15 Haziran 2021 10:20

Rıza Bey Apartmanı iddianamesi kabul edildi: "Kamu sorumluluktan kaçamaz"

İzmir depreminde yıkılan Rıza Bey Apartmanı iddianamesinde, bilirkişi raporundaki birçok tespit yer aldı.

Fotoğraf: DHA

Reklam

Ramis SAĞLAM
İzmir

İzmir Depremiyle yıkılan Rıza Bey Apartmanı Davası’nda Bilirkişi Raporu’nun 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşmasının ardından dava iddianamesinin kabulüyle kamuoyunun ilgisi bu yöne döndü. Bilirkişi raporundaki birçok tespitin iddianamede yer aldığı görüldü. Bilirkişi raporu ve iddianame hakkında TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, Emek Partisi Bornova İlçe Başkanı Cevat Düzci ve Rıza Bey Apartmanı’nda ailesinin beş ferdini kaybeden Hüseyin Bilgin Yücel ile görüştük.

30 Ekim depremi sonrası yıkılan Rıza Bey Apartmanı için hazırlanan bilirkişi raporlarında proje yapımı, onayı ve uygulama aşamasında birtakım eksiklikler tespit edildiği ifade edilmekte olduğunu söyleyen Ayatar, “Bu eksiklikler bilirkişi raporundan sonra iddianamede de yerini alarak, sorumlu olduğu belirtilen kişiler için yargılanma süreci başlatılmıştır” dedi.

“HATALAR DEVAM EDİYOR”

İzmir’de her bina için olmasa da zemin etüt çalışmalarına 1995 yılından sonra ve hazır beton kullanımına İzmir Valiliğinin 2000 yılında yayınlamış olduğu genelgesi üzerine başlanıldığını hatırlatan Ayatar, “Çok uzun bir dönem betondan numune alımının zorunlu olmadığını biliyoruz. Bugünkü beton dayanımdaki düşüklük, elle karılan betonun karışım esaslarına uygun olmaması ve beton bakımı için yeterli özenin gösterilmemiş olmasıdır diyebiliriz. Günümüzde hâlâ, güncellenmesi gereken malzeme standartları bulunmakta, beton bakımına yeteri kadar özen gösterilmemekte ve işçilik hataları devam etmektedir” diye konuştu.

Söz konusu iddianameye yansıyan bilirkişi raporundaki tespitlerin, bundan sonrası için, binaların yapım yılları dikkate alınarak yıkıma neden olan etkenlerin doğru bir şekilde yapılması gerektiğine dikkat çeken Ayatar, “Bu tespit sonucu, hukuki açıdan ortaya çıkacak suç ferdi olabilir. Ancak, kurulu sistemin mükemmel olduğunu kabul etmenin de hata olacağı ortadadır. Devlet tarafından kira destekleri sürmelidir. Yapıların arasında park, bahçe ve toplanma alanları konulmalıdır” dedi.

“DENETİM VE PLANLAMAYI YAPANLAR ASIL SORUMLULARDIR”

Depremde zarar gören binalar yalnız mağdur olanların sorunu olmadığını söyleyen Düzci, “Burada semtleri imara açanlar, denetim ve planlamayı yapanlar asıl sorumlulardır” dedi.  Devletin yalnız yıkılan ve ağır hasarlı binalardaki hak sahiplerine 200 bin lira faizsiz kredi imkânı sağladığını söyleyen Düzci, bunun yeterli olmadığını söyledi. Maliyetin tamamı faizsiz kredi olarak devlet tarafından karşılanması gerektiğini belirten Düzci, “Bu bölgedeki binalar kentsel dönüşüme sokularak yeniden güvenli hale getirilmelidir. Bina maliyetlerinin tamamı faizsiz kredi ile karşılaşacak şekilde inşa edilmelidir. Bina denetimleri konunun uzmanları tarafından yapılmalı. Her önüne gelene müteahhitlik belgesi verilmemelidir. Müteahhitlere ağır sorumluluk ve yaptırımlar getirilmeli” diye ekledi.

Yıkılan ya da hasar gören binaların tüm sorumluları hakkında kamu davaları açılması gerektiğinin altını çizen Düzci, “Burada mağdurların şikâyet başvuruları beklenmeden devlet üzerine düşen sorumluluğu almalıdır. Yıllarca vergi veren, üreten, yeni değerler yaratan deprem mağdurlarının haklı taleplerini görmezden gelmek ne insanı ne de demokratik anlayışa sığmaz. Burada asıl sorumlu olan kamu bu sorumlular kaçamaz ve kaçmamalıdır” dedi.

