09 Ocak 2022 09:05

Germencik Dağyeni köylüleri: Maden tehdidi gidene kadar gerekirse her gün eylem yapalım

Aydın'da Dağyeni köylüleri, incir bahçeleri içerisinden yapılan maden sondajlarına karşı dün gerçekleştirdikleri bilgilendirme toplantısıyla mücadele kararı aldı, bugün yürüyüş düzenledi.

Fotoğraf: Ömer Ali Emek

Reklam

Germencik'e bağlı Dağyeni Köyü'nde yaşayanlar, incir bahçeleri içerisinden yapılan maden sondajlarına karşı gerçekleştirdikleri bilgilendirme toplantısıyla mücadele kararı aldılar. Köy düğün salonunda dün akşam saatlerinde yapılan toplantıya yüzlerce köylü katıldı. Köylüler, bugün de sondaj yapılan yere kitlesel bir yürüyüş düzenledi.

İNCİR BAHÇELERİNİN İÇİNDE MADEN SONDAJI

Dağyeni köylüleri günlerdir diken üzerinde yaşıyorlar.

İzmir ve Aydın illerinin sınırında yer alan Kartal Dağı'nın Germencik tarafında kalan köy, incir ve zeytincilikle geçiniyor.

Zeytin toplama sezonunda köylüler bir yandan ürünlerini hasat etmeye çalışırken bir yandan da yaklaşık 15 gün önce başlatılan, en yakını köy meydanına 1-2 km uzaklıkta olan dört maden arama sondaj çalışmasının ürünlerine zarar vereceği ve içme sularını kirleteceği endişesini yaşıyorlar.

Tamamı ormanlık ve incir bahçelerinin içinde yapılan sondaj çalışmaları, köyün yaylası olan Söğütalan mevkii civarında yoğunlaşmış durumda. Köylüler içme sularının geldiği, incir ve meyve bahçelerinin bulunduğu bu bölgeyi köyün bir mahallesi haline getirmişler. 80 kadar evin bulunduğu bölgeye, yol ve elektrik de çıkarmışlar.

MÜHENDİS "MUHTEMELEN ALTIN VAR" DEDİ

Köyün eski muhtarı Hüseyin Efe, sondaj için MTA'dan geldiklerini söyleyen kişilerin bir iki ay önce kendisinden izin istediklerini ancak ürünlerinin bu faaliyetten zarar göreceği gerekçesiyle sondajlara karşı çıktığını belirtti.

Efe, "Germencik Kaymakamlığından jandarma koruması talep ederek bizim yaylamızda dört ayrı yerde sondajlara başladılar. Sondajda çalışan işçiler ne aradıklarını bilmediklerini söylüyorlar ama mühendislerden birisi 'Muhtemelen altın var' dedi" bilgisini verdi.

BİLGİLENDİRME TOPLANTISINA YAKLAŞIK 300 KÖYLÜ KATILDI

Dün akşam köy düğün salonunda kadın erkek yaklaşık 300 köylünün katıldığı toplantıda Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi ve Çepeçevre Yaşam Programı Yapımcısı Özer Akdemir, ülkenin farklı bölgelerindeki altın madenleri ve sondajların yol açtığı çevresel sorunlar hakkında sunum yaptı.

Maden sondajları nedeniyle içme suları kirlenen Çanakkale Şahinli, Ordu Fatsa, İzmir Efemçukuru gibi örnekleri anlatan Akdemir, sondajların ardından bölgede faaliyete başlayacak bir maden işletmesinin, yöredeki tarımsal üretime ve içme sularına ciddi zararlar vereceğini; farklı yerlerde yaşanan madencilik faaliyetlerinden örnekler vererek aktardı.

Akdemir, görseller eşliğinde yaptığı sunumunda RES'lerin yarattığı doğa tahribatını ve siyasi iktidarın enerji politikasının halkın değil şirketlerin yararına olduğunu anlattı.

Halkın kendi yaşam alanlarını koruma mücadelesinin Anayasal bir hak olduğunu belirten Akdemir, "Devlet, çevreyi korumadığı gibi sermayeye rant aktarımı için doğanın yağmasına zemin hazırlıyor. Halk ancak mücadele ederse, direnirse yaşam alanlarını koruyabiliyor" dedi.

