30 Temmuz 2020 06:52

"Sosyal medya düzenlemesiyle sansür araçlarına bir yenisi eklendi"

Evrensel Bilgi Teknolojileri Yazarı İsmail Gökhan Bayram ve CHP Milletvekili Ayhan Barut yasalaşan sosyal medya düzenlemesiyle ilgili konuştu.

Fotoğraf: Robin Worrall/Unsplash

Paylaş

AKP ve MHP milletvekilleri tarafından hazırlanarak TBMM'ye sunulan 9 maddelik sosyal medyaya ilişkin yasa düzenlemesi TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Geçtiğimiz hafta Meclis Adalet Komisyonunda kabul edilen düzenleme ‘sansür’ olarak değerlendirilirken, Anayasa’ya da aykırı olduğuna dikkat çekiliyor. 

Evrensel Bilgi Teknolojileri Yazarı ve Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği üyesi İsmail Gökhan Bayram, 5651 sayılı sansür kanununda yapılması planlanan değişikliklerin 13 saatlik Adalet Komisyonu mesaisinin ardından hızla Meclis gündemine taşındığını ve orada da 16 saatlik bir mesainin ardından onaylandığını hatırlatarak “Böyle büyük bir hızla yapılan bu değişikliklerin tartışmaları sırasında iktidar ortağı partilerin vekilleri çoğunlukla Meclis Genel Kurul Salonu’nun dışındaydı. Oylamalar için girip oylarını verip çıktılar” dedi. 

"BEN BİLİRİM, KİMSEYİ KARIŞTIRMAM" TUTUMU

“Değişikliklere dair ne öncesinde paydaşlardan görüş alındı ne Komisyon’daki itirazlar ne de Genel Kurul’daki itirazlar dikkate alındı. Bu ‘Ben bilirim, kimseyi de karıştırmam’ tutumunun pek çok ülkede bir yasal değişikliğe gitmeden önce yıllarca tartışılan böyle zor bir konudaki bir yasal değişiklik için doğru bir yöntem olmadığı ortada” diyen Bayram, değişikliğin onaylanması ile iktidar ve ortağının zaten sosyal medya da dahil olmak üzere yaygınca kullandıkları sansür araçlarına bir yenisini daha eklediklerini belirtti. 

Bu yapılan değişiklik sosyal ağ sağlayıcılara verilerin ülke içine taşınması ve temsilci atanması için üç aylık bir hazırlık süresi verdiğini söyleyen Bayram “Sosyal medya şirketlerinin kendi maddi ve politik kâr-zarar hesaplarından bağımsız bir şekilde bizim ifade özgürlüğümüzü savunacaklarını ve temsilci atamayacaklarını düşünmek hayalcilik olur. Temsilci atamayıp ifade özgürlüğünü gerekçe gösterebilirler elbette ancak bunun uzun uzun yapılmış hesaplardan bağımsız olmadığını bir an olsun akıldan çıkartmamak gerek” dedi.

PRATİKTE UYGULANABİLİR Mİ?

Gökhan Bayram şöyle devam etti: “5651’de yapılan bu değişikliklerin temsilci atamamak yoluyla ya da yasal boşluklar nedeniyle pratikte uygulanabilir olmadığına dair tartışmalar var ancak bu tartışmalar değişikliklerin çeşitli şekillerde kullanılmaya çalışılmayacağı ya da yine Meclis’in bir gece mesaisi ile yamanamayacağı ya da bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile daha kullanışlı hale getirilemeyeceği anlamına gelmiyor. 

AKP iktidarının 18 yıllık pratiği bu eylemlerin zaman zaman kılıfına uydurulmasına dahi ihtiyaç hissedilmeden kullanılabileceğine işaret ediyor. Bu yeni değişikliklerin yargı bağımsızlığı ile ilgili sorunlarla da birleşerek rahatça sansür olarak nitelendirilebilecek eylemlerde kullanılmaması olasılığı -yine AKP’nin pratiğine bakarak- yok gibi. 

"İNTERNETİN SONU GELDİ" TARTIŞMALARI

Ancak buradan tıpkı 2007’de 5651 çıkartılırken, ardından 2014’te 5651 revize edilirken kopartılan ‘Türkiye’de Internet’in sonu geldi’ gibi abartılı sonuçlar çıkartmamak gerekir. Ne 2007’de ne 2014’te ülkemizde Internet’in sonu gelmedi. Şimdi de gelmeyecek. Tıpkı sansürün çok daha yoğun uygulandığı Çin gibi ülkelerde Internet’in sonunun gelmediği gibi. 