“SORUMLULAR HAK ETTİĞİ CEZAYI ALMALI”

Rıza Bey Apartmanı’nda iddianamede davacı olarak görülen Arife Yücel’in oğlu, Feda ve Diren’in babası Hüseyin Bilgin Yücel, Rıza Bey Apartmanı soruşturmasının, Türkiye’de bir ilk olarak tarihe geçtiğini iddia etti. Yücel, “Alüvyal tarım arazisinin imara açılması, müteahhittin binayı sorunlu yapması, mimarın zemine uygun olmayan binayı çizmesi, mühendisin uygulanmaması gereken projeyi uygulaması, kolon kiriş birleşimindeki kusurlarına kadar hepsi bilirkişi raporunda belirtiliyor, ayrıca bu soruşturmada ile ilk kez kat malikleri ruhsatsız epoksi işlemi ve belediyenin tüm bu kusurları görmezden gelen tavırları (suçları) vurgulanıyor” dedi.

Yücel, “Binanın bütün kusurları kendilerine tebliğ edilen bir kısım kat maliklerinin bunları gizleyip rant hırsı ile 10’u çocuk 36 insanı ölüme sürükleyen davranışlardı. Evet bütün kusurlar bilirkişi raporunda ve iddianamede yer aldı. Ancak bütün bu kusurlar kendilerine tebliğ edilen bir kısım kat malikleri insan olmanın sorumluluğu ile davranmamış, kapitalist sistemin doğasında olan rant hırsı ve bilimden uzak doğma düşünceyle hareket ederek 37 insanımız ve onların yakınları olan bizlerin hayatları yok olmasına neden olmuşlardır” diye ekledi.

Sorumluların hak ettikleri cezayı almaları gerektiğini söyleyen Yücel, “Hiçbir ceza bizim çocuklarımızı annemizi geri getirmeyecek ancak başka insanların bu tarifsiz acıları yaşamasını engelleyebilir. İnsan hayatını hiçe sayan bu yaklaşımları teşhir ederek hep birlikte yapacağız” dedi.

SORUMLULARA CEZA İSTENMEDİ!

İddianameden başlıklar…

İddianamenin sonuç bölümünde "...Şüpheliler Remzi Banaz, Ramazan Bulut, İrfan Ayçiçek ve Turgut Öztürk’ün; 25/04/2012 tarihli Bina Deprem Riski Değerlendirme Raporu'ndan sonra, yapının kentsel dönüşüme sokularak yeniden inşa edilmesine veya esaslı bir tadilata tabi tutulmasına karşı çıkmaları ve ayrıca binadaki hasarı bina sakinlerinden gizlemeleri nedeniyle depremde yıkılan Rızabey Apartmanında meydana gelen ölüm ve yaralanmalardan sorumlu oldukları, soruşturma evrakı içeriğinden anlaşılmıştır. ..."  denilmesine rağmen “SONUÇ VE İSTEM" kısmında bu kişiler hakkında cezalandırılmaları talebinde bulunulmaması dikkati çekti.

T.C. Bayraklı Belediyesi - Deprem Etüt Merkezi ve Yapı Laboratuvarı tarafından hazırlanan 25/04/2012 tarihli ''Bina Deprem Riski Değerlendirme Raporu''nun 4. maddesinde; 2005 yılında meydana gelen deprem sonrasında kolon-kiriş bağlantı noktalarında çatlakların oluşmuş olduğu ve bu bölgelerin epoksi ile tamir edildiğinin belirtildiği, ancak Bayraklı Belediyesi'nden alınan yapı arşiv dosyasında söz konusu epoksi enjeksiyon ile taşıyıcı sistem tamiratına yönelik herhangi bir proje, döküman veya yapı ruhsatına rastlanmamış.

Söz konusu esaslı tadilatın yapıldığı sonradan kayıt altına alınmasına rağmen bu konuda idari işlem tesis etmeyen ilgili idari mercilerin, sorumlu oldukları yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. (Ek : bilirkişi raporu) Buna göre: Hasan Hüseyin ÖZKAN müteahhit olarak, Tamer PEKER Statik-betonarme proje müellifi olan inşaat mühendisi olarak, Ali Serdar BAYRAM mimari proje müellifi ve fennî mesul olan yüksek Mimar olarak, Durak KAYAR Sürveyan (gözetmen) olarak, Ramazan Bulut 2005 Yılında meydana gelen depremden sonra yapının taşıyıcı sistem elemanlarına epoksi enjeksiyon ile projesiz, izinsiz ve kontrolsüz tamirat işlemi yapan veya yaptıran kişi olarak, Alican ALPGÜNDÜZ, Remzi BANAZ, İrfan AYÇİÇEK, Turgut ÖZTÜRK 25/04/2012 tarihli Bina Deprem Riski Değerlendirme Raporundan haberdar olmaları…

Reklam