24 Ocak 2022 22:05

Narlıdere halkı kentsel dönüşüm planlarına dava açtı: İşgalci değil hak sahibiyiz

İzmir Narlıdere'de Atatürk, Çatalkaya, İnönü ve Narlı mahallerini kapsayan kentsel dönüşüm planlarına karşı mahalle halkı dava açtı.

İzmir Narlıdere | Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Ramis SAĞLAM
İzmir

İzmir’in neredeyse tamamı kentsel dönüşüm alanı haline gelmiş durumda. Bu durum 70’li yıllarda kente göç eden, 50 yıldır burada yaşayan vatandaşlarla, Çevre Şehircilik ve İklimsel Değişikliği Bakanlığı ve yerel yönetimleri karşı karşıya getirdi. 

Narlıdere ilçesinde ise Atatürk, Çatalkaya, İnönü ve Narlı mahallerini kapsayan kentsel dönüşüm planlarına karşı mahallede yaşayanlar geçtiğimiz günlerde dava açtı. Kentsel dönüşüm sürecini Avukat Erbay Yucak, Narlıdere Çatalkaya Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Haydar Esen, S.S. Çatalkaya Konut Yapı Kooperatif Başkanı Zeynal Koçak ve mahallede yaşayan vatandaşlarla konuştuk. 

İŞGALCİ NİTELEMESİ VATANDAŞI HAK TALEP EDEMEZ OLARAK GÖRMEKTİR”

Narlıdere Belediye yöneticilerin kimi hak sahiplerini “işgalci” olarak nitelendirmesini değinen Mahalleler Birliği ve 1umut gönüllülerinden avukat Erbay Yucak, “İşgalci nitelemesine dönüşüm amaçlı planlar kapsamında üretilen belgelerde yer verilmektedir. Bu durum mahallelerde yaşayan vatandaşları daha başlangıçta herhangi bir hak talep edemez olarak görmektir. Hukuken de siyaseten de yanlıştır. Gerek Narlıdere Belediye Başkanının yerel seçimler öncesinde söz konusu mahalleleri de kapsayan irade beyanları ve mensubu olduğu CHP’nin kamuoyuna dönük açıkladığı fikirleri bakımından da çelişik bir ifadedir” dedi.

Mahallelerde yaşayan vatandaşların mevcut kanuni düzenlemeler dahilinde tapu almak üzere bekleyen hak sahibi olduğunu hatırlatan Yucak, “Bunun dışındaki her niteleme rant amaçlı dönüşüm politikalarına hayat vermek üzere halka yönelik yapılan yok sayıcı tutum beyanlarıdır. Ve ‘sizin için düşündüğümüze razı olun’ demeye çalışmanın baskılayıcı ifade biçimdir” diye ekledi.

SAĞLIKLI ÇEVRE VE SAĞLIKLI GÜVENLİ KONUT HAKTIR

Kentsel dönüşüm projelerine karşı itiraz ve dava süreçlerinin uzun bir zamana yayılmasından dolayı yaşanan belirsizliği barınma hakkı çerçevesinde değerlendiren Yucak, “Öncelikle barınma hakkı kavramı, hak tanımı olarak duruma uygun, yerinde bir kavram değildir. Aksine Anayasa'da yer alan ‘sağlıklı güvenli çevre ve sağlıklı güvenli konut’ hakkı tanım olarak daha uygundur. Dönüşüm esaslı planlama, projelendirme, tasarım ve uygulama süreçlerinde ortaya çıkan temel sorunun kaynağı bellidir. Bu süreçlere konu edilen mahallelerde yıllardır hayatlarını kurmuş insanların ne istediklerine, beklentilerine kulak vermek, onları insan/vatandaş olarak görüp görmeme meselesidir. Bu durum usulü belirlemektedir” diye konuştu.  

Bir başka yanın ise içeriği olduğunun altını çizen Yucak, deprem ya da başkaca afet riskleri nedeniyle değil “yaratılmaya çalışılan rantın” daha fazla sermaye kesimlerine aktarılması saikleri ile hareket edilince, ortaya halkın itirazları ve açtığı yaygın-yoğun dava pratikleri çıktığını söyledi. Yucak, “Dolayısıyla zamana yayılması ve belirsizlik yaratan, 'yersen yemek yemezsen mercimek' usulüyle kendini dayatan idare tutumu ile haklarına, hayatına sahip çıkan halkın tutumu arasındaki gerilimden doğmaktadır” dedi.

TALEPLERİMİZ DİKKATE ALINSIN”

Narlıdere Çatalkaya Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Haydar Esen ise, “Sekiz yıllık dönüşüm süreci ve mücadelemiz bize kesin olarak gösterdi ki; söz konusu rant olunca AKP’nin yereldeki temsilcileri ile CHP’li yerel idarelerin halkın karşısında birleştikleridir. Bu noktada Kılıçdaroğlu’nun hükümete yönelik haklı eleştirilerine katılmakla birlikte; kentsel dönüşüm konusunda halkın taleplerini dikkate almayan, rantçı plan ve projeler geliştiren belediye başkanlarını görsün” dedi.

Talepleri dikkate alınmadığı ve planlama sürecine dahil edilmedikleri sürece Narlıdere’deki dönüşüm hak sahipleri açısından kabul edilmeyeceğini dile getiren Esen, “Ve bugüne kadar ki ‘ben yaptım oldu’ anlayışından vazgeçmezlerse biz iyi niyetli, diyaloğa dayalı tavrımızı terk ederek, halkın kitlesel protesto ve hak arama yöntemini hayata geçireceğiz” diye ekledi.

MAHALLELİ SÜRECE DAHİL EDİLMELİ”

S.S. Çatalkaya Konut Yapı Kooperatif Başkanı Zeynal Koçak da “Rantiyeden yana, dayatmacı dönüşüm çözüm olmayacak. Kapalı kapılar ardında, büyük inşaat firmalarının ‘nasıl daha fazla kâr ederiz’ zihniyetiyle yapılan kentsel dönüşüm planlarından halkın yararına bir sonuç çıkmaz” dedi.

Vatandaşın itirazına neden olacak planların halka dayatarak yapılmasını kabul etmediklerini ifade eden Koçak, “Kentsel dönüşümde bu dayatmacı mantık çözüm istememektir. Çözüm isteniyorsa başta kentsel dönüşüm dernek ve kooperatif yönetimleri olmak üzere dernek olmayan yerlerde ise mahalle halkının kendisinin seçtiği temsilcilerinin planlama ve uygulama sürecine dahil edilmesi gerekir” diye konuştu.

HİZMET ALAMIYOR, BORÇLU ÇIKARILMAK İSTENİYORUZ” 

Annesi ve erkek kardeşimle birlikte yaşayan Sinem Karlı, “Mahallemiz kentsel dönüşüm kapsamına alındığından beri doğru düzgün hizmet alamıyoruz. Özellikle bu soğuk havalarda doğal gaz gibi en temel hizmet bile verilmiyor. Evden çalıştığım zamanlarda internet uzak bir yerden sağlandığı için çok problem yaşıyorum. En ufak şeyde bir yağmurda yollarımız yürünmez oluyor. Kentsel dönüşüm kapsamına alındığı için evimizi onaramıyoruz, bir çivi bile çakamıyoruz. Birileri karar verdi diye yıllardır bu koşullara mahkum bırakıldık” diyerek tepkisini dile getirdi.

Yeni planı da değerlendiren Karlı, “Plana baktığımızda görüyoruz ki bizlerin hakkını korumak bir yana kendi arazimizden borçlu çıkarılmak isteniyoruz. Buna karşı mahalleler olarak ortak davamızı açtık. Tek istediğimiz haklarımız gasbedilmeden sağlıklı evlerde yaşamak” dedi.

EN TEMEL HİZMETLER BİLE VERİLMİYOR”

16 yıldır aynı mahallede yaşayan Feride Polat ise, “2-3 kat hakkım varken enkaz parasına burayı terk etmem isteniyor. Değerinin 10’da biri verilmesi planlanırken bir de benim borçlanmam öngörülüyor. Mahalleli olarak istediklerimiz belli, mahalle dönüşsün ama bana yerinden yer verilsin. Benim ön cephede 2 dairem varsa, tapum varsa buna göre bir dağıtımda bulunulsun” diye konuştu.

Seçimlerden önce belediye başkanının “tapularınızı vereceğiz1 şekilde söz verdiğini hatırlatan Polat, “Hep lafta kaldı. En temel hizmetler bile verilmiyor. Mesela bizim arsamız gayet büyük, bunun üzerinde yapılacak projede 1 kat almayı doğru bulmuyorum. Yıllardır biz burada oturuyoruz. 1+1 evler dayatılarak borçlandırılarak bu evleri edinirsek bir anlamı yok yaşadığımız bu çilenin” diye ekledi.

SONUCU MÜCADELE EDEREK ALACAĞIZ” 

Projenin ranta dayalı ve mahallede yaşayanların aleyhine olduğunu söyleyen Erkan Çapaklı da “Sonucunu takip edeceğiz ve tabi ki mücadele edilerek sonuç alacağız. Burası güzel bir yer esasında, birçok kişinin gözünün burada olması buna dayanıyor. Elimizdeki bir bu evlerimiz kalmış, onu da almak istiyorlar. Kent yaşamı insanı bazı şeylere zorluyor, ayakta kalmak zorundasın. Zaten ülkenin durumu berbat, bugün ben gidebiliyorsam pazara komşum gidemiyor. Kısmak istediğinde boğazdan kısıyorsun. Her şey aleyhimize ilerlerken elimizdekini muhafaza etmeye çalışıyoruz. Durum bu, mücadeleye devam” dedi.

Reklam