10 Nisan 2020 01:27

EMEP İst. İl Başkanı Barbaros: İşçiler virüse mesafeli, sermayeye karşı birlik olmalı

EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, işçi ve emekçilere mücadele çağrısı yaparak, “Virüse mesafeli, sermayeye karşı birlik olmalıyız” dedi. 

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hükümetin koronavirüsle mücadele adı altında aldığı önlemlerin, patronlara yönelik olduğu için işçiler açısından riskin katmerleşerek büyümesine neden olduğuna dikkat çeken EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, işçi ve emekçilere mücadele çağrısı yaparak, “Virüsten ya da açlıktan ölmemek için örgütleneceğiz ve sermaye iktidarına taleplerimizi kabul ettireceğiz. Virüse mesafeli, sermayeye karşı birlik olmalıyız” dedi. 

İşçilerin ve emekçilerin ağırlıkta olduğu İstanbul, aynı zamanda koronavirüs salgının en çok olduğu yer. İşçiler ve emekçiler içerisinde çalışma yürüten Emek Partisi (EMEP) İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros ile İstanbul’daki işçi ve emekçilerin durumunu konuştuk. Hükümetin koronavirüsle mücadele adı altında aldığı önlemlerin, patronlara yönelik olduğu için işçiler açısından riskin katmerleşerek büyümesine neden olduğuna dikkat çeken Sema Barbaros, şunları söyledi: “Türkiye’de hastalığa yakalananların yüzde 60’ı İstanbul’da, bunların büyük oranı ise işçi ve emekçilerin yoğunlukla oturduğu Esenler, Bayrampaşa ve Bağcılar. Bütün dünyanın tedbirleri en üst seviyeye çıkarttığı bugünlerde biz işçileri dezenfekte edilmemiş çalışma alanlarına, kalabalık servislere ve sosyal mesafe kuralına uymadan yemek yenen yemekhanelere mecbur bırakıyoruz. Özellikle tersanelerde, metal fabrikalarında, tekstil atölyelerinde, kargo işçilerinde, inşaatta, sağlık işçilerinde, market çalışanlarında bu durum çok çarpıcı bir şekilde ortaya çıktı.”

"VİRÜS VAKASI ÇIKIYOR ÇALIŞMAYA ARA VERİLMİYOR"

Fabrikalardan ve işyerlerinden kendilerine gelen ağırlıklı sorunun “Bizim fabrikada virüs vakası çıktı çalışmaya ara verilmiyor ne yapmalıyız?​” olduğunu belirten Barbaros, “Yani her akşam Bakanın açıkladığı gibi vardiya arkadaşlarının, ailelerinin karantinaya alındığı bir durum yok. Çalışma dayatması var sadece. Sağlık Bakanı her akşam çıkıp ‘Evde kalın’ diyor ama Cumhurbaşkanı çıkıp ‘Üretimi aksatmayacağız’ diyor. Bu sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda bırakılan işçilerin ölümü onlar için sadece bir rakam” ifadelerini kullandı. AVM’ler, mağazalar, eğlence sektöründe çalışan işçilerin süreci ağır yaşadığına vurgu yapan Barbaros, “10 binlerce işçi işten atıldı ya da ücretsiz izne çıkarıldı. Hatta iş durumlarının ne olduğuna dair bilgi alamayan işçi sayısı da hiç az değil. İşçiler ücretini almak için yetkilileri aradığında ise ağırlıklı olarak aldıkları cevap ‘Kısa çalışma ödeneğine başvurduk artık ücreti biz değil devletten alacaksınız’ oluyor” ifadelerini kullandı. Kadın işçilerin durumuna da dikkat çeken Barbaros, “Hem işe gitmek zorundalar hem de evde kalan çocuklarına, hastalarına ve yaşlılara bakmak zorundalar” dedi.

"İŞÇİLER BİRLİK OLDUĞUNDA ÜRETİME ARA VEREN İŞYERLERİ VAR"

Salgına karşı ‘Evde kal’ çağrıları yapılırken, çalışmak zorunda kalan işçi ve emekçilere ilişkin çağrıları sorduğumuz Barbaros, “Bir yandan ‘Evde kal’ çağrısı yapıp diğer yandan ‘Her koşul ve şart altında üretim devam edecek’ demenin gerçekçi olmadığı ortadadır. Başından beri işçi ve emekçilerin hayatlarını güvence altına almaya dair önlem yok. Böyle bir anlayışla bu virüs salgının durdurulması mümkün değil. İşçilerin kendi güçlerine güvenmeleri ama bu gücün de birlik olmadan sağlanamayacağını görmeleri gerekir. Sendikalı sendikasız pek çok işyerinde ortaya çıkan bir durumda işçilerin birlik olduğu ve hakları için yan yana durdukları yerlerde ücretli izinle üretime ara verildiğine şahit olduk. İşçiler işyerlerinde önlemler alınmadığında ya da yaşamlarını tehdit eden koşullar söz konusu olduğunda iş bırakma, işi durdurma, grev gibi haklara sahipler.”

İşçi ve emekçilerin yaşam hakkı başta olmak üzere barınma, beslenme ve sağlık hakları için mücadele etmekten başka şansları olmadığını da vurgu yapan Barbaros, “Evet patronlar ve onların hükümeti bizden her koşulda çalışmamızı isteyecek ancak bizler yan yana gelip birleşik bir mücadele hattı belirlediğimiz zaman haklarımızı tek tek alırız. Virüsten ya da açlıktan ölmemek için örgütleneceğiz ve sermaye iktidarına taleplerimizi kabul ettireceğiz. Virüse mesafeli, sermayeye karşı birlik olmalıyız.”

PATRONLAR CANLARI VE MALLARINI GÜVENCEYE ALDI

Hükümet, halk sağlığı için İstanbul’da genel karantina için sokağa çıkma kısıtlaması kararı almamasına dair sorumuza Sema Barbaros, şu ifadelerle yanıt verdi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye her hal ve şart altında üretime devam etmek zorundadır’ ve Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın ‘Önce bu salgının üstesinden geleceğiz. Bunu yaparken ekonomimizi, üretimimizi ayakta tutacağız. Sadece salgının etkilerini gidermek için değil, sonrasında oluşacak yeni dünya düzeninde en güçlü şekilde yerimizi almak için çok daha fazla çalışacağız’ sözleri işçilerin ölüme gönderildiğinin itirafıdır. Üretimin merkezi olan İstanbul’da karantina ilan edilmemesinin nedeni işte bu bakış açısıdır. İşçiler ölümüne çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Hükümetin tedbir diye açıkladığı 100 milyarın patronlara yeni teşvik dışında bir anlamı yok. İktidar ve patronlar kendilerini izole ederek hem canlarını hem de işçilerin çalışması ve üretmesiyle mallarını güvenceye almıştır. Virüse mesafe koyduğu gibi işçi ve emekçilere karşı her türlü mesafeyi koymuştur.”

"SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİ GİDERİLMELİ"

Tek adam yönetiminin sağlık örgütlerinin uyarılarını dikkate almayıp; kendi oluşturduğu Bilim Kurulunu bile sadece danışmanlık yapar bir noktaya getirdiğine vurgu yapan Sema Barbaros, “Sağlık Bakanı ise sürekli kararları Cumhurbaşkanı’nın vereceğini işaret eden cümleler kurmaktan öteye gidemiyor. Oysa bugün bilinen çok net bir şey var; sağlık emekçilerini korumadan halkın sağlığı korunamaz. Salgından beri kaybettiğimiz pek çok sağlık emekçisi, bilim insanı oldu. Testi pozitif çıkan yüzlerce sağlık çalışanı var” ifadelerini kullandı. Sağlık emekçilerinin çok acil taleplerinin giderilmesi gerektiğine de dikkat çeken Sema Barbaros, şunları söyledi: “Sağlık ekipmanların eksiksiz tamamlanması, sağlık çalışanlarına yaygın test yapılması, sağlık çalışanlarının sayısının arttırılması, sağlıkta şiddetin önlenmesi, evlerinde kalamayanlar için barınma imkanı sunulması, dezenfekte edilmiş ücretsiz servislerin sağlanması. Bu sürecin planlı ve koordineli ilerlemesi için ise atılacak ilk adım sendikaları, meslek odalarını salgın mücadelesinin bir parçası haline getirmek olmalıdır. Hatta salgın süresince ilaç ve her tür tıbbi malzemenin üretimi, sağlık kurumlarının denetimi sağlık alanında faaliyet yürüten emek ve meslek örgütlerince denetlenmelidir. Halkın sağlığı için sağlık alanındaki emekçilerin sağlığı korunmalıdır.”

ÖNCEKİ HABER

Yeni e dergisinin nisan sayısı dijital ortamda: Kapıdaki düşman sadece bir virüs mü?

SONRAKİ HABER

Van'da umreden dönen bir kişi koronavirüs nedeniyle öldü, mahalle karantinaya alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa