8 Mart 2013 13:17

Negatif düzen

Veysel Atayman

Diyelim ki “A” bankası belirgin bir şekilde “rasyonel” yönetilmiyor. Kapitalist finans sisteminin içinde rekabet edemiyor. Demokrat, ilerici, solcu vb bir medya organında kaleme sarılıp enikonu bir “hatalar eleştirisinin” ardından rekabete ayak uydurmanın rasyonel önlemlerini sayıp döker misiniz? Yoksa,“cehenneme kadar yolu var” (yolunuz var) mı demeniz gerekir? Ha, “içerde” parasal yatırımlarınız, faiz hadiseleriniz  vb varsa o başka. Peki medyanın “solcu (ilerici)” organlarında  özellikle futbol maçlarının ardından (hatta uyarı şeklinde öncesinden) yapılan bilimsel analizler, eleştiriler, güncel ya da yakın tarihli örneklerden (maçlardan) yapısal aksaklıklara kadar uzanıyor. Futbol çok özel (hanidiyse akademik uzmanlık bilgileri gerektirirmişçesine) her düzlemiyle lime lime ediliyor.Yani: Amacımız ne? Beri gelip konuşalım derim
Brecht, “Mülteci Konuşmaları” adlı mini skeç-oyun metninde, örneğin Nazi yönetiminin “düzen” tutkusuyla epey bir dalga geçtikten sonra, karşımıza “negatif düzen” diyebileceğim bir kavrayış çıkartır. İki baş kişinin arasında geçen konuşmalardan birinde biri, ötekine: “Bu lokantada çay çaya benzemiyor, kahve de, umarım bira da öyledir. Aksi halde lokantanın işletilmesi (yönetilmesi) imkansız olurdu.” der (içeriğini vermeye çalıştım). Peki bütün bir kapitalist (liberal ekonomik) sistemin rasyonelliğini tamamlayan parça “negatif düzen” değil mi? “Negatif düzen” sistemin ideolojik parçasıdır. Sistemin öteki bütün parçasal öğeleri için de geçerlidir bu tespit. Bu parçasal düzenlerin birbirleri ile ilişkilerinin ortak niteliği “negatifliklerinde” yatar. Yoksa, Brecht’in oyunundaki lokantayı idare etmek nasıl imkansız ise toplumu idare etmek de öyle imkansız olurdu. Doğrudan ya da dolaylı, sistemin ideolojik aygıtlarından birine ve endüstriyel evrede en önemlisine dönüştürülmüş “profesyonel futbolu” burada, evrensel! standartlara göre tamir etme alışkanlığı, bu bağlamdaki eleştiri ve akıl vermeler, sisteme verilen öteki akılların yanında çok masum kalsa da sistemin negatif düzenine ideolojik  destek sunmak anlamına gelir.  Eleştirinin bu farkında olmayışının ideolojik aygıtlara desteğinin bir başka boyutu da, “halkımızın” (Metin Kurt) gündelik hayatının yoğun sorunları arasında –psikolojik- ihtiyaç duyduğu iletişimin  engellenmesi, o düzlemdeki konuşmaların uzmanlık işine terk edilmek istenmesidir. İletişimin, diyaloğun bu (şimdilik) en yaygın ve birikim istemeyen alanını uzmanlaştırmak, ister istemez bilinç çarpıtmasıdır da.
Futbol negatif dünya düzeninin en işlevsel ideolojik aygıtlarından biri olmasa, İngiliz basınının şu “bizim” hakemin ölçülmez maddi (orada da: ideolojik) zararlara yol açmasına tepkisi bu kadar bağışlayıcı olur muydu? Orta Doğu’da buraya biçilen rolün yanında, çok düzlemli de olsa, İngilterenin ve Manchester’in kaybının sözünü etmek rasyonel değildir. Bu ölçülü tepkiler medeni İngiliz centilmenliğinin değil, futbolun ideolojik-siyasal işlevinini bir belirtisidir. Suriye ye atılmaya çalışılan kazıktaki muhtemel rölümüz ile Manchester’e kazaen hakemimizce atılan kazığa müttefikimizin! sessiz kalması arasındaki bağa işaret etmekle ben de mi paranoyak oldum negatif düzen diye diye?

Evrensel'i Takip Et