25 Ekim 2023 13:08

Erdoğan: Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazırız

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsani, siyasi ve askeri varlığımızla Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazırız" dedi ve derhal ateşkes ve barış konferansı düzenlenmesi çağrısı yaptı.

Fotoğraf: TBMM

Paylaş

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.

Konuşmasının uzun bir bölümünü Filistin-İsrail sorununa ayıran Erdoğan, "İsrail devleti ile sorunumuz yok ama İsrail'in uyguladığı mezalimi, devlet yerine örgüt gibi hareket etme tarzını asla tasvip etmedik, etmeyeceğiz" dedi.

"Hamas bir terör örgütü değil topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve bir mücahitler grubudur" diyen Erdoğan, "İsrail'e gitme projemiz vardı, iptal, gitmeyeceğiz. Çünkü iyi niyetimizi suistimal ettiler" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin kapılarının, Filistin halkı lehine açıklamaları nedeniyle yaşadıkları ülkelerde sıkıntıya düşen öğrencilere ve diğer tüm kesimlere sonuna kadar açık olduğunu söyledi.

Siyasi, diplomatik, gerekirse askeri tüm yolları devreye sokacaklarını söyleyen Erdoğan, "İsrail yönetiminden ve toplumundan istediğimiz, barış çağrımıza kulak vermesidir" diye konuştu.

"İnsani, siyasi ve askeri varlığımızla Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazırız" diyen Erdoğan, derhal ateşkes ilan edilmesi çağrısında bulundu ve "Uluslararası Filistin-İsrail Barış Konferansı" düzenlenmesini önerdi.

Erdoğan'ın Filistin-İsrail sorununa dair söyledikleri şöyle:

"İSRAİL DEVLETİYLE BİR SONUMUZ YOK AMA…"

"7 Ekim'den bu yana krizin büyümemesi için her türlü çabayı gösterdik. Gazze halkının ihtiyacının bir nebze de olsa giderilmesi için 8 uçak dolusu yardım malzemesi gönderdik. Yaralıların tedavisi için 25 sağlık personelimizi Mısır'a sevk ettik. İsarilli siviller dahil sivilleri hedef alan eylemleri saldırıları mazur görmediğimizi açıkça ifade ettik.

İsrail devleti ile sorunumuz yok ama İsrail'in uyguladığı mezalimi, devlet yerine örgüt gibi hareket etme tarzını asla tasvip etmedik, etmeyeceğiz. İsrail 7 Ekim'den beri Gazze'deki masum insanlara karşı tarihin en kanlı, en iğrenç, en vahşi saldırılarından birini gerçekleştiriyor. Ölenlerin yarısı çocuklardan oluşuyor kalan yarısı da annelerinden ve aile büyüklerinden oluşuyor. Tek başına bu tablo bile amacın kendini savunma değil tahammüden insanlık suçu işlemeye yönelik bir vahşet olduğunu göstermeye yeterlidir. Hastaneleri, ibadethaneleri, okullaru, pazar yerlerini ateşe boğan, tanklarıyla toplarıyla silahlarıyla bu insanlık dışı eylemi sürdüren başka bir devlet ve ordu bulamazsınız."

"HAMAS TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL, MÜCAHİTLER GRUBUDUR"

"Buradan İsrail'e ve dünyaya sesleniyorum. Toplantılar yapıyorlar. Son yaptıkları toplantıda yine bir araya geldiler, tüm Batı, Hamas'ı bir terör örgütü olarak görüyor. Ey İsrail, sen bir örgüt olabilirsin çünkü bu Batı'nın sana borcu çok ama Türkiye'nin sana borcu yok. Hamas bir terör örgütü değil topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve bir mücahitler grubudur.

Bunu Davos'ta o zamanki başbakanlarına söylemiştim, 'Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz' demiştim. O günden bu yana Davos'a bir daha gitmedim. O gün benimle olan 2 arkadaş, bugün bir tanesi bir siyasi partinin başında, diğeri diğer siyasi partinin başında. Arkamdan geliyorlar. 'İşte şimdi yandık' diyorlar. Ne oldu yandık mı? Siz yandınız, hiçbir şeye yar olmadınız ve olmayacaksınız da. CHP'nin koltuğuna sığınmak size hiçbir şey katmadı."

"İYİ NİYETİMİZİ SUİSTİMAL ETTİLER, İSRAİL'E GİTMEYECEĞİZ"

"Ben hayatımda bir kere bu Netanyahu denilen adamın elini kez sıktım, Türkevi'nde Amerika'da. İyi niyetimiz vardı, suistimal etti. İsrail'e gitme projemiz vardı, iptal, gitmeyeceğiz. Eğer iyi niyetle devam etmiş olsaydı münasebetlerimiz farklı olabilirdi. Ama şimdi maalesef o da olmayacak. Çünkü iyi niyetimizi suistimal ettiler.

Ey İsrail bu kafa ile bir yere gidemezsin. Yanına ister ABD'yi al ister batıyı ister başkalarını. Dünyada adaletle hükmedilmesini istemedği için Amerika da kaybedecek. Anne babaların çocuklarının naaşına sarıldığı bir dünyada hiç kimse huzur içinde uyuyamaz, kendi geleceğini güvende göremez. Bu, İsrail'in katliamlarına cesaret veren, engel olmayarak teşvik eden her ülke, her toplum, her birey için de geçerlidir. Bu katliamlarla mukayese edilemeyecek eylemler üzerinden her gün alçakça öldürülen yüzlerce masum gerçeğini konuşma durumu gelmiştir. Hakikate sırt dönmek veya insanlık dışı saldırılara bahane üretmek Batı'nın kanlı tarihinden devraldığı mirastır."

"KAPILARIMIZ AÇIK"

"Biz tarihte ırkçılık yapmamış tek halkız. Bunu en iyi de Yahudi toplumu bilir. Yahudi düşmanlığı, antisemitizm ortaya çıkmamış tek devlet biziz. İsrail'in ardından sıraya girenlerin hiçbiri böyle bir beyanda bulunamaz bunların hahamları da dahil. Filistin halkı lehine açıklama yapan üniversite öğrencilerini, akademisyenleri, gazetecileri, sanatçıları, sporcuları tehditle hatta şantajla susturmaya çalışan bunlar bunlar değil mi? Sırf bu onurlu tavırlarından dolayı yaşadıkları ülkelerde sıkıntıya düşen öğrencilere ve diğer tüm kesimlere ülkemizin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirtmek istiyorum. Daha dün Ukrayna'daki savaşta dünyayı ayağa kaldıranların Gazze'deki aleni katliama duvar kesilmesi bu riyakarlığın en somut ifadesidir."

"GEREKİRSE ASKERİ TÜM YOLLARI DEVREYE SOKMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

"Canlı kalmış ölülerle dolu bir dünyada biz ülke ve millet olarak hakikati haykırmaya, bunun için siyasi, diplomatik, gerekirse askeri tüm yolları devreye sokmaya devam edeceğiz. Ne yapabiliyorsak yapacağız. Kuru hamasete, ülkemize ve Filistin halkına fayda getirmeyecek adımlara, stratejisiz hamlelere de tevessül etmeyeceğiz."

"İSRAİL'DEN İSTEDİĞİMİZ BARIŞ ÇAĞRIMIZA KULAK VERMESİDİR"

"Gazze'de yaşanan katliam ve yıkımın gerisindeki failler İsrail'e sınırsız destek verenlerdir. Hem İsrail'e hem onu teşvik edenlere sesleniyorum: Gazze'de masumlar ölmeye devam ettikçe, bölgemize gönderilen hiçbir gemi hiçbir uçak hiçbir siyasi şov barış getirmeyecektir. İsrail yönetimi güvenliği on bin kilometre ötede değil, Türkiye başta olmak üzere bölgesindeki komşularında aramalıdır. Bugün sırtını dayayarak efelendiği güçler yarın kendi evlerindeki yangını söndürmek için pılısını pırtısını toplayıp gittiğinde İsrail halkının güven ve merhamet arayacağı yer 500 yıl önce olduğu gibi Türkiye olacaktır.