Ülkedeki ekoloji mücadelelerinden başarılı olanları örneklerle anlatan Akdemir, Dağyeni köylülerinin kararlı duruşlarının sürmesinin bu bölgede bir madencilik faaliyetinin önündeki en önemli engel olduğunu ifade etti.

HUKUKİ SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

Maden sondajlarının yol açtığı risklerle ilgili öncelikle Kaymakamlık ve Valiliğe dilekçeler verilmesini öneren AYEP yöneticilerinden Av. Hicran Danışman, ancak bu süreçlerden sonra bir davanın söz konusu olabileceğini dile getirdi.

Danışman, hukuk mücadelesinin yanı sıra halkın fiili direnişlerinin de çevre talanının önüne geçebileceğini belirterek, köylülerin yaşam alanlarını koruma mücadelesinin meşru ve yasal olduğunu söyledi.

"SADECE MADEN DEĞİL RES'LER DE BÜYÜK ZARAR VERECEK"

AYEP Sözcüsü Gönül Hastaoğlu, aynı bölgede yapılmak istenen RES'lerin ve Aydın'ın yıllardır en büyük sorun kaynaklarından birisi olan JES'lerin yol açtığı çevresel sorunlara dikkat çekerken, ÇİYAP Sözcüsü Ahmet Uslu da Çine bölgesinde faaliyet gösteren madenlere karşı bölgede gelişen emek ve ekoloji mücadelesini anlattı.

"GEREKİRSE HER GÜN EYLEM YAPALIM"

Toplantıda söz alan Dağyeni köylüleri de maden sondajlarına karşı direneceklerinin mesajını verdiler.

Sondajların gözlerinin önünde sürmesine tepki gösteren köylüler, "Korkmayalım, bu köy, bu topraklar bizim. Bize rağmen birşey yapamazlar. Gerekirse hergün eylemler yapalım, bu maden belasını başımızdan defedelim" diye konuştular.

Köylü kadınlar da işlerini güçlerini bırakarak bu maden belasından kurtulmak için ne gerekiyorsa yapacaklarını söylediler.

KÖYLÜLER MADEN SONDAJLARINA YÜRÜDÜ

Dağyeni köylüleri bugün de sondaj yapılan yere yürüdüler.

Yüzlerce köylü, "Havama, suyuma toprağıma dokunma" sloganlarıyla köyden birkaç kilometre uzaklıktaki sondaj alanına yürüdüler.

Yürüyüşe Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) üyelerinin yanı sıra CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül de katıldı.

Sondaj alanlarında yapılan basın açklamasında konuşan AYÇEP yönetiminden Ömer Ali Emek, "Atalarımızdan bize miras bırakılan zeytin, incir gibi ürünlerimiz ve birinci sınıf tarım topraklarımız hızlı şekilde ya maden şirketlerine ya da jeotermal şirketlerinin yağmasına açılmakta. Tarım yapılamaz hale gelen köylüler, ata topraklarını terk ederek şehirlerde kölelik, işsizlik sarmalına hapis edilmektedir. Madran Dağı’nın yağmasını tamamlayanlar şimdi yeni yer arayışlarını sürdürmekte ve Kartal Dağı’nı yeni yağma alanı olarak hazırlamaktadır" dedi.

MTA ekiplerinin Dağyeni köyünün yaylasında köylülerden olur almadan maden sondajlarına başladığını vurgulayan Emek, "Bu sondajlar yeraltı sularını ve çevredeki tarımsal ürün yetiştiriciliğini etkileyecek nitelikler taşımaktadır. Maden arama sondajının yapılan mevkii, yerleşim yerlerinin ve tarım yapılan arazilerin hemen yanı başındadır. Bunun yanı sıra yine sondaj yapılan mevkii, bu bölgede yer alan köylerin tek içme suyu kaynağının ortasında yer almaktadır. Nitekim bu içme suları geçmişte Efes Antik Kenti'ne kadar su sağlayan kaynaktır ve arkeolojik bir niteliği de bulunmaktadır" diye konuştu.

Söz konusu bölgede dünyanın en kaliteli incirlerinin yetiştiğini belirten Emek, "Bu bölge, madencilik faaliyetlerine kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Bu değerin yok edilmemesi için direneceğiz, geleceğimizi kirlettirmeyeceğiz" dedi. (Aydın/EVRENSEL)

Reklam