25 Kasım 2021 10:15

Kanal İstanbul’dan geriye TOKİ inşaatları mı kalacak?

Kanal İstanbul için 3 ihale yapan TOKİ bugün 4.’sünü yaptı. Toplam 1704 konutu kapsayan ihale zinciri, Kanal İstanbul'dan geriye TOKİ inşaatlarının kalacağını düşündürüyor.

İhale dosyasında proje görsellerinden konutların sosyal konut değil, çevre düzeni planından belirtilen
“ Nitelikli Nüfusa Uygun“ konut tipi olduğu anlaşılıyor.|Görsel: Çevre Bakanlığı

Paylaş

Nazife YAŞAR
İstanbul

Kanal İstanbul olarak bilinen “Suyolu” çevresinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından devam edecek ihale zincirinin 4.’sü bugün yapıldı. Arnavutköy ilçesi Sazlıbosna bölgesinde 6 Ekim 2021 tarihinden itibaren 4 etap şeklinde planlanan ihaleler kapsamında toplam 2 bin 431 konut yapılacak. İktidarın ısrarla ‘Yapacağız’ dediği, muhalefetin ‘ihaleye girmeyin, bedelini ödersiniz” uyarısı yaptığı Kanal projesi TOKİ ihaleleriyle yol almaya devam ediyor.

6 Ekim’de yapılan ihale kapsamında 540 konut, 8 dükkan, 7 Ekim’de yapılan ihale kapsamında ise 485 konut inşa edilmesi planlanıyor. 23 Ekim’de yapılan ihale kapsamında ise, 679 konut, 8 adet dükkan, 1 okul, 1 cami planlanıyor. Toplam 1704 konutu kapsayan ihale sonuçları henüz açıklanmazken, 4. ihaleye gidilmesi tepkilere neden oldu.

"İHALE ZİNCİRİ DEVAM EDECEK"

Kanalı açmadan şehir kuran iktidarın neyi amaçladığını Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Su ve Atıksu Komisyonu Başkanı Selahattin Beyaz’a sorduk. İhale zincirinin devam edeceğinin planlardan anlaşıldığını belirten Beyaz, 15 Haziran 2009 tarihinde onaylanan 1/100000 ölçekli istanbul çevre düzeni planının “Kanal İstanbul” suyolu projesine bağlı olarak değiştirildiğini hatırlattı. 2019 yılı aralık ayında yayımlanan ve daha sonra onaylanan  “İstanbul ili avrupa yakası rezerv yapı alanı 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği”  amacını ise şöyle anlattı: “İstanbul ili Avrupa yakası rezerv yapı alanı kapsamında değerlendirilen ‘Yenişehir yapı alanının” sahip olduğu suyolu ve dünyanın en büyük havalimanı projeleri ile özdeşleşen, “İstanbul’a küresel ölçekte güçlenmiş bir kent statüsü kazandırma’ şeklinde tanımlanıyor. Yani ‘Kanal İstanbul’ olarak bilinen projenin, Yenişehir yapı alanlarının piyasa değerini artıran bir ‘suyolu’ olduğu belirtiliyor. Yine aynı çevre düzeni planında belirtilen ‘Yüksek nitelikli nüfusun Yenişehir’e çekilmesi için nitelikli konut ve sosyal çevre olanaklarının oluşturulması’ yaklaşımı da, bölgede emekçileri dışlayan, yaşam alanlarından uzaklaştıran, projenin sınıfsal yapısını gösteren bir yapılaşma projesi olduğunu ortaya koymaktadır” dedi.

"KONUTLAR, KANAL İSTANBUL’DAN VAZGEÇMEMEK İÇİN"

Beyaz, konut ihalelerinin bu kadar hızlı yapılmasını ise şöyle değerlendirdi: “30 Haziran 2021’de Kuzey Marmara Otoyolu Nakkaş-Başakşehir kesimi kapsamında Sazlıdere köprü geçiş temeli atıldı, ardından aynı bölgede konut ihaleleri hız kazandı. Proje ihaleleri, davet usulü ve az sayıda katılımcıyla hızlıca yapılıyor ve proje bitim süreleri için 120 gün gibi çok kısa süreler veriliyor. Gerek proje gerekse yapım ihalelerinin bitim süreleri incelendiğinde çok kısa süreler olduğu görülüyor. Bu acelenin nedeninin, İstanbul su havzalarını yok eden Yenişehir emlak projesinin ve buna bağlı köprü, yol, suyolu (Kanal İstanbul) gibi yapı projelerini geri dönüşü olmayan bir duruma getirmek olduğu anlaşılıyor.

3. köprü, 3. havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu ve köprü geçişlerinin, Kanal İstanbul projelerinin parçaları olarak 2006 yılından itibaren planlanmaya başlandığını belirten Beyaz, projelerin bir kısmının gerçekleştirildiğini, kalan parçalarının ise bugünlerde ihalelerle gerçekleştirilmeye devam ettiğini söyledi. Konut projelerinden elde edilecek kazancın yandaş müteahhitlerin iştahını kabarttığını belirten Beyaz, ihalelerde hızlı davranmalarının bir nedenini de buna bağladı.

YAPILAŞMA, ENGELLER VE KARŞI DURUŞLAR İÇİN Mİ?

Konutların Sazlıdere Barajı ve havzası çevresinde yoğunlaşmasının Sazlıdere Su Havzası’na büyük zarar vereceğini belirten Selahattin Beyaz, “Sazlıdere Havzası’nın içme su kaynağı olmaktan çıkması yetmezmiş gibi, iktidar bölgenin tamamındaki yapılaşmayla, Kanal İstanbul projesinin önündeki engelleri ve karşı duruşları ortadan kaldırmayı planlamaktadır” dedi. Beyaz şöyle devam etti: “Devlet ve Su İşleri (DSİ) tarafından hazırlanan raporlarda Sazlıdere Barajının, İstanbul su kaynakları ve su sistemi için önemli bir yapı olduğu, yapım bedelinin 2.5 milyar TL (Bugünkü değerle 400 milyon avro) olduğu belirtiliyor. Sazlıdere civarında konut yapım bedellerinin, baraj yatırım maliyeti kadar bile olmayacağı bilinmesine rağmen, barajın bu konutlara feda edilmesindeki amaç, ‘Zarar halkın, kazanç sermayenin olsun’ anlayışıdır. Bu projeler, İstanbul halkının yaşam kaynağı olan su kaynaklarının ve bölgedeki ekolojik yaşam alanlarının yok edilmesine neden olurken aynı zamanda bölgede yaşayan emekçiler bölgeden uzaklaştırılarak, çevre düzeni değişikliğinde belirtildiği gibi bölgeye ‘nitelikli nüfus’ yerleştiriliyor. Kanal İstanbul projesini ‘Kanal Kent’ olarak tanımlayan yandaşlar, projenin büyüklüğünü belirtirken gözü dönmüş yağma politikalarını tanımlıyorlar. İstanbul’un güvenliği için çılgın ‘Kanal İstanbul’ projesinin, kentin su havzalarını yağmalayan emlak ve rant projeleri olduğu ortaya çıktı.”

ÖNCEKİ HABER

Doç. Dr. Varol: Trakya'nın havası kirli, bu kirlilik daha çok sanayi kaynaklı

SONRAKİ HABER

Bahçeli, CHP'nin erken seçim mitingleri üzerinden Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı: Milli nefesimiz ensesinde olacaktır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa