27 Ekim 2020 17:49
Son Güncellenme Tarihi: 28 Ekim 2020 11:55

TTB: Sağlık çalışanlarının izin ve istifalarının engellenmesi kabul edilemez

Türk Tabipleri Birliği ve SES, sağlık çalışanlarının izin ve istifalarının engellenmesine ilişkin açıklama yaptı.

Görsel: twitter.com/ttborgtr

Paylaş

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığının sağlık çalışanlarının izin ve istifalarını engellemesine ilişkin yaptığı açıklamada, "Sağlıkçıları dönüşümlü çalıştıracak şekilde gerektiğinde izin kullanmalarını teşvik edeceğinize, zorla çalıştırmaya kalkıyorsunuz. Tükenen bir sağlık çalışanından nasıl sağlık dağıtmasını beklersiniz?" denildi. SES Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada da, “Pansuman tedbirlerle, mevcut sağlık emek gücünü tüketesiye, öldüresiye çalıştırarak pandemi ile mücadele edilemez” denildi.

Türk Tabipleri Birliği, sağlık çalışanlarının izin ve istifalarının engellenmesine ilişkin açıklama yaptı. “Salgınının dünyada ve ülkemizde görüldüğü ilk günden itibaren Türk Tabipleri Birliği olarak sürecin yönetiminde rol alma talebimizi ve uyarılarımızı dile getirdik. Görmezden gelinen bu talebimize rağmen bizler yine de hem toplum hem de sağlık çalışanlarının sağlığı için 8 aydır uyarıyoruz. Uyarılarımızın dikkate alınmaması sonucunda ülkemizde salgının olumsuzluklarından halkımız ve biz sağlık çalışanları en çok mağdur olanlar oluyoruz. Peki, biz bugüne kadar ne söyledik ve ne istiyoruz?" denilen açıklamada Sağlık Bakanlığına yapılan uyarılar şöyle sıralandı:

  • "Başta salgının TTB olmak üzere tüm meslek örgütlerinin ve toplumun katılımı ile yönetilen bir süreç olması gerektiğini,
  • Testlerin yaygınlaştırılması ile koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelenmesini,
  • Ekonomik çıkarlar kaygısıyla turizm sektörünün canlandırılması, AVM, restaurant, cafe vb. toplu kullanım alanlarında kısıtlamaların kalkması, okulların yeterli tedbir alınmadan açılması sonrası salgının önüne geçilemez bir hal alacağını,
  • Şeffaf olmayan veriler ile salgın yönetilemeyeceğini,
  • Grip mevsiminin yaklaşıyor olması nedeniyle aylar öncesinden yeterli aşı temin edilmesi gerektiğini defalarca belirttik."

"ÇÖZÜMÜ, SAĞLIK ÇALIŞANLARINI DAHA ÇOK ÇALIŞTIRMADA BULDULAR"

Uyarılarının dikkate alınmadığı ve salgının yönetilememeye devam edildiği belirtilen açıklamada, "Bugün dikkate alınmayan uyarılarımız sonrasında ülkemizde salgının boyutu endişe verici bir hal almaya başladı. Yöneticiler çözümü sağlık çalışanlarını daha çok çalıştırarak bulmaya çalıştığını, dün yayınladığı genelge ile duyurdu. Artan istifalar ve emeklilikler konusunda uyardığımız ancak hekimleri sürece dahil etmemekte ısrarcı olan Sağlık Bakanlığı çözümü izin, emeklilik ve istifa hakkımızı yasaklamakta buldu. Tükenmişlik sonrası 'artık gücüm kalmadı mesleğimden vazgeçiyorum' deyip çalışamaz hale gelen meslektaşlarımızın istifa, emeklilik hakları gasbedilmeye çalışılıyor" denildi.

"TÜKENEN BİR SAĞLIK ÇALIŞANINDAN NASIL SAĞLIK DAĞITMASINI BEKLERSİNİZ?"

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Sağlık çalışanları risk altındayken nitelikli koruyucu ekipman, yeterli sayıda test ve grip aşısı taleplerimizi yerine getirmeyen, buna karşılık olarak hastayken bile çalışmak zorunda bırakan ya da hastalık izni aldığımızda maaşlarımızı kesen, ek ödemeleri hastane yöneticilerinin inisiyatifine bırakarak ya adaletsiz dağıtılmasına ya da hiç dağıtılmamasına sebep olanlar, şimdi ise her çalışanın yasal hakkı olan izin, istifa ve emeklilik hakkımızı gasbetmeye çalışanlar bizi hızla tüketmeye devam ediyor."

Sağlık çalışanlarının salgının başladığı ilk günden itibaren tüm riskleri ile salgınla mücadele ettiğinin altı çizilen açıklamada, "Hukuksuz uzun çalışma saatlerinde çalıştık, koruyucu malzeme olmamasına rağmen çalıştık, izolasyon süremiz bitmemesine ve meslek hastalığı talebimiz karşılanmamasına rağmen hasta iken çalıştık, ailemizden uzak kalarak çalıştık, ek ödeme yapılmamasına rağmen çalıştık, bizler için bir aşı dahi temin edilmemesine rağmen çalıştık, hastalandık, tükendik, öldük" denildi.

"ARTIK YETER DİYORUZ!"

Pandeminin yanlış yöneltildiğine bir kez daha vurgu yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Pandemi hastanelere gerek kalmadan epidemiyolojinin gerekleri doğrultusunda enfeksiyon zinciri birinci basamakta kırılarak pekala kontrol altına alınabilirdi. Siz hastanelere yığılmalara, sağlık personelinin yorulmasına, tükenmişliğe sürüklenmesine sebep oldunuz. Şimdi yükümüz daha da arttı, sağlıkçıları dönüşümlü çalıştıracak şekilde gerektiğinde izin kullanmalarını teşvik edeceğinize, zorla çalıştırmaya kalkıyorsunuz. Yasaklamalar ile bizi daha fazla tüketiyorsunuz. Çalışma koşullarının acilen düzeltilmesi ve sağlık çalışanlarının korunması yetkililerinin sorumluluğu ve görevidir. Bizler izin, istifa, emeklilik haklarımızdan vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz! Bunun için Türk Tabipleri Birliği ve sağlık emek örgütleri ile birlikte sağlık çalışanlarının hakları için sonuna kadar mücadele edeceğiz."

TTB ayrıca, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

"#SağlıkcınınCanıYokMu Pandeminin 8. ayında COVİD-19 Meslek Hastalığı Sayılmazken, Sağlıkçılara düzenli test yapılmazken; Sağlık Çalışanlarının izin ve istifalarının engellenmesi kabul edilemez."

SES: SAĞLIK EMEKÇİSİNİN YAŞAMA HAKKI VE DİNLENME HAKKI YOK SAYILIYOR

SES Genel Merkezi tarafından Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık emekçilerinin istifasının veya izin kullanmasının yasaklanmasıyla ilgili yapılan açıklamada; “Pansuman tedbirlerle, mevcut sağlık emek gücünü tüketesiye, öldüresiye çalıştırarak pandemi ile mücadele edilemez” denildi.

Pandeminin şiddetini arttırarak devam ettiği ve pandeminin yükünün en başından beri sağlık emekçilerinin sırtına bırakıldığı vurgulanan SES açıklamasında; “Bu süreçte 122 sağlık emekçisi hayatını kaybetmiş, 40 binin üzerinde sağlık emekçisi hastalanmıştır. Sağlık emekçilerinin maske, nitelikli koruyucu ekipman eksikliği, PCR testinin yapılmaması, grip aşısına ulaşamama sorunlarının yanında özlük haklarında gerileme de devam etmektedir” denildi.

“SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN BU HAKLARININ ELLERİNDEN ALINMASI ANAYASAYA AYKIRIDIR”

“Sağlık emekçileri uzun süredir tükendiklerini ifade etmektedir. Sağlık Bakanlığı bu konuda herhangi bir adım atmazken 27.10.2020 tarihinde yayınladığı genel yazı ile sağlık emekçilerinin mağduriyetleri daha da arttırmış durumdadır.” Denilen açıklamada yayınlanan genel yazıya ilişkin şu eleştiriler dile getirildi;

  • Her ne sebeple olursa olsun görevden çekilme (istifa) talebi kabul edilmeyecek, emeklilik işlemleri tesis edilmeyecektir. OHAL ilan edilmeden istifa ve emeklilik yasağı getirilemeyeceği ortadayken sağlık emekçilerinin bu haklarının ellerinden alınması anayasaya aykırıdır.
  • Öğrenim durumuna dayalı atama, alt ve üst hizmet bölgelerine atama, başka kamu kurum ve kuruluşlarına atamalar durdurulmuştur. Ancak iller arası geçici görevlendirilen (re’sen atanan) personelin derhal ayrılışı yapılarak görevlendirildiği yere gitmesi sağlanacaktır. Bu sürgün demektir, sürgün suçtur, bu durum kabul edilemez.
  • Çalışan bütün personelin ikinci bir emre kadar yıllık izinleri durdurulmuştur. Anayasal güvence altında olan dinlenme hakkına hele ki pandemi ile mücadele edilen, normal zamanlara göre daha yoğun ve uzun saatlerle çalışılan böylesi bir dönemde müdahale demek sağlık emekçilerinin yaşam hakkını yok saymak demektir. 
  • Radyoaktif ışınla çalışan personele verilmekle yükümlü olunan bir aylık sağlık izni (şua izni) kurum amirlerinin insiyatifine bırakılmıştır. Röntgen ve tomografinin tanıda kullanımı pandemi süresince daha da artmış olup radyasyonla çalışan sağlık emekçilerini normal zamana göre daha fazla korumak gerektiği ortadadır. Radyasyonun kanser yapıcı etkisini azaltmak için verilen şua izinlerinin ertelenmesi ve kurum amirine bırakılması demek sağlık emekçilerine ya Covid ol ya da kanser ol demektir.  
  • Çocuklu olan sağlık emekçilerinin yıllık izin talebi annelere verilecek olup, bu talebin karşılanması da kurum amirinin insiyatifine bırakılmış durumdadır. Çocuk izni ebeveyn iznidir, çocuğun bakım yükü sadece anneye bırakılamaz. Eşlerden talep edenin izin hakkı kurum amiri dahil hiç kimsenin insafına bırakılmadan, amasız, koşulsuz yerine getirilmelidir. Fatma hemşirenin izin alamadığı için nöbete giderken komşusuna bırakmak zorunda kaldığı çocuklarının yangında can vermesi hepimizin canını hala yakmaktadır. Böylesi insanlık dramlarının tekrar yaşanmasına izin vermeyeceğiz.”

“MEVCUT SAĞLIK EMEK GÜCÜNÜ TÜKETESİYE, ÖLDÜRESİYE ÇALIŞTIRARAK PANDEMİ İLE MÜCADELE EDİLEMEZ”

Yapılan düzenlemelerin sağlık emekçisinin en temel insan hakları olan yaşama hakkı ve dinlenme hakkını yok saydığı ve buna sahadaki personel eksikliğinin gerekçe gösterildiğinin altı çizilen açıklamada; “Sağlık Bakanlığı’na çağrımızdır; atama bekleyen binlerce sağlık emekçisinin derhal kadrolu, güvenceli ataması yapılmalıdır. Haksız, hukuksuz şekilde işlerinden edilmiş olan KHK’lı sağlık emekçileri işlerine döndürülmelidir. Güvenlik soruşturması sebebiyle işe başlatılmayan sağlık emekçileri bir an önce işlerine başlatılmalıdır. Pandemi yönetiminde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütlerinin karar alma süreçlerine dahil edilmelidir. Pansuman tedbirlerle, mevcut sağlık emek gücünü tüketesiye, öldüresiye çalıştırarak pandemi ile mücadele edilemez. Sağlık emekçilerinin büyüyen isyanına ses oluyoruz. Sessiz kalmayalım, bu düzenlemeyi hep birlikte değiştirelim, dinlenme hakkımıza sahip çıkalım” denildi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İHA’ların motorunu üreten şirketten Türkiye’ye ambargo

SONRAKİ HABER

MEB, okullarda yapılacak sınavlara ilişkin usul ve esasları belirledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...