Oyumuz demokrasi ve özgürlük için…
Çok sayıda kişinin katıldığı etkinlikte okunan bildirgede yaklaşan seçimlere dikkat çekilerek bu seçimlerin sadece yeni parlamentoyu belirlemeyeceği aynı zamanda, Kürt sorununun demokratik çözümü ve demokratik, eşitlikçi bir anayasayı yapabilecek bir Meclis’in de seçileceği dile getirildi. “Oyumuz seçim barajının düşürülmesi, hakikatlerin araştırılması, anadilde eğitim hakkı, demokratik ve eşitlikçi bir anayasa için olacak” denilen bildirgede Türkiye halklarına “Bu kez oylarımızı barış, demokrasi ve özgürlük için kullanalım. Geleceğimize sahip çıkalım” çağrısı yapıldı.
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul 1Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Sebahat Tuncel, 2. Bölge adayı Sırrı Süreyya Önder, 3. Bölge adayları Abdullah Levent Tüzel ve Mustafa Avcı’nın yanı sıra, BDP ve Emek Partisi yöneticileri ile çok sayıda yazar, sanatçı, aydının da katıldığı etkinlikte YSK’nın veto kararıyla ülkeyi sürüklediği çatışmalı süreç kınanarak, Bismil’de yaşamını yitiren Halil İbrahim Oruç da anıldı.
DEMOKRATİK ANAYASA İÇİN ÖNCE BARIŞ!
Türkiye Barış Meclisi Sekretarya Üyesi Hakan Tahmaz’ın açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte bildirgeyi Türkçe ve Kürtçe Kürt Enstitüsü Başkanı Sami Tan ile Oyuncu Yeşim Büber birlikte okudu. Giriş bölümünde yapılacak seçimlerin en önemli başlığının yeni anayasa tartışmaları olacağına dikkat çekilerek, “Bugün geniş kesimler arasında yeni, demokratik bir anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda görüş birliği vardır. Ancak anayasanın hangi süreçlerden geçilerek ve hangi toplumsal koşullarda nasıl bir içerikle hazırlanacağı önemlidir” denildi. Demokratik ve eşitlikçi bir anayasayı hazırlamanın yolunun öncelikle barıştan geçtiğine vurgu yapılan bildirgede “Demokratik bir anayasanın toplumun bütün kesimlerinin; parti, sendika, meslek ve diğer sivil toplum örgütleri aracılığıyla özgür biçimde hazırlık sürecine katıldığı bir ortamın yaratılmasıyla gerçekleşebileceğine inanıyoruz ve öncelikle barış diyoruz” denildi.
OYUMUZ BARAJIN DÜŞMESİ İÇİN…
Bildirgenin ‘oyumuz seçim barajının düşürülmesi için’ başlıklı maddesinde şu ifadelere yer verildi: “Yüzde 10 seçim barajı siyasi hakları kısıtlayan önemli bir unsurdur ve hemen düşürülmelidir. Aynı şekilde siyasi partilerin parasal kaynakları arasındaki eşitsizlik önemli sorunlar yaratmaktadır. Bu sorunlar yeni anayasanın hazırlanmasında rol oynayacak olan yeni Meclis’in meşruiyetini sorgulanır kılacaktır.”
OYUMUZ DAHA FAZLA DEMOKRASİ İÇİN…
“Barışın sağlanması Kürt sorununun çözümüyle mümkündür” denilen bildirgede Kürt sorununun çözümüyle sadece bir etnik grubun sorunlarının çözülmeyeceğini bunun tüm Türkiye halklarının demokrasi ve özgürlük sorunlarının çözümü için gerekli koşul olduğu vurgulandı. Bildirgede örgütlenme, basın ve düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin, askeri vesayet ürünü DGM’lerin yerine kurulan Özel Yetkili Mahkeme ve savcılıkların derhal kaldırılması talep edildi.
OYUMUZ HAKİKATİN ARAŞTIRILMASI İÇİN…
Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesini sağlayacak olan Hakikatleri Araştırma Komisyonu”nun artık hayata geçirilmesi gerektiği belirtilen bildirgede, “Acılarımızın izini sürerek artık birbirimizle barışabilmeliyiz. Meclis zaman kaybetmeden bu komisyonu kurmalıdır. Bu kapsamda siyasi genel af gündeme alınmalı, Kürt siyasetçiler bir an önce serbest bırakılmalıdır” denildi.
OYUMUZ ANADİLDE EĞİTİM İÇİN…
Eşit yurttaşlık için anadilde eğitim hakkının vazgeçilmez olduğunun altı çizilen bildirgede, bu hakkın kullanılabilmesi için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması çağrısında bulunuldu. Bazı hakların kullanılabilmesinin ancak kolektif kullanım haklarıyla mümkün olabileceği dile getirilen bildirgede “Dolayısıyla yerel yönetimlerin özerkliğiyle ilgili taleplerin anayasaya yansıması ve kamusal alanın yeniden tanımlanması gerekir” ifadelerine yer verildi.