İsrail yönetiminden ve toplumundan istediğimiz, barış çağrımıza kulak vermesidir. Bu toprakları kana ve ateşe bulayan zulmü başımıza saran güçlerin dün olduğu gibi bugün de çözüm istemediğinin farkındayız. Sorunun sebebi olanlar elbette çözüm istemez. Kriz ne kadar derinleşirse, dallanıp budaklanırsa onların çıkarları için o kadar iyidir. 7 Ekim'den beri yapılan provokatif eylemlerin sebebi budur. İstiyorlar ki mesele daha da büyüsün, bu bölgeye barış gelemesin. Savaşın karanlık gölgesi Doğu Akdeniz'in üzerinden hiç eksilmesin. Bu coğrafyanın kaynaklarından orada yaşayan insanlar faydalanmasın. Biz buna itiraz ediyoruz. Mescidi Aksa Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin ortak ibadethanesidir. Ne yazık ki buraya yetkililer sahip çıkmıyor. Sağ duyu ve basiretle hareket ederek bize zorla giydirilen deli gömleğini parçalamamız gerekiyor. Aksi takdirde kaynaklarımızla, geleceğimizle bedel ödemeye devam ederiz."

"DERHAL ATEŞKES İLAN EDİLMELİ"

"Öncelikle tüm taraflar elini tetikten çekmeli, derhal ateşkes ilan edilmelidir. Hem İsrail'in saldırıları, hem de İsrail topraklarına yönelik füze atışları kesilmelidir. Rehinelerin serbest bırakılması konusu hızla sonuçlandırılmalıdır. Çocukları kafeslere koyuyorsunuz, bu nedir. Hemen bir insani koridor oluşturulmalıdır. Yaralıların çıkışına izin verilmelidir. Hastanelerimizi bu yaralılar için emre amede kılıyoruz. Refah Sınır Kapısı insani yardımlar için sürekli açık tutulmalıdır. 20 tırlık yardım malzemesi denizde damladan öte hiçbir anlam taşımamaktadır. İsrail, bunlara kesinlikle engel olmamalıdır. Ne gerekiyorsa göndermeye devam edeceğiz. Ayrıca Ramallah başta olmak üzere bölgede yıllardır süren yerleşimci terörü bir an önce son bulmalıdır. Bu işgalcilerin suçlarını hiçbir kavram örtmez. Yerleşimci kılıklı veya asker polis üniformalı hırsızlara hırsız, katillere katil denilmedikçe ve bu şekilde muamele edilmedilçe bölgeye huzur gelmez."

"GELİŞMELER HAÇLI-HİLAL ANLAYIŞIYLA DEVAM ETMEMELİ"

"Savaşın yayılmaması için tüm aktörler sorumlu hareket etmeli, bölge dışı güçler İsraille dayanışma adına ateşe benzin taşımaktan vazgeçmelidir. Akıl ve vicdan sahibi tüm ülkeleri İsrail'in aklıselime dönmesi için Netanyahu hükümetine baskı kurmaya davet ediyorum. Bu gelişmeleri bir haçlı-hilal anlayışıyla devam ettirmemenin gereğini hatırlatmak istiyorum. Aksi takdirde insanlığa yazık olur. İslam ülkelerinin bir ve beraber hareket etmesi önce ateşkese, sonra kalıcı barışa giden yolu kolaylaştıracaktır. İslam İşbirliği Teşkilatından hiç değilse bu defa misyonuna yakışır bir etkinlik ortaya koymasını bekliyoruz."

"FİLİSTİN TARAFININ GARANTÖRLERİNDEN BİRİ OLMAYA HAZIRIZ"

"Türkiye olarak İslam ülkeleriyle iş birliği içinde hareket etmenin en tesirli yöntem olduğuna inanıyoruz. Bu savaşın kalıcı barışa giden yolu açması için Türkiye sorumluluk almaktan asla kaçınmayacaktır. Teklif ettiğimiz garantörlük müessesesini meseleye gerçekçi çözüm getirmeye yönelik en tutarlı, en etkili yöntem olarak görüyoruz. İnsani, siyasi ve askeri varlığımızla Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazırız. Bu konuda hüsnüniyet ve irade sahibi ülkeleri bir an önce bu teklifimizi değerlendirmeye, somut adım atmaya, barışa giden kapıları aralamaya davet ediyoruz.

