04 Ağustos 2020 00:00

Saraylardan arka sokaklara uyuşturucu: Bazı sokaklarda kullanmama şansınız yok

Uyuşturucu madde bağımlılığı toplumun tüm kesimlerinde eşit mi seyrediyor? Uyuşturucu bağımlılığının ve tedavisinin sınıfsal boyutları var mıdır?

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Doğa Başak ÖZTÜRK
Ankara

Özellikle geçtiğimiz yıllarda sıkça gündem olan “bonzai” ve bu tür sentetik maddelerin kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar, medyanın ve toplumun bu konuya olan ilgisini artırdı. Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere göre Türkiye’de son 15 yıl içinde madde kullanımı sebebiyle başvurulan tıbbi yardım arayışında özellikle 20-35 yaş arası genç nüfusta dikkat çekici bir artış olduğu belirtiliyor. Aynı zamanda yıllar içindeki madde kullanım oranlarına baktığımızda da bunun her yıl arttığı ifade ediliyor. Örneğin; Türkiye’de 1990 yılında yaklaşık 381 bin 200 kişi madde kullanıyorken, 2016 yılında bu sayı 664 bin 906’ya ulaşmış.

Peki uyuşturucu madde bağımlılığı toplumun tüm kesimlerinde eşit mi seyrediyor? Uyuşturucu bağımlılığının ve tedavisinin sınıfsal boyutları var mıdır? Uyuşturucu türü keyif verici maddelerin üretilmesi ve kullanılması insanlık tarihinde, sınıflı toplumların ortaya çıkışına kadar gidiyor. Antik dönemlerin ilaçlarından biri sayılan “afyon” kralların sofralarından saraylara taşınan ve o dönemde daha çok zenginler tarafından kullanılan bir tedavi aracı. Bağımlılık boyutu antik dönemde, bir toplumsal sorun olarak düşünülmediği için madde bağımlılığı aslında dünyamızın son yüzyıllarına ait bir kavram. Eski uygarlık ve imparatorluklarda daha çok acı dindirmek için kullanılan afyon, sömürgecilik döneminde ise halkları sömürmenin yollarından biri olmuş. Kapitalizmle birlikte gözlenen madde kullanımındaki değişim, uyuşturucunun toplumun ayrıcalıklı kesimlerinden diğer kesimlere inmesine ve eskiden saraylarda kullanılan uyuşturucunun sokaklara inmesine sebep oldu. Türkiye’deki tedavi kurumları ve bağımlılıkla mücadele örgütlerinin çalışmalarına göre en fazla uyuşturucu kullanımı kentlerin yoksul bölgelerinde.

TAYLAND’DA EMEK YOĞUNLUĞUNU ARTIRMANIN ARACI

Bazı uyuşturucu türlerinin etkileri arasında, kullanan kişiye enerji vermek, uyku ihtiyacını azaltmak gibi etkiler var. Bu etki kullanan kişinin bazen yaptığı işe daha çok yoğunlaşmasını ve gücünü daha fazla kullanabilmesini sağlıyor. Bu maddelerden biri de “Yaba” ve “Çılgın İlaç” isimleriyle tanınan bir kimyasal uyuşturucu türü ve bazı ülkelerde emek yoğunluğunu artırmada kullanıyor. Örneğin; uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalan Taylandlı çiftçiler arasında kullanıldığı tüm dünyaca biliniyor. Tayland’da kauçuk tarlalarında çalışan işçiler arasında uyuşturucu günlük hayatın içine girmiş durumda. Geçmiş yıllarda medyaya yansıyan haberlere göre Tayland’da aracılar ve toprak sahipleri işçilerin uyuşturucu parasını kendileri veriyor.

Türkiye’de ise daha çok 16-25 yaş arasındaki yoksul gençlerde ve emekçi çocuklarında yaygın olduğu biliniyor. Sınıflar arasında kullanılan uyuşturucu çeşitlerinin, tedavide yararlanılan imkanların ve kişiyi bağımlılığa götüren sebepleri oldukça farklı. Bu nedenle bireysel bir sorun olarak ele alınmaması gerekiyor.