OYUMUZ IRKÇI, CİNSİYETÇİ, AYRIMCI OLMAYAN ANAYASA İÇİN…
Demokratik anayasaların çoğunluğun iradesini yansıtan bir belge olamayacağına vurgu yapılan bildirgede, “Dolayısıyla, yeni anayasa kimsenin ırkı, etnik kimliği, cinsiyeti, cinsel yönelimleri, düşünceleri, inançları ve siyasi tavrı ya da yaşam biçimleri nedeniyle ayrımcılığa uğramayacağını garanti altına almalıdır” denildi. Ayrımcılığı engelleyen yasal düzenlemelerin bir an önce gündeme alınması gerektiği dile getirilen bildirgede, kadınların sosyal, siyasal ve toplumsal yaşamda yer almalarının önündeki bütün engellerin kaldırılmasının da hayati önemde olduğu vurgulandı.
OYUMUZ SOSYAL ADALETSİZLİĞİN GİDERİLMESİ İÇİN…
Bildirgenin yoksulluğa dikkat çekilen maddesinde “Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik ve konut politikalarının, dolayısıyla kamu kaynaklarının kullanımını biçimlendiren bir sosyal haklar anlayışı hayata geçirilmelidir. Anayasa bu yönde sosyal hakları içermek ve korumak zorundadır” denildi.
OYUMUZ İNANÇ VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN…
Farklı inanç sahiplerine ya da inançsızlara çoğunluğun dininin empoze edilmesine yönelik uygulamaların ortadan kalkmasının inanç özgürlüğünü sağlamanın ve korumanın ön koşulu olduğuna vurgu yapılan bildirgede, “Anayasa herkesin, en küçük azınlığa mensup bir insanın bile toplumun eşit ve özgür bir ferdi olarak yaşamasına, kendi inanç ve amaçları doğrultusunda siyasi hayatta yer almasının zeminini sağlamalıdır” ifadelerine yer verildi.
GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM!
Bildirgenin son bölümünde 12 Haziran’daki seçimlere ilişkin halka yapılan çağrıda “Artık herhangi bir nedenle ‘emanet oy verme’ ve ‘bir de bunu deneyelim’ tutumuna son vermeliyiz. Oylarımızı barış, demokrasi ve özgürlük isteyenlere ve bunun için mücadele edenlere vermeliyiz. Ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe, militarizme hizmet edenlere oy vermeyelim. Geleceğimize sahip çıkalım” denildi.
Yüzlerce kişinin katıldığı etkinlikte bildirgenin okunmasının ardından sanatçılar Suna ve Aynur Düzbaş ile Bandista izleyenlere birer dinleti sundu. Salonda sık sık Bismil’de polis kurşunuyla yaşamını yitiren Halil İbrahim Oruç’u anan sloganlar atıldı. (İstanbul/EVRENSEL)
FIRSAT VE RİSK BİR ARADA
Türkiye Barış Meclisi Sekretarya üyelerinden Metin Bakkalcı da yaptığı konuşmada önümüzdeki seçimlerin yeni anayasa ve Kürt sorunu açısından büyük önem taşıdığını belirterek, “Bu ülkede barış içinde bir arada yaşamak için olağan üstü fırsatların yanı sıra olağan üstü riskler de var” dedi.
Başbakan’ın ‘Kürt sorunu yoktur. Kürt vatandaşların sorunları vardır’ açıklamasını yaptığı gün YSK’nın bağımsız adayları veto ettiğini hatırlatan Bakkalcı, halkın önemli bir tepki gösterdiğini belirterek, “Hiç kuşkusuz Bismil’de yaşamını yitiren İbrahim’i yaşatmak boynumuzun borcu. Seçimlere kadar bu bildirgeyi toplumun tüm kesimlerine yayacağız. Bu seçimde kullanılacak her bir oy İbrahim içindir” dedi.
YERİMİZ SOKAKLAR
Son olarak söz alan Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul 1. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Sabahat Tuncel, Kürt halkının büyük bedeller ve emeklerle umudu var ettiğini belirterek, “Nice gençlerimiz toprağa düştü. Eğer biz Kürt sorununu bugün bu şekilde tartışabiliyorsak, bu kadar mevzi kazanabildiysek bu ödenen bedellerin sonucudur. Ama artık kimse ölmesin. Onurlu bir barış mümkündür” dedi. Önemli bir süreçten geçildiğini belirten Tuncel, “Biz parlamentoya gireceğiz ama yerimiz yine sokaklar olacak. Kürt halkının özgürlük mücadelesi Türk halkını da özgürleştirecektir” dedi.
UMUDUMUZ ARTIYOR
Bildirgenin okunmasından önce bildirgenin hazırlanmasına katkı sunan Güngör Gencay ve Nuray Mert sahneye çağrıldı. Burada kısa bir konuşma yapan Nuray Mert, “Hepimizin özgürce siyaset yapabileceği yerin, sadece halktan talimat alınarak siyaset yapılabilecek yerin Kürt siyasi hareketi olduğunu düşünüyorum” dedi. Mert’in ardından konuşan Gencay Gürsoy ise “Türkiye’de barış ve demokrasi mücadelesi adına Kürtlerden öğreneceğimiz çok şey olduğunu YSK’nın aldığı karardan sonra bir kez daha gördük. Halkın adaylarının önünü kesme girişiminin halk tarafından etkisiz hale getirilmiş olması umudumuzu arttırıyor” dedi.
Evrensel'i Takip Et