08 Temmuz 2020 01:00

İş cinayetleri, iş güvenliği uzmanları ve sendika bürokrasisi

Patlama yaşanan havai fişek fabrikasının havadan görünümü

Fotoğraf: AA

Paylaş

Sakarya- Hendek’te havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamanın ardından hem Büyük Coşkunlar adındaki havai fişek fabrikasında kuruluşundan başlayarak nasıl usulsüzlükler yapıldığı, 7 işçinin hayatını kaybetmesi ve 114 işçinin yaralanmasına yol açan facianın adım adım adeta organize edildiği de ortaya çıkmaya başladı.

Patlama ile ilgili olarak Hendek jandarmasının başlattığı soruşturmada müdür, iki ustabaşı ve iş güvenliği uzmanı tutuklandı. Ama her şeyin en başında olduğu iş güvenliği uzmanının söylemesine karşın Patron Yaşar Coşkun ifadeye bile çağrılmadı; çağrılamadı demek daha doğru!

Bu fabrikanın kuruluşundan beri altı kez patlama yaşandığı ama fabrikanın adını değiştirerek üretime devam edildiği, bu patlamalardan ders çıkarıp gereken önlemleri almak yerine patlamalara ölen işçiler hakkında “İşletmeyi zarara uğrattığı” gerekçesiyle milyonluk tazminat davaları açıldığı da ortaya çıktı.

Bunlar medyaya yansıdı. Tartışma sürdürülebilirse, daha projesinden başlanarak çok titiz bir biçimde denetlenmesi gereken bir işletmenin, inşaatından itibaren her biri skandal sayılacak “denetimsizlik”, “ihmal”... ölüme yol açan patlamalarla kendisini ortaya koyan gelişmelerin nedenleri daha açıkça görülebilecek.

Elbette olup bitenin üstü örtülmezse!

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANINA GÖREV YAPTIRILMIYOR!

Bugün tartışmanın odak noktasını oluşturan iş güvenliği sorunu üstünde duracağız. Ama önce bir düzeltme yaparak başlayacağız. Çünkü bu köşede önceki gün çıkan yazı ile ilgili bir düzeltme yapmamız gerekiyor.

Dikkatli ve çalışma yaşamıyla ilgili gelişmeleri yakından izlediği anlaşılan bir okurumuz, yazıda 2013’te çıkarılan iş güvenliği ile ilgili düzenlemenin 7 yıldan beri ertelendiği belirtilmişti. Okurumuz, 7 yıldır ertelenen düzenlemenin az tehlikeli ve 50’den az işçi çalıştırılan işyerleriyle ilgili olduğunu ve 1 Temmuz 2020 günü (bir hafta önce) yürürlüğe girdiğini belirtiyor. Tehlikeli işyerleriyle ilgili olarak ise ayrı bir yönetmeliğin geçen mart ayından beri yürürlükte olduğunu belirten okurumuz soruyor: “Peki bu yönetmeliklerde yazılanlar denetleniyor mu?”

Okurumuza, yaptığı düzeltme ve verdiği bilgiler için teşekkür ederek onun sorusu üstünden tartışmayı sürdürelim.

İçişleri Bakanı Soylu ve Sakarya Valisi fabrikanın sürekli denetlendiğini söylüyorlar. Ne var ki, “Denetleniyorsa hangi sıklıkta yapıldığı ve bu denetimlerin sonucunun ne olduğu” konusunda bir şey söylemiyorlar. Ama söylediklerinden, “Bu fabrikada denetim sorunu olmadığı” anlaşılıyor. Tabii bu durumda da, “Denetleniyorsa patlama nasıl oluyor” sorusunun yanıtı boşta kalıyor.

Sadece bu da değil.

Fabrikanın iş güvenliği uzmanı, savcılıktaki Fox Haber tarafından aktarılan ifadesinde kendisinin işini yapmasına izin verilmediğini, patron ve müdürün uyarı ve önerilerini dikkate almadığını, “Biz yıllardır böyle çalışıyoruz bir sorun çıkmadı. Bizden iyi mi bileceksin” tutumu izlediklerini belirtiyor.

Görevini yapmasına izin verilmediği için 22 Haziran’da istifa ettiğini söyleyen iş güvenliği uzmanının ihbar süresinin son gününde patlamanın yaşandığı belirtiliyor.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI GÜNAH KEÇİSİ YAPILIYOR

Büyük Coşkunlar fabrikasındaki patlamayla ilgili ANKA’ya konuşan İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası Genel Başkanı İrfan Sayar, şunları söylüyor: “İş güvenliği uzmanına ulaştık. Kendisinin morali çok bozuk. “Kısmi zamanlı” çalıştığından bahsetti. Bu facia aslında bir sistem sorunudur. Şimdi bu olayla bir sorumlu, bir suçlu arayacaklar. Muhtemelen iş güvenliği uzmanı arkadaşımızı suçlayacaklardır!”

Burada iki önemli nokta var. Bunlardan birincisi iş güvenliği uzmanının tam gün ve sürekli değil “kısmi zamanlı” olarak istihdam edilmiş olmasıdır. Yani patlayıcı maddelerle çalışan, hani tehlikeli iş yerleri sıralaması yapılsa birinci sırada olması gereken bir işyerinde, iş güvenliği uzmanı “kısmi zamanlı” olarak çalışıyor. Ötesini varın siz hesap edin!

İkinci önemli nokta ise, iş güvenliği uzmanının ücreti, ya doğrudan denetlediği firma ya da o firmayla iş yapan bir iş güvenliği firması tarafından ödenmektedir. Ki, bu her halükarda, denetçinin ücretinin, denetlediği firma tarafından ödenmesi anlamına gelmektedir.

Burada iş güvenliği uzmanını çalışmaya teşvik eden tek hal, “bir iş kazası” durumunda faturanın iş güvenliği uzmanına çıkarılması korkusudur!

Elbette ki bunun da kabul edilir bir yanı yoktur.

Mevcut durum bırakalım bağımsız bir denetim yapılmasını, kapitalist mantık açısından da iş güvenliği uzmanının elini kolunu bağlayan bir durumdur.

OLUP BİTENDEN SENDİKA BÜROKRASİSİ DE SORUMLUDUR

Nitekim bu saçma iş güvenliği denetimi sorunun faturasını Büyük Coşkunlar fabrikasında 7 işçi hayatıyla 114 işçi de yaralanarak ödemiştir. Patron soruşturmanın dışında bırakıldığına göre müdür de işten sıyrılacaktır. Fatura ise herhalde istifa etmiş olmasına da bakılmadan iş güvenliği uzmanına çıkarılacaktır.

İş Güvenliği Uzmanlarının Sendikasının Başkanı Sayar, uygulamaya bakarak bu durumu; “İşveren gerekeni yaptı mı? Yapmış mıydı? Buna hiç bakılmayacak. Bütün sorumluluk iş güvenliği uzmanına verilecek” diyor.

Böyle bir facia arkasında sendikaların az çok sendikaya benzemeye devam ettiği bir ülkede bu facianın üstünden ülkeyi ayağa kaldırırdı. Ama bizde her gün 5 işçinin iş cinayetine kurban gitmesinde olduğu gibi böyle facialarda da sendikal bürokrasi kılını kıpırdatmıyor. Nitekim Hendek’teki faciayı da DİSK yöneticileri dışında hiçbir sendikacı umursamadı!

Dolayısıyla ileri işçiler ve mücadeleci sendikacıların sürüp giden iş cinayetlerinde, patronları ve onlara çanak tutan hükümetlerin yanında iş cinayetlerinin seyirciliğini yapan sendika bürokrasisinin sorumluluğunu da unutmamaları gerekir.

Not: Havai fişek fabrikasının sahipleri Ali Rıza Coşkun ve oğlu Yaşar Coşkun bu yazı yazıldıktan sonra gözaltına alındı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...