Hali hazırda gazetelere Basın İlan Kurumu sopası sallayarak, televizyonlara ve Internet video yayıncılığına RTÜK sopası sallayarak, diğer kültür sanat eserlerine çeşitli kurumların eliyle, Internet’e ise ağırlıklı olarak BTK eliyle zaman zaman oto-sansür halini de alan bir sansür uygulanıyordu. Şimdi iktidar bu sansür dalgasını daha da büyütmek ve bilgi akışını kendi istediklerine daha yakın hale getirmek için sosyal medyaya odaklanan yeni araçlara sahip oldu. 

NE YAPILABİLİR?

Önümüzde yapılması gereken iş oldukça açık: Gerek sosyal medyayı bekleyen gerekse de diğer alanlarda bilfiil uygulanan bu sansür çabasını boşa çıkartacak şekilde sansürlenmeye çalışılan her bir öğeyi Internet’in bütün olanaklarından sonuna kadar yararlanarak daha yaygın şekilde duyurmak; bir olayı, bir olguyu sansürlemeye, üstünü örtmeye çalışmanın olayın daha fazla ve daha yaygın bilinir olmasına sebep olacağını pratikte kanıtlamak.

"KİMSE SORGULAMASIN, ELEŞTİRMESİN DİYE UĞRAŞIYORLAR"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut da yasaya tepki gösterdi. Tek adam rejiminin itiraz eden herkesi ve her şeyi susturmaya çalıştığını anlatan Barut, "Yasadaki düzenlemeler, iktidarın eleştirildiği mecraları daraltmaya yöneliktir ve asla kabul edilemez. Bilmeliler ki özgürlükler için direnenler kazanacak" dedi. 

Barut, "Tek adam rejimi altındaki ülkemizde, özgürlüklerimiz alınırken farklı düşünen, eleştiren ve muhalefet eden herkes susturulmaya çalışılıyor. Adeta cehenneme çevrilen güzel memleketimizde kimse sorgulamasın, eleştirmesin, iktidara söz söylemesin isteniyor. Bu karanlığa itiraz eden herkes baskılarla, davalarla, cezaevleriyle tehdit edilip içeriye atılıyor. Türkiye özgürlükler sıralamasında sürekli basamak kaybediyor, cezaevleri de gazetecilerle dolu" diye konuştu.

#SansürYasasınaDurDe

Sosyal medya yasası Twitter’da da büyük tepki topladı. 

Yaman Akdeniz: Bu sabah erken saatlerde Sosyal Medya Yasa Teklifi beklendiği üzere Meclis’ten geçti ve yasalaştı. Türkiye’de yeni ve karanlık bir dönem başlıyor. Hükümet “vatandaşın derdini çözüyoruz” derken sadece kendi derdini çözdü. Amaç susturmak ve kendi karanlık dönemlerini aydınlatmak.

Aylin Kotil: Sosyal medya düzenlemesi kabul edildi ve Meclis eliyle suç işlendi. Bu, Anayasa’nın düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti maddesine açıkça aykırıdır. #SansürYasasınaDurDe

Can Gürses: Sene olmuş 2020, ülkede sosyal medya yasaklanmasın diye uğraşıyoruz... Her tür olayda bireylerin seslerini en bağımsız ve gür duyurabildikleri tek ortamı kaybetmek üzereyiz. Kuzey Kore gibi, Çin gibi, İran gibi... Sessiz kalmayınız #SansürYasasınaDurDe

Zeki Kayahan Coşkun: Sosyal medya olmasaydı, haksızlığa uğrayan öğrencileri, işçileri, kadına şiddeti, Nadira’nın şüpheli ölümünü, yurtlarda çocuk tacizlerini, hayvanlara zulmü vb. duyamayacak, neyi, ne kadar bilmemiz isteniyorsa o kadar bilecektik. Özgürlüğüne sahip çık! #SansürYasasınaDurDe (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ekonomik güven endeksi temmuzda 82,2'ye yükseldi

SONRAKİ HABER

Koronavirüs salgınına tedbir yok, hak aramaya, sendikaya tedbir çok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...