17 Ekim 2021 00:43

Mini mini zamlar, kara kara kışlar

"Görünen o ki bizi “mini mini” üşütenleri, zamları abarttığımızı söyleyenleri alaşağı etmeden ısınamayacağız."

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Ömer Furkan ÖZDEMİR

Kış yaklaşıyor, havalar soğumaya başlıyor, hemen her gün yeni zamlar gelmeye devam ediyor. Hepimiz kara kara düşünüyoruz: Nasıl ısınacağız? Faturalarla nasıl başa çıkacağız? Oysa tam da ülkemiz şahlanmışken ekonomimizin önünde kimse duramazken Avrupa bizi kıskanırken olacak iş mi bu?

DÜNYA YOKSULLUKLA MÜCADELE GÜNÜ!

Kış yaklaşırken kalem alınmış bir Pazar günü yazısına başlarken, izninizle bir ayrıntıya dikkat çekelim: Bu satırları bir 17 Ekim günü okuyoruz. Sadece geçtiğimiz 1,5 yılda, Covid 19 pandemisi döneminde, dünyanın en zengin 20 kişisi servetlerini yüzde 68 arttırırken aynı dönemde 100 milyondan fazla insanın ise “daha da” yoksullaştığı bir dünyada, kerameti kendinden menkul bir günde: Birleşmiş Milletler’in sözüm ona “Dünya Yoksullukla Mücadele Günü”nde! Ülkemizde ise çok değil 10 ay önce eski Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, yoksulluğu bitirdiklerini ilan etmiş ve “artık refahı paylaşma aşamasına geçtik” demişti. Oysa şu anda bu yazıyı okuyanlar dahil milyonlarca yurttaşın aklında ise tek bir soru vardı: Hangi refahı? Hala bunu soruyoruz ve bir cebimize bir de dönüp verilere bakıyoruz: Cebimizin boş olduğunu gördüğümüze göre verilere dönebiliriz.

Güvenilirliği artık hemen herkes tarafından sorgulanan TÜİK’in verilerine göre bile 2020 sonu itibariyle Türkiye’de yoksulluk sınırı altında yaşayanların oranı yüzde 21,88’di. DİSK-AR bu oranı yüzde 29 (23 milyon 704 bin kişi) olarak açıkladı. Biz verilerden devam edelim ve konumuzun esasına gelelim: Yine TÜİK’e göre yurttaşların yüzde 20,3’ü evlerinin ısınma ihtiyacını karşılayamıyor. Yüzde 36,7’si izolasyon yetersizliğinden, yüzde 34,7’si sızdıran çatı, nemli duvar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. nedenlerden dolayı ısınma problemi yaşıyor. TÜİK’in oranları bile ortadayken, temel tüketim maddelerinden kiralara kadar hemen her şeye zam üstüne zam gelirken, hal böyleyken ve kış kapıdayken ne oluyor? Doğalgaza yine zam geliyor. Yetmiyor, evinde doğalgaz sistemi olmasına rağmen faturalarla baş edemeyenlerin yöneldiği alternatif ısınma yöntemlerine de (biz ona çaresizlik diyoruz) yani odun ve kömüre de peş peşe zamlar geliyor.

Sonra ne oluyor? Bakın burası çokomelli oluyor: İki dönem milletvekilliği yapmış bir AKP’li siyasetçi çıkıyor ve milyonların yüzüne baka baka “doğalgaza zam gelmiştir ama mini mini gelmiştir” diyebiliyor! Oysa kış yaklaşıyor, öyle “mini mini” de değil kara kara yaklaşıyor. Ve biz ısınabilmek için ne yapacağımızı düşünüyoruz.

Düşünürken mesela şu hikaye de geliyor aklımıza (benim aklımdan hiç çıkmıyor), son yıllarda Narcos dizisiyle hayat hikayesi yeniden popüler olan, 1993'te öldürülen uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar’ın bir gece, kızını ısıtmak için 2 milyon dolardan fazla parayı yaktığına dair hikayesi. Çocuklarını düşünen her ebeveyn, çocukları üşümesin diye elinden geleni yapar; zenginse ve “yakacak parası” varsa elbette.

EMİNE AKÇAY

Oysa biz bambaşka ve asla unutamayacağımız bir olayı da biliyoruz: 9 yıl önce soğuktan buz kesen evinde çocukları üşümesin diye saç kurutma makinesini çalıştırıp kendisi yan odaya geçerek intihar eden Emine Akçay’ı. Dünyanın yanıp küle dönmesi gerekirken ülkeyi yönetenlerin umurunda olmamasını da unutmuyoruz. 175 yıl önce Engels, İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu’nda, yönetenlerin, binlerce insanı yaşamın gereklerinden yoksun bıraktığı, içinde yaşayamayacakları konumlara soktuğu ve kaçınılmaz sonuç olan ölüm gelinceye dek o koşullarda kalmaya zorlamasını açıkça cinayet olarak niteler. Yüzleri zerre kızarmadan halkla dalga geçenlerin, zamların abartıldığını öne sürenlerin, geçinemeyen ve kışı üşüyerek geçirecek olan milyonların aklıyla dalga geçercesine hayali bir refahı pazarlamaya çalışanların ve onların bilcümle savunucularının bu cinayetin failleri olduğunu da unutmayacağız. Kış yaklaşıyor, zamlar gelmeye devam ediyor. Her 3 kişiden birisinin yoksulluk sınırı altında yaşadığı ülkemizde milyonlarca insan, emekçi, yoksul kara kara düşünüyor. Nasıl ısınacağız? Görünen o ki bizi “mini mini” üşütenleri, zamları abarttığımızı söyleyenleri alaşağı etmeden ısınamayacağız.

 

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Demirtaş: Kömürden sonra işçi de ithal edildi

SONRAKİ HABER

Taliban, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'la görüşmeyi ‘verimli’ buldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa