04 Ağustos 2020 11:28
Son Güncellenme Tarihi: 04 Ağustos 2020 13:04

Tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için yapılan itiraz reddedildi

Ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın tutukluluklarına yapılan itiraz reddedildi. Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, avukatların acilen tahliye edilmesi talebiyle açıklama düzenledi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ölüm orucundaki tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itiraz reddedildi, dosya 38. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, ölüm orucundaki tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın durumuna dikkat çekmek amacıyla Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Ebru ve Aytaç'ın zorla müdahale tehdidi altında tutulmaya devam edildiği belirtilen açıklamada, "İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu hukuka aykırı bu kararın kaldırılması ve bir an önce meslektaşlarımızın hastaneden taburcu edilerek özgürlüklerine kavuşturulması acil ve hayatidir" denildi.

Avukat Aytaç Ünsal ise gönderdiği mektupta, “Ucuz oyunlarıyla irademizi kıramayacaklar, bize boyun eğdiremeyecekler. Haklı olanlara boyun eğdirecek güç yoktur; biz hakkımız olanı istiyoruz. Tüm halkımız için adil yargılanma hakkımızı alacağız" dedi.

“BİR AN ÖNCE SERBEST BIRAKIN”

Barış Anneleri İstanbul İnisiyatifinin çağrısı ile ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın durumuna dikkat çekmek amacıyla Timtik’in bulunduğu Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Timtik’in yakınları, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) üyesi aileler, Adalet için Dayanışma Platformu ve çok sayıda kişi katıldı. Avukatlar Timtik ve Ünsal’ın fotoğrafları ile birlikte “Ölüm oruçlarına ses ver”, “Ebru ve Aytaç tahliye edilsin” dövizleri taşındı.

“Direne direnen kazanacağız”, “Ebru, Aytaç serbest bırakılsın” sloganlarının atıldığı açıklamada ilk olarak konuşan Barış Annesi, Güler Buğday, avukatların taleplerinin kabul edilmesini istedi. Barış Anneleri olarak 25 yıldır barış için mücadele ettiklerini ifade eden Buğday, “Nerede adaletten bahsediliyorsa Barış Anneleri olarak biz oradaydık. Nerde bir savaş ve çatışma varsa onu durdurmak için biz oradaydık. Şimdi de yıllardır bizi mahkeme salonlarında savunan avukatların adalet talebi için buradayız. Avukatlarımız adalet talep etmekten başka bir şey istemiyor. Onların bir suçu yok ve suçsuz yere yıllardır cezaevindeler. Onların bir an önce serbest bırakılıp yaşamlarının kurtarılmasını istiyoruz. Türkiye’de barışın ve adaletin sağlanması için çok insan bedenini ölüme yatırdı. Barış ve adalet sadece Kürtler ve solcular için değil herkes için gereklidir. Onarın talepleri karşılanıncaya kadar herkesin mücadele etmesi gerekiyor” diye konuştu.

“ADALET ONLARA DA LAZIM OLACAK”

Ardından söz alan Barış Annesi Sultan Bozkurt, açlık grevleri ve ölüm oruçlarını çok iyi bildiklerini bir buçuk yıl önce çocuklarının savaşın son bulması ve tecridin kalması için açlık grevinde olduğunu hatırlatarak, başka çocukların ölmesine tahammüllerinin olmadığını ifade etti. Avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın adalet talep ettiğini ifade eden Bozkurt, bu taleplerinin bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini ifade etti. Bozkurt, "Sanmasınlar ki sonsuza kadar Saray'da, iktidarda oturacaklar. Adalet herkese lazımdır, onlara da lazım olur" dedi. Adli Tıp Kurumunun (ATK) her iki avukat için “Cezaevinde kalamaz” raporunu hatırlatan Bozkurt, ATK raporu dikkate alınıp avukatların bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

ÜNSAL'DAN MESAJ: HAKLI OLANLARA BOYUN EĞDİRECEK GÜÇ YOKTUR

Ardından TAYAD’lı aileler adına söz alan İsmail Kara, Küçükçekmece’de bulunan Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bulunan Aytaç Ünsal’ın gönderdiği mesajı okudu. Ünsal, mesajında şu ifadeleri kullandı: “Ucuz oyunlarıyla irademizi kıramayacaklar, bize boyun eğdiremeyecekler. Haklı olanlara boyun eğdirecek güç yoktur; biz hakkımız olanı istiyoruz. Tüm halkımız için adil yargılanma hakkımızı alacağız. Hastane önünde, evlerinde, meydanlarda bizi bekleyen, düşünen herkesi yanımızda hissediyorum; hepinizi çok seviyorum. Mutlaka kazanacağız.”

“ÇOCUKLARIMIZIN ETLERİ DEĞİL, KEMİKLERİ ERİYOR”

Avukat Ebru Timtik’in dayısı Yıldırım Deniz ise, “Çocuklarımız adalet istiyor. Onların başka bir talebi yok. Buradan devlete sesleniyorum eğer çocuklarımız suçluysa onları adil yargılayın. Çocuklarımızın artık etleri değil kemikleri eriyor. Onları yaşatmak istiyoruz” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenen Deniz, “Adalet için Ankara’dan İstanbul’a yürüdünüz, bizim çocuklarımızda adalet istiyor onların sesini artık duyun. Neden bir şey demiyorsunuz artık sesinizi çıkarın, bir daha bizden nasıl oy isteyeceksiniz. Çocuklarımızı yaşatmak istiyoruz artık yeter” diye konuştu.

Son olarak söz alan Adalet İçin Dayanışma Platformu üyesi Sevilay Derman, Avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın taleplerinin kabul edilmesi ve derhal serbest bırakılmalarını istedi.


SAVUNMAYA ÖZGÜRLÜK KOORDİNASYONU ÇAĞLAYAN'DAN SESLENDİ

Adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan Avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal kaldırıldıkları hastanede zorla müdahale tehdidi ile karşı karşıya. Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu iki avukat için Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi ile hastaneler önünde açıklama yaptı.

Hazırlanan açıklamayı Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu adına Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Sekreteri Nergis Tuba Aslan okudu.

Kurban bayramı öncesi apar topar verilen mahkeme kararı sonrasında, iki avukatın iki ayrı hastaneye kaldırıldığını ve bayram süresince de hak ihlalleri her geçen an katmerleşerek devam ettiğini söyleyen Aslan, "Avukat Aytaç Ünsal’ın Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine, Avukat Ebru Timtik’in Bakırköy Sadi Konuk Hastanesindedir. Bağışıklık sistemleri oldukça zayıflamış olan meslektaşlarımız, pandemi hastanesi olan ve yüksek risk altında olduğu belirtilen hastanelerde zorla tutulmakta, ciddi anlamda yaşamları tehlikeye atılmaktadır. Meslektaşlarımız bu koşullarda yaşamsal risk altında iken, 'pandemi' en temel haklarının kısıtlanmasına gerekçe yapılmıştır" diye konuştu.

"ZORLA BESLEME, ZORLA TEDAVİ İŞKENCEDİR"

Meslektaşlarının talebinin adil yargılama olduğunu söyleyen Aslan, "Yakın zamanda aynı taleplerle açlık grevindeyken talepleri karşılanmadığı için Mustafa Koçak ve Helin Bölek, İbrahim Gökçek yaşamını yitirmiştir.

Dünya ve Türkiye tecrübelerinde çok sayıda eylemcinin iradesi dışında beslenmeye ve tedaviye zorlanması, daha büyük ölçüde kalıcı sakatlanmaya, bazı hallerde ölümlere yol açmıştır. Dünya Tabipler Birliğinin Tokyo ve Malta Bildirgelerinde, tıbbi etik gereği açlık grevi ve ölüm orucu eylemcisinin iradesine aykırı zorla besleme ve zorla tedavi uygulanamayacağı, bunun işkence niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir" dedi.

"SALGIN RİSKİNE RAĞMEN HASTANEDE TUTULMALARI HAYATLARININ RİSKE ATILMASI DEMEK"

Aslan son olarak şu çağrıda bulundu: "Meslektaşlarımıza rızaları dışında bir tıbbi müdahalede bulunulması açıkça suçtur! Meslektaşlarımızın, salgın nedeniyle yüksek risk altında olan hastanelerde tutulmaya devam edilmesi, bu anlamda sağlıklarının riske atılması kabul edilemez ve olası herhangi bir durumda bunun hukuki ve mesleki etik sorumluluğu oldukça ağırdır.  

