19 Temmuz 2022 15:57
Son Güncellenme Tarihi: 19 Temmuz 2022 16:40

Danıştay İstanbul Sözleşmesi’nin feshine onay verdi!

Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararının iptal istemini reddetti.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Danıştay 10. Dairesi, kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi"nin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararının iptal istemini reddetti.

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı açılan davaları duruşmalı gören Danıştay 10. Dairesi, sözleşmenin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemli incelemesini tamamladı.

Daire, Cumhurbaşkanı Kararının iptal istemini oy çokluğuyla reddetti.

Kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir gece yarısı kararıyla iptal edilmiş, kararın 20 Mart 2021'de Resmi Gazetede yayımlanmasıyla Türkiye, resmi olarak sözleşmeden çekilmişti. Kadın örgütlerinin feshedilmemesi için büyük bir mücadele verdiği İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ardından hem sokakta hem de adalet koridorlarında yeni bir mücadele başlamıştı.  

Kadın örgütleri, sendikalar, barolar, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler Cumhurbaşkanı kararının iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıştay’da çok sayıda dava açmış, Danıştay 10. Dairesi, açılan davalarda yürütmenin durdurulması istemlerini reddetmiş, iptal istemlerini ise duruşmalı olarak ele almıştı. 28 Nisan’da ilk duruşmaları tarihi bir kalabalıkla başlayan Danıştay duruşmalarında 1000’i aşkın kadın avukat İstanbul Sözleşmesi’ni savunmuştu. Danıştay savcıları, tüm duruşmalarda İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi kararının hukuka uygun olmadığı yönünde mütalaa vermiş; Sözleşme'nin feshi kararının iptal edilmesini talep etmişti. Ama Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptali için açılan davalarda ilk kararını verdi, 2'ye karşı 3 oyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin iptal istemini reddetti.

KARAR UYAP’TAN ÖNCE ANADOLU AJANSINA DÜŞTÜ!

Karar, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) düşmeden önce Anadolu Ajansında yayımlandı.

Kararı değerlendiren Eşitlik İçin Kadın Platformu üyesi Avukat Yelda Koçak “Davayı ilk açanlardan biri olarak her gün 1 yılı aşkın süredir UYAP ekranından takip ediyorum. Özellikle dünden beri sürekli takip ediyorum, ama ben bu kararın reddedildiğini basından öğreniyorum. Bir avukat olarak hala dosyamda bir karar yok. Yüklü değil, karar aşamasında yazıyor. Bize kapalı olan ekranlar, basına açık. Biz tarafın muhatapları olarak göremezken karar reddediliyor. Biz olağan zamanlarda hukuk devletlerinde hukuka uygun işlemlerinin yürüdüğü ülkelerde taraflara karar verilir, mahkeme açıklar ve iletir, öyle öğrenilir. Ama biz maalesef basından öğreniyoruz” diyerek bu duruma tepki gösterdi.

Karar her ne olursa olsun İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini söyleyen Koçak, “Bu süreçte Danıştay'ın davayı ret etmesine rağmen biz kazandık, kazanmaya devam edeceğiz. Çünkü bu süreç bizim için bitmedi. Umudumuzu tek bir mahkeme kararına bağlamamıştık. Davaları açarken de öyleydi, sürdürürken de öyleydi. Bizim umudumuz haklılığımızda, mücadelemizde. O duruşma salonunu dolduran Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadınlardan, kadın avukatlardan, barolardan yanadır. O nedenle şimdi bir ret kararı alınmış olabilir ama bu süreç bizim için bitmedi. İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz” dedi.

"SADECE YÜRÜTME ORGANI İŞLEMİYLE FESHEDLİMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Kararda karşı oy veren Danıştay 10. Dairesi üyelerinin itirazları ise şu şekilde yer aldı:

“Anayasa'da TBMM'nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren uluslararası sözleşmelerin feshedilme usulüne ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmaması ve Anayasa'da yürütme organına bu konuda bir yetki verilmemiş olması nedeniyle TBMM'nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren uluslararası sözleşmelerin sadece yürütme organı işlemiyle feshedilmesi mümkün değildir.

Bu itibarla; TBMM'nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren bir uluslararası sözleşmenin feshi ancak TBMM'nin uygun bulma kanununu yürürlükten kaldırması veya sona erdirmeyi uygun bulduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarması sonrasında alınacak bir Cumhurbaşkanı kararı ile mümkün olabilecektir.

Davanın açıldığı tarih itibarıyla; dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilen sözleşmenin onaylanmasına ilişkin 6251 sayılı Kanun'un yürürlükten kaldırılmamış olması veya dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı alınmadan önce sözleşmenin sona erdirilmesinin uygun bulunduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarılmamış olması nedeniyle dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında yetkide ve usulde paralellik ilkesi uyarınca hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır."

Kararın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

NE OLMUŞTU?

Türkiye’nin kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devlete yükümlülükler veren İstanbul Sözleşmesi AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir gece yarısı verdiği karar ile feshedilmişti.

Karar öncesinde, uzunca bir süre iktidarın yol vermesiyle cemaatlerin, tarikatların saldırısı altında olan sözleşme, 2020’nin Temmuz ayı itibariyle AKP sözcülerinin de sözleşmeyi hedefe koyan açıklamalarıyla gündeme gelmiş, kadın hareketi ise sokak eylemleri, kamuoyu bilgilendirmeleri, kampanyalar ile güçlü bir yanıt vermişti. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devlete önemli yükümlülükler veren İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine yönelik adımlara karşı verilen bu mücadele, halkın geniş kesimlerinin sözleşmeyi öğrenmesinin önünü açmıştı. Türkiye’nin ilk imzacı olmakla övündüğü İstanbul Sözleşmesi 20 Mart 2021’ye girilen saatlerde Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı kararı ile feshedildi.

Cumhurbaşkanı Kararında, "Türkiye Cumhuriyeti adına 11 Mayıs 2011'de imzalanan ve 10 Şubat 2012 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin, Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3. maddesi gereğince karar verilmiştir" denilmişti.

Feshe ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, sözleşme hükümleri gereğince Avrupa Komisyonuna bildirimden 3 ay sonra yürürlüğe girdi ve Türkiye resmen sözleşmeden ayrılmış oldu.

İlk günden itibaren "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" diyen kadınlar Türkiye'nin dört bir yanında sokakları doldurmuştu.

Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştayda çok sayıda dava açıldı.

Danıştay 10. Dairesi, açılan davalarda yürütmenin durdurulması istemlerini reddetmiş, iptal istemlerini ise duruşmalı olarak ele almıştı.

Duruşmalarda, Danıştay Savcısı, "bir işlem hangi usule uygun tesis edilmişse aynı usule uyularak feshedilmesi gerekmektedir. TBMM'nin uygun bulma kanunuyla yürürlüğe giren bir anlaşmanın feshi ancak TBMM'nin uygun bulma kanunuyla kaldırılması kararı ve cumhurbaşkanının uygun bulmasıyla yürürlükten kaldırılacaktır. Sadece cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez" görüşünü dile getirerek, işlemin iptaline karar verilmesini istemişti.

Türkiye'nin Avrupa Konseyi Dönem Başkanlığı sırasında İstanbul'da imzaya açılan sözleşme, "İstanbul Sözleşmesi" olarak anılıyor.

Türkiye, sözleşme 11 Mayıs 2011'de imzaya açıldığında ilk imzayı atmış, 24 Kasım 2011'de parlamentosunda diğer ülkelerden önce onaylamış ve onay sürecini sonuçlandıran Bakanlar Kurulu Kararının 8 Mart 2012'de, Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Resmi Gazete'de yayımlanmasını takiben, 14 Mart 2012'de onay belgesini Avrupa Konseyi Sekreteryası'na sunan ilk ülke olmuştu. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Hastanede polisin silahını alıp sağlık çalışanlarına doğrulttu, gözaltına alınmadı

SONRAKİ HABER

İranlı yönetmen Cafer Penahi 6 yıl hapis yatacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...