Seyit Aslan: Coşkunlar Havai Fişek Fabrikasındaki ihmallere devletin göz yumduğu açık

DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Hendek'te havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamayı ve iş cinayetlerindeki cezasızlıkları Gündem Özel'de değerlendirdi.

08 Temmuz 2020 17:00
Paylaş

DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Hendek'te havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamayı ve iş cinayetlerindeki cezasızlıkları Zeliş Irmak'ın sunumuyla Gündem Özel'de değerlendirdi.

Seyit Aslan'ın değerlendirmelerinden satır başları şöyle:

Sakarya Hendek’te Coşkunlar Havai Fişek Fabrikasında büyük bir patlama meydana geldi. DİSK heyeti olarak hemen bölgeye gittik. Gittiğimizde karşılaştığımız ilk tablo şuydu: Bakanlar, il valisi, belediye başkanı, askeri yetkililer oradaydı. Alan üç noktaya ayrılmıştı. İkinci noktada aileler için çadır kurulmuştu. Üçüncü bölge can kurtaran araçları, UMKE araçları içindi. Ama ne yazık ki o noktada can kurtaran yetkililerinden çok, oraya gelen devlet görevlilerinin araçları, korumaları vardı. Sağlık ekiplerinin kendilerine yol bulmakta zorlandığı oldu. Büyük bir kaos vardı.

DEVLET GÖZ YUMMUŞ

Patlamanın olduğu bölgeye gittiğimizde korkunç bir manzarayla karşılaştık. Ailelerle görüşmemizde saatler geçmesine rağmen kayıplarla ilgili kendilerine açıklama yapılmadığı söylendi. Bu fabrikada kuralsızlığın kuralsızlığının olduğu, denetim olmadığı, insanların iş bulmak için artık son çare olarak bu fabrikaya gidip çalışmak zorunda kaldıklarını ifade etti aileler. Başka iş imkanları olsa, geçim dertleri olmasa işçiler kesinlikle böyle bir fabrikaya girmeyeceğini ifade etti. Burada yapılan bütün işlere devletin göz yumduğunu söylemek mümkün.

İŞVEREN MALİYETLERDEN HER YÖNÜYLE KAÇMIŞ

Burası çalışması zorunlu olan bir işletme değil. İşçilere özel kıyafetler dahi verilmemiş. Binalar yapılan işe uygun yapılmamış. Bunlar şunu gösteriyor: İşveren maliyetlerden her yönüyle kaçmış. Vali denetim kurulu kurdu mu? Burada işçi sağlığı iş güvenliği raporları tutuldu mu? Raporlar tutulduysa gerekli yerlere ulaştırıldı mı? Bu soruların hepsi yanıt bekliyor. Buranın sahibinin inanılmaz bir özgüveni olduğu açık. Bütün olumsuzluklara karşı kendisine herhangi bir zarar gelmeyeceğini biliyor.

DELİLLER KARARTILDIYSA?

Hendek’teki patlamayla ilgili birinci derece sorumluluğu olmayanları tutukladılar ilk elden. İşveren kamuoyunun baskısı sonucu tutuklandı. Ölenlerin olduğu, 100’ün üzerinde yaralının olduğu, kayıpların olduğu bir yerde Cumhurbaşkanı’nın önce işvereni araması zaten başından bu soruşturmanın nasıl yürütüleceğini gösteriyor. Bakanların saatler içerisinde gitmesi, Cumhurbaşkanı’nın araması, Spor Bakanıyla işverenin olayın hemen ardından sahada hasar tespiti yaptığı koruma şemsiyesinin açıldığını gösterir. Gözaltına alınması gereken kişi devletin bakanıyla hasar tespiti yapıyor. Peki orada deliller karartıldıysa?

İşçi sağlığı güvenli uzmanı o işyerinde çalışan birisi. Patronun denetiminde bir çalışan. İş güvenliği uzmanlarına bu sorunu yıkmak bütünüyle doğru değildir.

DENETİM YETKİSİ SADECE DEVLET KURUMLARINDA OLMAMALI

İşçilerin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmemesi için iş güvenliği mevduatının yeniden ele alınması, tam ele alınması, işverenlere ağır yaptırımlar uygulanması gerekiyor. Taşeronluğun yasaklanması, kayıt dışılığın ortadan kaldırılması, işyeri denetimlerinin sadece devlet kurumlarına bırakılmaması, sendikaların taraf olması gerekiyor.

SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI

İş cinayetlerinde geldiğimiz nokta artık kabul edilebilir düzeyde değil. Kıdem tazminatı hakkımız nasıl ki kırmızı çizgimiz diyorsak, bunun için de grev, direniş, etkili eylemler diyorsak; işçi sağlığı iş güvenliği meselesine böyle yaklaşmak lazım. Sendikalar bu konuda ortak tutum almalı, ortak bir mücadele belirlemeli. Türkiye’de sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılmadığı sürece müdahale etmek zor.

İşyerlerinde işçi sağlığı ve güvenliği kurulları oluşturulabilir. İşçiler bu kurulları işler hale getirmeli. Bu kurullar seçimle seçilmeli.

Tek başına bir mevduatın yürürlüğe girmesi yetmeyecek. Denetim süreçlerinin işletilmesi gerekiyor. Kamunun, sendikaların ve işyerindeki işçilerin denetim yapabilmesi gerekiyor. (WEB TV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

İstanbul'un sesleri İBB'nin projesinde bir araya geliyor

SONRAKİ HABER

“Bebekler Nereden Gelir?” adlı kitap muzır neşriyat ilan edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...