‘GEÇİM DERDİNİ UNUTMAK İÇİN İÇİYORDU’

Gazetemize konuşan Özlem, abisinin mahalle arasında arkadaşlarıyla birlikte bağımlı olduğunu anlatıyor. Ailesinin maddi durumunun kötü olduğunu ve abisinin dertlerini unutmak için uyuşturucuya başladığını anlatan Özlem, abisinin şu ana kadar kullandığı maddeler arasında genelde piyasada “alt tür” olarak geçen bonzai gibi kimyasallar olduğunu söylüyor. Kimyasal maddelerin uyuşturucular içerisinde doğal uyuşturuculara göre daha çok zararlı olduğu bilinirken, genellikle maddi durumu kötü olan gençlerde kimyasala sapma görülüyor. Tedavi sürecinde ailesinden destek gören abisi şu an iyileşme aşamasında. Abisinin uyuşturucuya başlama sebepleri arasında maddi durumdan kaynaklı sıkıntılar olduğunu söyleyen Özlem, “Bazı sokaklarda kullanmama gibi bir şansınız yok. Abim uyuşturucuya 15 yaşında başladı ve aynı dönemde çalışmaya başladı. Hem markette çalışıyor hem de okula gidiyordu. Çalışırken okulun aksadığı oluyordu. Uyuşturucunun onun kafasını dağıttığını ve mutlu ettiğini söylüyordu. Ama ben abimin hep geçim derdini unutmak için içtiğini düşünüyordum” diyor.

‘BAZEN EVDEKİ EŞYALARI SATIYORDU’

Özlem’in eski sevgilisi de madde bağımlılığı tedavisi görmüş. Özlem gözlemlerini, “Bu konuyu gözlemleme şansım çok oldu. Abim kurtulmak istiyordu, bir süre sonra kurtulmak için çaba harcadı. Fakat eski sevgilimin maddi durumu bizden de kötüydü. Ailesi ilgilenmiyordu, bazen madde alabilmek için evde kalan üç beş eşyayı satıyordu” sözleriyle aktarıyor.

‘ZENGİN GENÇLERİN PARTİ OYUNCAĞI KOKAİN’

Madde bağımlılığı zengin ve küçük burjuva kesimlerde ise daha farklı seyrediyor. Gazetemize konuşan Batuhan’ın eşi uyuşturucu ve alkol bağımlısı. Batuhan, maddi durumu çok iyi bir ailede büyümüş bir avukat. Eşiyle 2.5 yaşında bir oğulları var. Eşi veterinerlik fakültesi mezunu ancak bağımlılığı yüzünden mesleğini yapamıyor. Batuhan hikayelerini şöyle anlatıyor:

“Eşimle evlenmeden önce 3.5 yıl bir ilişkimiz oldu. Maddi durumu iyi bir ailenin kızıydı. Eğlenmeyi seven bir insan, üniversitedeyken arkadaşlarıyla gittiği partilerde ortam sebebiyle bir şekilde maddeye bulaşmış. Derdi tasası olan biri değildi. Sonuçlarını tahmin etmeden sadece eğlenmek için kullandığını söylüyordu. Bazı ortamlarda insan kullanmadığında kendisini dışlanmış hissediyor. Zaten o canlı eğlence dünyasının bir parçası da kokaindir. Eşim başlangıcını hep bu şekilde anlatır. Tedavi süreci hem ilişkimiz hem de çocuğumuz için çok zor geçiyor.”

Eşinin maddeye başlama hikayesinin arkadaşlarıyla gittiği bir parti ortamında olduğunu söyleyen Batuhan, eşinin piyasada en pahalı maddelerden biri kabul edilen “kokain”e özel bir yatkınlığı olduğunu belirtiyor.

Kokain, uyuşturucu piyasasında genellikle zenginlerin, ünlülerin kullanımıyla meşhur olan bir uyuşturucu. Zararı en az diğer kimyasallar kadar büyük, kullananların anlattıklarına göre ise “kafası” diğerlerinden daha farklı. Uyuşturucuya bir parti ortamında sadece eğlenmek için başlayan ve daha sonra bağımlısı olan eşinin bağımlılıklarına zamanla alkol de eklenmiş. Oğlu dünyaya geldikten sonra tedaviyi kabul eden kadın, şu an mesleğine devam edemese de rehabilitasyon süreci olumlu seyrediyor.

ÖNCEKİ HABER

Êzidî katliamının yıl dönümü | "Êzidî kadınların direnişini selamlıyoruz"

SONRAKİ HABER

Meslektaşları, Timtik ve Ünsal’ın durumuna dair bilgi alamadıklarını söyledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...