27 Mart 2020 00:04

Bölge hastanelerinde sağlıkçıların koruyucu ekipmanı eksik, testler kısıtlı

TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya ve Mardin Tabip Odası Eş Başkanı Dr. Osman Sağlam bölge hastanelerindeki durumu Evrensel'e anlattı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Fırat TOPAL
Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Diyarbakır

Koronavirüs salgını gün geçtikçe artarak yayılmaya devam ediyor. Salgına karşı Bölge illerindeki sağlık emekçilerinin ve hastanelerin durumunu Tabip Odası üyeleriyle konuştuk.

Türk Tabipler Birliği(TTB) Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya, sağlık emekçilerinin koruyucu ekipman eksikliği yaşadığını söyledi. Mardin Tabip Odası Başkanı Dr. Osman Sağlam ise halkı koruma tedbirlerinin yeterli olmadığını belirterek, testlerin kısıtlı olduğunu söyledi.

N95 MASKESİ YETERLİ SAYIDA YOK

Bölge’deki hastanelerde sağlık çalışanlarının salgınla mücadele ederken ciddi ekipman sorunu yaşadığını belirten Yerlikaya, bunların başında da N95 maskesinin geldiğini söyleyerek, virüsün buluşmasında sağlık emekçilerinin en büyük risk grubu içinde yer aldığını dile getirdi.

Test yapmada halen sorun yaşadıklarına dikkat çeken Yerlikaya, “Bölgede Erzurum dışında test yapılan yer yok. Hâlâ biz bu testleri Ankara’ya gönderiyoruz” dedi. Yeterli ve yaygın test yapılmadığını ifade eden Yerlikaya, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmediğini belirterek, salgının bilançosunun her geçen gün artacağını öngördüklerini söyledi.

TEST SONUCU 4 GÜNDE GELİYOR

Bölge’de koronavirüs belirtileri ile hastanelere başvuruların olduğunu ve hastaların takibe alındığını fakat yapılan testlere ilişkin ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Yerlikaya, “Şu an bölgede yüksek ateş, nefes darlığı, halsizlik gibi şikayetlerle gelen ve Covid-19 olabilir dediğimiz hastalar var. Bu hastalar servise alınıp takip ediliyor. Test süreci yavaş işlediği için sorun yaşıyoruz. Gönderdiğimiz test sonucu 4 gün sonra geliyor. O testin negatif olması demek hastalığın olmadığını göstermiyor. Çünkü aralıklarla bu testin yapılması gerek. Hastada şüpheli durum devam ediyorsa test yapılması gerek buna dair sıkıntılarımız var. Bütün hastanelerde şu anda salgın var. Bu hastaların pozitif olduğu hastaneler de var. Şu an Diyarbakır’da da hem Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesinde hem de Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde var. Her geçen gün de hasta sayısı artıyor” dedi.

HIZLI ÖNLEMLERİN ALINMASI GEREKİYOR

Güney Kore’de bir günde 25-30 bin test yapıldığını ancak Türkiye’de bugüne kadar yapılan test sayısının bu düzeyde olduğunu dile getiren Yerlikaya, “Dolayısıyla testlerin yaygın yapılması ve izole edilmesi gerekiyor. Salgın çok hızlı yayılıyor, İtalya’da şuan salgının önü alınamıyor. Çok dikkat etmek gerekiyor. Bu salgının şakası yok. Vatandaş da yetkililer de dikkate almalı. Bizim gördüğümüz bunların yerine getirilemediği. Mevcut yönetim anlayışıyla salgının üstesinden gelinmesi olanaksız görünüyor. Bilim insanlarının ve diğer ülke deneyimlerini dikkate alınması, hızlı önlemlerin alınması gerekiyor. Salgına karşı mücadeleye toplumun da uyarıları dikkate alarak katılması gerekiyor” diye konuştu.

HALKI KORUMA TEDBİRLERİ YETERSİZ

Mardin iç ve dış turizmin ve uluslararası ticaretin yoğun olarak yaşandığı illerden biri. Mardin’de virüse karşı alınan önlemleri, sağlık emekçilerinin durumunu Mardin Tabip Odası Eş Başkanı Dr. Osman Sağlam gazetemize değerlendirdi.

