de yaşananları, Filistinlilerin yaşam koşullarını arkadaşımız Nisa Sude Demirel’e anlattı.

Bugün Filistinli işçilerin en büyük sorununun işgal koşulları olduğuna işaret eden Saed “İsrail işgalini bitirmek için, ülkemizin kendi kaderini tayin edebilmemiz için, onurumuz ve özgürlüğümüz için tüm insanların dayanışmasına ve desteğine ihtiyacımız var” çağrısında bulundu.