17 Mart 2020 20:17

CHP ve HDP’den Sağlık Bakanlığına çağrı: Süreç meslek örgütleriyle şeffaf yönetilmeli

CHP ve HDP'den Sağlık Bakanlığına çağrı: Bu süreci sağlık meslek örgütleri ile beraber şeffaf bir şekilde yürütelim.

Fotoğraf: Sercan Küçükşahin / AA

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkları Demokratik Partisi (HDP) koronavirüsün neden olduğu COVID-19 hastalığı nedeniyle süreci şeffaf bir şekilde yönetmediği eleştirilerinin odağındaki Sağlık Bakanlığına çağrı yaptı: "Bu süreci sağlık meslek örgütleri ile beraber şeffaf bir şekilde yürütelim."

AKP’nin 18 yıllık iktidarı boyunca sağlıkta yaşanan sıkıntıların özelleştirme politikasının sonucu olduğuna vurgu yapan HDP ve CHP halka ücretsiz sağlık hizmetlerinin sağlanması gerektiğini belirtti.

CHP koronavirüs izleme komitesinin sekreteryasında yer alan ve TBMM Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi İzmir Milletvekilli Selin Sayek Böke ve TBMM Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ile görüştük.

"SAĞLIK TOPLUMCU VE KAMUCU OLMAK ZORUNDA"

Koronavirüs krizinin düzenin bütün yapısal sorunlarını daha da su yüzüne çıkacağı bir krizin tetikleyicisi olduğunu ifade eden Selin Sayek Böke, şunları söyledi: “Şimdi toplumsal bir sorunla karşı karşıyayız, bireysel korunma yetmiyor. Her birimizin sağlığı toplumun sağlığına bağlı. Yıllardır söylenen gerçek yüzümüze acı bir şekilde çarpıyor: Sağlık toplumcu ve kamucu olmak zorunda. Hayata kalabilmemiz herkesin sağlıklı olmasına bağlı, halkın sağlığının hepimizin bireysel sağlığı olduğu gerçeğini hatırlattı bize koronavirüs. Bildiğimiz bir gerçekti, ama içinde yaşadığımız düzeni bu gerçeği görmezden gelerek kurdu iktidarlarımız. Sağlığı kamu hizmeti olmaktan çıkarttılar, sağlığı toplumcu olmaktan uzaklaştırdılar.”

"Sağlık ve eğitim gibi kamusal hizmet olması gereken tüm alanlar özelleştirilerek piyasaların kar hırsına teslim edildi ve bilginin de uzun süredir bilim değil yandaşlığın tekeline geçtiği bir antidemokratik yönetime hapsolduk. İşe düzenin bu iki unsuru koronavirüs pandemisinin etkilerinin daha derin olmasına yol açıyor” diye konuşan Böke, sağlık hizmetlerine ulaşımın hem maddi hem fiziki zorluklarına dikkat çekti: “En dezavantajlı toplum kesimlerinin de erişmesi imkansız bölgelere inşa ederek duvarlar örüldü. Virüs sınır tanımıyor, etnik kimlik, inanç, sınıf tanımıyor. Ama maalesef düzen sınırlarda duvarlarla örülü, o duvarlara itilmiş mültecilerin dramlarıyla dolu. Maalesef düzen kimlikler ve sosyal sınıf üzerinden derin eşitsizlikler üzerine kurulu. Virüs herkesi etkileyecek, ama herkes sağlık hizmetine erişemeyecek, herkes ekonomik düzene tutunabileceği sosyal devlete erişemeyecek, herkes bir süre birikimlerine dayanacak gücü bulamayacak.”

Bir halk sağlığı sorunundan kaynaklı krizde önceliğin halk sağlığını ilgilendiren tüm alanlarda adım atmak olduğunu belirten Böke, “Bu nedenle tüm politikaların başında halk sağlığı yönetişim sürecinin demokratik, katılımcı, şeffaf ve agresif bir sağlık politikası bütünüyle, yayılımı kontrol altına alacak adımları içerecek şekilde yürütülmesi bir zorunluluktur” diye belirtti.   

TESTLER YAYGINLAŞTIRILMALI

Halk sağlığı yönetiminin en yüksek demokratik hesap verilebilirlik ve katılımcılık standartlarında geliştirilmesi, süreçlerin şeffaf olması ve değerlendirme süreçlerinin tüm açıklığıyla kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurgulayan Böke, “Acil ihtiyaç duyulan tıbbi malzemeye erişim kolaylaştırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. Testler yaygınlaştırılmalıdır. Tıbbi malzeme ihtiyacına dönük acil planlamalar yapılmalıdır. Özel sektörün toplumsal bir sorunun çözümüne kamucu bir çerçeveden katılımı için ihtiyaç duyulacak düzenlemeler yapılmalıdır. Haksız kazançların önüne geçilmelidir” ifadelerini kullandı. Böke, bu politikaların acilen ve vakit kaybetmeden doğru sosyal ve ekonomi politikaları ile desteklenmesi gerektiğini söyledi.

