08 Eylül 2020 10:48

İstanbul Sözleşmesi'nden, haklarımızdan, taleplerimizden vazgeçmiyoruz!

‘Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesini Uygula!’ Kampanya Grubu somut adımlar atılıncaya kadar mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini duyurdu.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmalarıyla birlikte Türkiye’nin pek çok ilinde kadınlar bir araya geldi, sokağa çıktı, kampanyalar yürüttü, forumlar yaptı, mahalle mahalle kapı kapı dolaşıp İstanbul Sözleşmesi’ni ve neden uygulanması gerektiğini anlattı.

İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istenmesi gündemi sonrası İstanbul’da pek çok kadın ve LGBTİ+ örgütünün bir araya gelerek kurduğu, ‘Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesini Uygula!’ Kampanya Grubu  bugün hâlâ devam ettirilen tartışamalar üzerine açıklama yaptı.

Kampanya Grubu yaptığı açıklama 1 Ağustos’ta, sosyal medyada; 5 Ağustos’ta binlerce kadın olarak Kadıköy’de sokakta buluştuklarını, sadece sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, kovuşturma, tazminat, çok dilli ve ana dilinde destek, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istediklerini vurguladı. Açıklaam şöyle devam etti:

‘HAKLARIMIZ, HAYATIMIZ HİÇBİR YERDE PAZARLIK KONUSU EDİLEMEZ’

“Hükümet ise, sözleşmeye ilişkin planlarını şimdilik kamuoyunun gözünden uzakta, kapalı kapılar ardında sürdürmeye devam ediyor. Geldiğimiz noktada AKP sözcüleri, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin “yol haritaları üzerine çalıştıklarını” söylüyor. Sözleşmeden çıkmaktan, sözleşmenin kimi maddelerine çekince koymaya; “yeni bir sözleşme” hazırlamaktan, sözleşme metninin değiştirilmesine kadar pek çok yöntemi masaya yatırdıklarını ilan ediyor. Bu yöntemlerden bir kısmı teknik olarak mümkün olmasa dahi sözleşmenin gereklerini yerine getirmekten kaçınmak için türlü yollar aramaya devam ediyorlar. Ve bu sırada kadınlar ve LGBTİ+’lar da şiddete uğramaya, öldürülmeye devam ediyor.

Haklarımıza, hayatlarımıza yönelik hiçbir tartışma bizi muhatap almadan, bizim kararımız dışında yapılamaz. Haklarımız, hayatımız hiçbir yerde ve hiçbir zaman pazarlık konusu edilemez!

Sözümüzü ve kararımızı tekrar ediyoruz: İstanbul Sözleşmesi’nin tek bir maddesine bile dokundurtmayacağız. Sözleşmenin daha fazla tartışılmasını değil, acilen etkin uygulanmasını istiyoruz.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN UYGULANMASI NE DEMEK?​’

Peki “İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması” ne demek?

  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesi için devletin istihdamdan eğitime, her alanda gerekli tüm adımları atması, kadınların eşit temsilini sağlaması demek! Bir kadının ne yapıp yapamayacağına, yerinin neresi olduğuna dair kalıplaşmış toplumsal cinsiyet yargılarının; kadınların hayatlarına sınır çizmemesi, şiddet gerekçesi edilememesi demek. Hiçbir kadına şiddetten korunmak için susması, kaderine razı gelmesi, çay ikram etmesi gerektiğinin söylenememesi; kadını ev ve bakım işiyle özdeşleştiren anlayışın değişmesi demek. Bu çerçevede, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tam anlamıyla sağlanabilmesi için kadınları aileye ikincil kılan, “yeter ki yuvası yıkılmasın” diyen anlayış terk edilmeli; Kadın Bakanlığı yeniden kurulmalı. Her mahallede ve işyerinde kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreş, etüt merkezi ve çocuk bakım merkezleri açılmalı. Özellikle kız çocuklarını örgün eğitimin dışına iten, çocuk yaşta evlendirmelerin ve çocuk işçiliğinin önünü açan 4+4+4 parçalı eğitim sistemine son verilmeli; 12 yıl kesintisiz ve parasız, anadilde eğitime geçilmeli. Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders haline getirilmeli; “Yükseköğretim Kurumları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi” tüm gerekleri yerine getirilerek uygulanmalı.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, kimseye cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliği dâhil herhangi bir sebeple ayrımcılık yapılmaması demek! Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğinin şiddeti meşrulaştırmak için kullanılamaması; hiçbir erkeğin bir kadını öldürdükten sonra indirim almak için “kadın zannettim erkek çıktı”, “travesti sandım” diyememesi; kimsenin cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliğinden dolayı işkenceyle gözaltına alınamaması, evsiz kalmaması, işinden olmaması demek.  
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet veren, ücretsiz, sadece kadına yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir “Alo Şiddet Hattı” kurulması; kadınların şiddete uğradıklarında başvurmaları için danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılması demek! Kimsenin “sığınakta yer yok” gibi bir gerekçeyle ya da karakolda “Kürtçe çevirmen olmadığı için” şiddet gördüğü bir eve geri gönderilememesi demek. Bu yalnızca merkezi yönetim değil, yerel yönetimlerin de sorumluluğudur.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, karakollardaki polis memurlarının şiddet başvurusu yapan kadınları “bu karakol yetkili değil” gibi cümlelerle yanlış bilgilendirmeyi bırakması, başından savmaması, şiddet uygulayanla “barıştırmaya” kalkmaması, “bu şikâyetten bir şey olmaz” diyerek caydırmaması; tam tersine anında ve etkin koruma altına alması demek! Çünkü “sonra” çok geç olabiliyor. Bunun için 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın uygulanmasındaki eksikliklerin giderilmesi ve kadına yönelik şiddete karşı tüm kurumların koordinasyonunu detaylandıran acil önlem planı açıklanması şart.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, cezasızlığın son bulması demek! Hiçbir hâkimin “seni öldürmek istediyse bıçak neden daha derine girmedi” diyememesi, bir kadının gece dışarıda veya alkollü olmasının “rıza” sayılamaması demek. Savcılıkların şiddet şikâyetlerinde kolaylıkla takipsizlik kararı vermesi, hâkimlerin defalarca suç işlemiş ya da şikâyet edilmiş erkekleri adli kontrol şartıyla serbest bırakması failleri cesaretlendiriyor, öldürme fırsatı veriyor. Pek çok kadın cinayeti bu şekilde, göz göre göre geliyor.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilmesi ve kamuoyuna düzenli olarak bu verilerin açıklanması demek. Bizim durumumuzda ise kadına yönelik şiddete, cinayetlere dair rakamlar ancak basında çıkan haberlerden derlenebiliyor, kırk yılda bir açıklanan “resmi” veriler ise basına yansıyan cinayetlerin dahi altında çıkıyor!
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, kadınların kürtaj gibi temel üreme sağlığı hizmetlerine güvenle erişebilmesi, bu hizmetlere ulaşmak için canını tehlikeye atmak zorunda kalmaması demek.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, her yanımızı saran cinsel istismar ve şiddet vakalarına etkili müdahale edilebilmesi için cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezlerinin kurulması, dijital şiddet ve ısrarlı takibin yasalarda suç olarak tanımlanması demek.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, nafaka hakkına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına ve zorunlu arabuluculuk uygulamasına, çocuk yaşta evliliklere af getirilmesine; kısacası kadınların ve çocukların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara son verilmesi demek! Devletin boşanmayı önlemek yerine kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata geçirmesi; istihdam, barınma ve eğitim olanakları sağlaması demek.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması; mülteci, sığınmacı, göçmen bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunması konusunda eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılması demek! Kimsenin sınır dışı edilme korkusuyla şikâyet etmekten çekinmemesi, şiddet ve sömürüye açık hale gelmemesi, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri ile sığınaklara erişiminin kısıtlanmaması demek.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, işyerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ve ayrımcılığı önlemek, eşitliği sağlamak için etkin politikalar uygulanması, örgütlenme hakkının önündeki tüm engellerin kaldırılması, sendikaların ve meslek örgütlerinin de cinsiyet eşitliğini her alanda sağlama, kadın işçilerin haklarını güvence altına alma ve uygulanmasını sağlama sorumluluğunu yerine getirmesi demek.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ UYGULA’

Tüm bunlar yapılmadığı sürece sözleşmenin gerçekten uygulandığından bahsetmek mümkün değil. Bu sözleşmeyi bir kâğıt parçasının üzerindeki bir imza olmaktan çıkaracak ve kadınları hayatta tutacak adımlar işte bunlardır. Bu adımların atılmadığı yani sözleşme uygulanmadığı sürece, sözleşmenin şiddete engel olması beklenemez.

İşte biz tam da bu yüzden “İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula!” demeye devam ediyoruz, etmek zorundayız. Biz, “Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesini Uygula!” İstanbul Kampanyası’yla yan yana gelen kadınlar olarak sözleşmenin uygulanması için somut adımlar atılmayıncaya kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Tüm kadınları sözleşmeyi uygulatmaya, hayatımız ve haklarımız için yan yana gelmeye, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz."

ÖNCEKİ HABER

Eğitim Sen "okulların tercihe göre açılmasına" tepki gösterdi

SONRAKİ HABER

Ankara'da eski bürokratlara "filyasyon cezası"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...