‘Birlikte film yapıyoruz’
1915’in yaşattığı acıları sarmak, dayatılan faşizan öğreti ve tarih anlayışını parçalayarak, kültürlerimiz ve türkülerimizle yan yana gelmenin önünü açmak filmlerin ortak temasını oluşturdu. Aynı coğrafyanın bu iki halkı barışa olan inançlarını bir kez daha yineleyebildiler böylece....
Gülengül Altıntaş’ın yönettiği ‘Kaybolmayın çocuklar’ dramatik bir öyküye, bir o kadar da tarihsel gerçekliğe götürüyor izleyenleri. Hırant Dink’in de bir zamanlar evi olan Tuzla Ermeni Yetiştirme Yurdu’nda geçen film, hem bu yurdun tarihini anlatıyor, hem de buradaki çocukların Anadolu’dan çıkıp yetimhaneye uzanan yolculuklarını ele alıyor.
Başrollerinde Menderes Samancılar’ın da bulunduğu film,doğduğu topraklarda kimsesiz kalmanın, yersiz-yurtsuz kalmanın derin acısını bir çocuğun gözlerinde donuk bir ifadeyle sona eriyor.
Yönetmenliğini Arthur Sukiasyan’nın yaptığı ‘Güvercin ustası’ Gümrü ve Karsta yaşayan iki güvercin ustasıyla tanıştırıyor izleyicileri. Gümrü’deki güvercin ustasının yıllar önce kaybolan babasının hakkında edindiği küçük bilgilerle Kars’a uzanan yolculuğu ve babasını arama çabalarını konu ediniyor.
Yönetmenliğini Candan Özden ve Altan Bal’ın yaptığı ‘Kukla Tiyatrosu’ Gümrü’deki kukla tiyatrosunu belgeliyor. Tiyatrodaki sanatçıların anlatımlarıyla süren belgesel, kukla tiyatrosunun çocuklar üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekiyor. Yönetmenliğini Diana Kardumyan’ın yaptığı ‘Galata’ ise bir çiftin hikayesini konu ediniyor. Yine belgesel niteliğindeki bir diğer film ‘Komşular’ın yönetmenliğini Gor Baghdasaryan yapmış. Daracık bir yolun ikiye böldüğü köyler ve bu köylerde yaşayan Ermeni ve Türk ailelerin, geçen onca yıla karşı savaşın etkilerini, yarattığı korku atmosferini perdeye aktarıyor. (İstanbul/EVRENSEL)
GELİN VİCDANIMIZLA BAKALIM
Hrant Dink Vakfı 2009 ‘Gelin vicdanımızla bakalım’ çağrısıyla dünyanın her yerinden eli kamera tutan amatör profesyonel herkesi film çekmeye davet etmişti. Bu daveti kabul ederek kamerasını vicdanına çeviren 107 kısa film ‘vicdan filmleri’ projesinde buluştu. Filmler ilk kez İstanbul film festivali kapsamında gösterildi.
Çeşitli sanatçı ve aydınlardan oluşan jüri üyelerinin seçtiği filmler arasında Cem Mansuroğlu yönetmenliğinde çekilen ‘Görev’ Türkiyede’ki eğitim kurumlarında militarist yaklaşımları ve öğrencilere dayatılan şovenist öğretileri konu alıyor. Meral Kerevpyan’nın yönetmenliğini yaptığı ‘öteki’ ise, toplumlara dayatılan ötekileştirme politikalarının teşhiri niteliğinde. ‘Vicdanın iki yüzü’ adlı Özgür Oto’nun çalışması, iki arkadaşın vicdan üzerine yaptığı diyalektik çatışmayı ele alıyor. ‘Tef çalan çocuklar’ Melek Ulagay Taylan’ın kamerasından TMK mağduru çocuklara, yüzlerce annenin mektuplarını ve taleplerini anlatıyor.
Evrensel'i Takip Et