HDP’NİN ARAŞTIRMA KOMİSYON TALEBİNE RET

HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ise, sağlık alanındaki özelleştiremelere dikkat çekti: “Sağlık sosyal bir haktır. Ama bugün SGK kaydı olmayanlar sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Hem muayene ücretlerinin ortaya çıkartılması ve bunun sürekli artırılması, bununla beraber katkı payının alınması, ilaç farkının alınması… Sağlığın özelleştirilme mantığı bu” 

Sürecin şeffaf yürütülmediğini sürekli dile getirdiklerini anlatan Güzel, parti olarak araştırma önergesi vererek, Meclis bünyesinde araştırma komisyonunun kurulmasını istediklerini ancak AKP ve MHP oylarıyla komisyon taleplerinin reddedildiğini hatırlattı.

Güzel, koronavirüsten korunmak için bir günün bile çok önemli olduğunu ifade ederek “Bu normal bir grip gibi değil. Yoğun bakıma ihtiyaç olacak bir durum söz konusu olabilir. Çünkü hastayı solunum yetmezliğine sokuyor, akciğer yetmezliğine bağlı olarak. Bu duruma gelen hastalar için cihaz gerekli. Hastanelere bakalım. Yoğun bakımlarda boş yatak yok. Bugün Türkiye’de salgın olursa hastalar yoğun bakıma yatamayacakları için ölecekler. Bu durumda, şehir hastanelerinin getirdiği bir sonuçtur. Çünkü şehir hastaneleri yapılırken, diğer hastaneler kapatıldı. Hastaneler kapatılmamış olsaydı belki bugün ihtiyacımızı karşılayacak kadar yatak sayımız olurdu.”

CEZAEVLERİ RİSK ALTINDA

Cezaevleri büyük risk taşıdığını da belirten Güzel, “Cezaevlerinin birçok ülkede olduğu gibi, hele ki 30 kişilik koğuşlarda 50 kişinin kaldığını düşünürsek, hasta tutsakların ve çocuklu aileler ve çocuk tutsakların olduğu düşünülürse dönemsel olarak da olsa boşaltılması çok çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

MÜLTECİLERİN SAĞLIK DURUMU KÖTÜ

Mültecilerin durumuna da dikkat çeken Güzel, “Türkiye bir tehdit unsuru olarak kullandığı mültecilerin sağlık hakkına yönelik bırakalım tedbir almaya gündemlerinde bile değil. Yüz binlerce mülteci şu anda sınırda bekletiliyor. Sağlık koşulları çok kötü durumda. Buralarda teşhisler için testler yapılmıyor. Ortak alanlarda çadırlarda kalıyorlar. Yunanistan’a geçip sonradan tekrar Türkiye’ye ye gönderilen yüzlerce insan var. Bu insanlara testler yapıldı mı mesela? Hayır. Sağlık konusunda bile müthiş bir hiyerarşi söz konusu. Devlet açıkça ‘mülteci olanın sağlığı bizi ilgilendirmez’ diyor” diye konuştu.

23 Şubat’ta depremin yaşandığı Van Başkale’de insanların hala çadırlarda kaldığını belirte Güzel, bakanlığın derhal harekete geçmesi gerektiğini belirtti.

"VAKANIN OLDUĞU YERLER NİYE AÇIKLANMIYOR?"

“Niye vakaların olduğu şehirler söylenmiyor” diye soran Güzel, vakanın olduğu şehirlerin açıklanması durumunda o şehirde yaşayanların gerekli kişisel tedbirlerini de ona göre alacağına dikkat çekti. Vatandaşın bilinçlendirilmesi için gerekli çalışmaların bir an önce yapılması gerektiğini de hatırlatan hijyen ve dezenfekte malzemelerinin yetersizliğine de işaret eden Güzel, “Hijyen ve dezenfekte malzemeleri halka ücretsiz dağıtılmalı” dedi.  Sağlık Bakanlığının, sağlık meslek örgütleriyle birlikte halkı bilgilendirme ve paniği azaltmaya yönelik çalışmalar yapması gerektiğini de sözlerine ekledi.

 

 

ÖNCEKİ HABER

Bir yolunu bulmalı

SONRAKİ HABER

Koop-İş: AVM'lerde çalışanlar koronavirüs salgını dolayısıyla büyük risk altında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...