KONFERASN DÜZENLENMESİ ÖNERİSİ

"Bölgede etkili tüm aktörlerin yer alacağı bir 'Uluslararası Filistin-İsrail Barış Konferansı' düzenlenmesini öneriyoruz. Elbette sorunun asıl çözümü 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan fiziki bütünlüğe sahip tüm dünya tarafından tanınan bağımsız egemen bir Filistin devletinin kurulmasından geçiyor. Bunun için öncelikle Filistin halkının kendi içinde birliğini sağlayarak hareket etmesi şarttır. Bu iradeyi tamamlayacak olan, Arap dünyasının gereken maddi ve manevi desteği vermesidir. Böyle bir gelişme İsrail'e de aradığı huzur ve istikrarı sağlayacaktır. Aksi takdirde sürekli körüklenen bu yangının nerelere sıçrayacağı bilinmez. BM ve özellikle de Güvenlik Konseyi kendini süratle reforma tabi tutmalıdır. Dünyanın güvenliğini 5 devletin çıkarlarına teslim eden bir yapının sürdürülebilirliği yoktur."

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle:

VATANDAŞIN MAĞDURİYETİNE GÖZ YUMMUYORMUŞ

"12. Kalkınma Planı'nın odağında Türkiye Yüzyılı hedefi vardır. Bu adımın tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Meclise sunduğumuz bir diğer önemli düzenleme de 2024 bütçesidir. Bu teklifi orta ve uzun vadeli ekonomik hedeflerimizin hem habercisi hem tamamlayıcısı bir adım olarak görüyoruz. 6 Şubat depremlerini her zaman gündemimizin ilk sırasında tutacağız. Şehirlerimizi eskisinden daha ileri bir seviyeye getirene kadar çalışacağız. Bu kararlılığımızı 2024 bütçemizde de görmek mümkündür.

"İstihdamı artırırken enflasyonla çok yönlü mücadele içindeyiz. Ekonomide atılan adımların insanların günlük hayatına yansımasını görmek biraz vakit alıyor. Türkiye ne büyümesinden taviz verir ne enflasyona teslim olur ne de vatandaşlarının mağduriyetine göz yumar. Bunların hepsinin üstesinden gelecek programa ve iradeye sahibiz."

GENÇLERE CEP TELEFONU, BİLGİSAYAR VE ÜCRETSİZ İNTERNET SÖZÜNÜ TUTMUŞ

"Her gencimizin beklentisi bizim sorumluluğumuzdur. Seçim döneminde örgün eğitimdeki üniversiteli gençlere vadettiğimiz cep telefonu ve bilgisayar desteği ile ücretsiz 10 GB'lık internet sözümüzü tuttuk. Karar Resmi Gazete'de yayımlandı."

YEREL SEÇİMLER: ASLİ GÖREV MUHALEFET BELEDİYELERİNİ KAZANMAK

"Önümüzdeki mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerinde bir kez daha ve çok daha güçlü şekilde milletimizin gönlüne girmemiz gerekiyor. Muhalefetin kifayetsiz başkanlarının elinde ızdırap çeken şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturmak hepimizin asli vazifesidir. Aynı şekilde kendi yönetimimizdeki belediyelerde de seçimleri çok daha yüksek oranlarla kazanmak mecburiyetindeyiz. İnşallah Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarımızla birlikte bir kez daha bu başarıyı göstereceğiz. Unutmayın bu parti belediyelerdeki başarılarıyla kendini ıspatlamış oradan Türkiye'yi yönetme emanetini devralmış bir siyasi teşekküldür."

TEZKEREYE "EVET" DİYENLERE TEŞEKKÜR

"TSK'nin Irak ve Suriye'deki görev süresini 2 yıl süreyle uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresine destek veren tüm siyasi partilere ve milletvekillerine çok teşekkür ediyorum. Tarih tezkereye hayır diyenleri de affetmeyecektir. Sadece parlamentoda değil ha, parlamento dışındaki kurumların içerisinde de bunlara destek verenleri affetmeyecektir. Teröristlerin başını ezeceğiz. Sırf Türkiye'ye rahatsızlık verdiği, inancımıza husumet beslediği için topraklarındaki terör örgütü mensuplarını ve destekçilerini koruyup kollayanların bir gün hakikati göreceklerini umuyoruz. Koyunlarında besledikleri yılanın kendilerini soktuğu o gün geldiğinde her şey için çok geç olacak. Sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunu yeni harekatlarla parçalamaya devam edeceğiz." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Kocaeli'de uzman çavuş, boşanma kararı sonrası ailesini katletmiş

SONRAKİ HABER

Karabük T Tipi'nde 11 tutuklunun tahliyesine engel

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...