İç ve dış turizmin Mardin’de yoğun bir şekilde yaşandığını söyleyen Sağlam, kentte ülkeler arası çalışan kamyon şoförlerinin sürekli gidip geldiğini ancak ciddi önlemlerin alınmadığını söyleyerek, “Görüştüğümüz ve tanıdığımız insanlar var. Sadece geçerken rutin ve basit bir şekilde ateşlerini ölçüyorlar ve ateşi olmayan geçiyor” dedi. Hekimler üzerinden edindikleri bilgilere göre iki hekimin testlerinin pozitif çıktığını belirten Sağlam, “Sağlık müdürlükleri ya da kriz masalarıyla iletişim kuramıyoruz. Hekimlerin enfekte olmasının temel sebebi halk arasında virüs ile gezen insanların sağlık ocağında muayeneye gittiğinde hekimleri enfekte etmesi. Hekimler muayene sırasında enfekte olmuşsa, bu kişilerin görüştüğü ne kadar insanı enfekte ettiğini tahmin edemiyoruz. Mardin bölgesinde yoğun bir umreden dönüş oldu. Umreden dönenler insanların ziyaretlerini kabul ediyor. Bu insanların birinde virüs varsa yaygınlaşmasının önüne geçemezsiniz. Halkı koruma tedbirleri çok yetersiz. Halkı koruyamadığınız zaman hekimleri de koruma ihtiyacı duymuyorsunuz” diye konuştu.

SALGINA DAVETİYE ÇIKARILIYOR

Hekimlerin Dünya Sağlık Örgütü ve TTB’nin önerdiği koruyucu ekipmanları kullanamadığını vurgulayan Sağlam, “Basit cerrahi maskelerle idare etmeye çalışıyoruz. Bazen bir maskeyi gün boyu kullandığımız oluyor. Mardin’de 500 kişiden fazla insan karantinada. İnsanlar evlerinde kalmaları, kendilerini izole etmeleri ve kimseyle görüşmemeleri söylenerek eve gönderiliyor. Bu insanları ne kadar izole edebilirsin? En kötü ihtimalle şüphelenilen insanlar ailenin diğer bireyleriyle aynı yerleri kullanıyor. Bir kişinin tek başına kalabileceği durumu olmayabilir. Bu 500 kişiye “seni karantinaya aldım, eve git, kimseyle görüşme” demek baştan savma bir yaklaşım. Bu salgına davetiye çıkarmak demektir” dedi.

Her istedikleri hastaya test yapamadıklarını söyleyen Sağlam, “Test sayısı çok kısıtlı. 1 hafta öncesinde şüphelenilen ancak test yapılmayan insanlar halk arasında bu salgını yaygınlaştırdı. Şu an testlerin her ile dağıtıldığı söyleniyor. Biz görüşme yaptık ancak şu an bu testler Mardin’de yok. Basında anlatılan ile hekimlerin yerelde karşılaştığı gerçekler farklı. Testler Türkiye’nin belirli merkezlerinde yapılıyor. Şu an test sayısını biraz da olsa arttırdılar ama iş işten geçti artık” ifadelerini kullandı.

TAM KARANTİNA UYGULANMALI

Tam bir karantinanın uygulanması gerektiğine dikkat çeken Sağlam, bu karantina uygulamasının yapılabilmesi için toplu kullanım alanlarının kapatılmasını ve sokağa gereksiz çıkışların engellenmesi gerektiğini belirterek, “Şu an bir fabrikada 300-400 kişi hep beraber çalışıyor. Bu insanlar beraber çalıştıkları sürece bu salgının önünü alamazsın. Sadece yaşlılara değil herkese karantina uygulanmalı. İnsanlar buna rağmen çalışmaya devam ediyor. Çünkü çalışmadıkları zaman eve ekmek götüremezler. Devletin bu konuda bir şekilde bu işçilerin geçimini garantiye alabilecek adımlar atması gerekiyor. Bir hekimin normal bir insana göre bu virüsü bulaştırma ihtimali ve bulaştıracağı insan sayısı daha yüksek. Birinci elden hekimlere koruyucu ekipmanların düzenli bir şekilde verilmesi gerekiyor. Buna büyük bir özen gösterilmesi gerekiyor. Son 20 yılda sağlık emekçilerine büyük bir şiddet var. Bunların ardından alkışlanmak mesleğimize ve kendimize dair saygımızı arttırmak anlamında bize destek oldu. Ama devletin bizi alkışlamasını değil korumasını istiyoruz. Alkışlanarak hastaları iyileştiremeyiz. Halkı ve hekimleri koruyucu önlemler alınmalı. Alkışlanmak değil korunmak istiyoruz.”

ÖNCEKİ HABER

Türk Eczacıları Birliği Başkanı Çolak: Bilimsel bilgileri dikkate alın

SONRAKİ HABER

İstanbul'da koronavirüs nedeniyle ölenler için mezar yerleri belirlendi, halk tepkili

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...