Gelinen aşamada, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu hukuka aykırı bu kararın kaldırılması ve bir an önce meslektaşlarımızın hastaneden taburcu edilerek özgürlüklerine kavuşturulması acil ve hayatidir. Bizler, Ebru ve Aytaç’ı yaşatmaya kararlıyız! Tüm meslektaşlarımızı ve kamuoyunu, Ebru ve Aytaç’ın sesine ses olmak için dayanışmaya, yaşanan hukuksuzluklara ve zorla müdahale işkencesine karşı tavır almaya çağırıyoruz."

"AVUKATLAR MÜVEKKİLLERİNİN İŞLEDİĞİ İDDİA EDİLEN SUÇLARLA İLİŞKİLENDİRİLEMEZ"

Açıklamanın ardından hukuk kurumları ve barolar adına avukatlar söz aldı. Urfa Barosundan Hasan Murat Umut "Mesleki faaliyetleri nedeni ile hukuka aykırı bir şekilde uzun süredir tutuklu olan ve halihazırda ölüm orucunda bulunan Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın hukuk mücadelesine destek olmak için biz de buradayız. Avukatlar müvekkillerinin işlediği iddia edilen suçlarla ilişkilendirilemez. Hiçbir Avukat mesleğinin yaptığı için herhangi bir yaptırıma tabi tutulamaz. Bizler Ebru ve Aytaç'ın adil yargılanmasını ve derhal tahliye edilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.

Antep Barosundan Avukat Ergin Sözen, "Türkiye'nin her yerine gitmiş, nerede bir hak ihlali varsa ona karşı hukul öücadelesi vermiş Ebru ve Aytaç için bıradayız. Her şeye rağmen onları yaşatacağız, sonuç alıncaya kadar biz buradayız" dedi.

Adana Barosundan Avukat Şiar Rişvanoğlu, "Mesele önce Ebru ve Aytaç'ın yaşamı ama sadece bu değil, mesele tutuklu bütün meslektaşlarımızın ve bütün siyasi tutukluların adil yargılanması. Şu anda artık savunma hakkının yaşam hakkı söz konusu. Biz artık Ebru ve Aytaç'ın şahsında bütün ezilenlerin, işçi sınıfı ve emekçilerin bugünden yarına yaşayacağı sorunlara karşı buradayız" dedi.

"YARGITAY BİR AN ÖNCE KARAR VERMELİ VE BU HUKUKSUZLUĞA SON VERMELİDİR"

ÖHD'den Avukat Arzu Kurt, "Adil yargılanma talep eden avukatların ölüm orucundan başka bir çare bulamaması gerçekten çok üzücü. Biz buradan bütün meslektaşları olarak bir kez daha onların yanında olduğumuzu haykırıyoruz. Ebru,Aytaç ve tutuklu meslektaşlarımız için adil yargılanma talep ediyoruz, siyasi gerekçelerle tutuklanmış bütün tutuklular için de adil yargılanma talep ediyoruz ve buradan bir kez daha haykırıyoruz: Ebru ve Aytaç'ı yaşatacağız" dedi.

Demokrasi İçin Hukukçulardan (DİH) Yıldız İmrek, "Burada 2 arkadaşımızın yaşam hakkı için ve adil yargılanma hakkının kabulü için bir kere daha bir araya geldik. Yargının tümüyle siyasi iktidara teslim edildiği bu süreçte avukatlar; savunmanın bağımsızlığı ve bütün yurttaşların temel ve hak ve özgürlüklerinin tesisi için mücadeleye devam ediyorlar. Savunmanın özgürlüğü için verilen mücadele aslında bütün toplum için verilen bir mücadeledir. Yargıtay önündeki dosya ile ilgili değerlendirme yapmak ve meslektaşlarımızı tahliye etmek zorundadır. Bu usulsüz kararı bulmak zorundadır, eğer yargının bir kırıntısı varsa bu karar bozılmalıdır. Bizler arkadaşlarımızın yanında durmaya, onların adil yargılanma talebini savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Adliye önünde Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) adına Ümit Efe, Avukatlar Sendikası adına Selin Akçay ve Halkevleri adına Zeynep Çelik de birer konuşma yaptı. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Milletvekilleri bakanlardan bilgi alamıyor, soru önergelerine linkli yanıt veriliyor

SONRAKİ HABER

Muharrem İnce yılbaşına kadar partiyi kuruyor iddiası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...