16 Mart 2020 10:40

Arap coğrafyasında geçen hafta | Arap basınında korona ve komplo teorileri

Bütün dünyanın gündeminde olan koronavirüs Arap basınında gündemindeydi. Virüsün yayılımıyla ilgili haber ve makalelerin yanı sıra çok sayıda komplo teorileri de havada uçuştu.

Fotoğraf: Abdullah Coşkun/AA

Paylaş

Ali KARATAŞ
Yusuf ERTAŞ

Arap basınında koronavirüsün yayılımıyla ilgili haber ve makalelerin yanı sıra çok sayıda komplo teorileri havada uçuştu. Virüsü kimi ABD’nin kimi ise Çin’in yaydığını ileri sürdü. Rai al Youm yazarı Abdulbari Atwan, koronavirüsünü Çin’e ABD’nin bulaştırdığını öne sürdü. Middle East Online internet sitesinde “komünist komplo olarak korona” başlıklı makale yayınlandı. 

Suudi basının amiral gemisi Şarkul Avsat gazetesinden Emir Tahiri ise Çin, İran, İtalya ve Güney Kore bağlamında alınan önlemleri karşılaştırarak kültürler arasındaki farklılıklara dikkat çekti. Tahiri, ülkelerin koronavirüse karşı giriştikleri mücadele ve kullandıkları yöntemlerin, her birinin siyasi sistemini ve kültürel doğasını ortaya koyduğunu vurguladı.

"İNSANLIK İNSANLIĞINI TEST EDİYOR"

“Korona ... insanlık insanlığını test ediyor” başlıklı makalede Mehdi Mabruk şimdiki neslin salgınları bilmediğini söyledi. Al Araby’de yayınlanan makalede Mabruk, Fransız Yazar Albert Camus’nun Veba isimli romanının bu konudaki büyük eserlerin en iyisi olmaya devam ettiğini söyledi.  Mabruk, “Eleştirmenler birçok ayrıntıda farklılık gösterdi. Ancak eser, varoluşçu ve hümanizmi ifade eden en önde gelen edebi anıtlardan biri olmaya devam ediyor” dedi. 

Al Kuds al Arabi gazetesi de “Moskova ve Riyad arasındaki petrol fiyatı savaşı” başlıklı makalede Rusya ile Suudi Arabistan arasında yaşanan gerilim nedenlerini irdeledi. Makalede Putin’in aldığı kararlarla sadece Arabistan’ı değil, ABD’yi de cezalandırmayı amaçladığını yazdı.


KORONA AMERİKAN İŞİ

Abdulwari ATWAN
Rai al Youm

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Twitter hesabından ABD ordusunu salgından en çok etkilenen Vuhan kentine koronavirüs bulaştırma ihtimaliyle suçladı. İngilizce yapılan bu suçlama çok ciddi bir suçlamadır. Amerikan başkanını insanlığa karşı suç işlemekle şahsen suçladı. Çünkü felaket dünya halkının çoğuna, borsalarına ve finansal piyasalarına girmiş durumda. Ölüm bilançosu şu ana kadar (Perşembe) 3 bini aştı ve biz hâlâ başlangıçtayız. 

Çin’in bu suçlamalarının incelenmesi ve sonuçlarının tüm dünyaya şeffaflıkla duyurmak için derhal uluslararası bir soruşturma ve bir olguları toplama komitesi oluşturulmasını talep ediyoruz.

Amerika, insanlık tarihinde Japonya’da nükleer bomba kullanan tek ülkedir. Dünyada korona bombasını ve biyolojik silahları kullanan ilk ülke olması uzak bir ihtimal değil. Bütün savaşların gerisinde kendisi duruyor. 

Büyük şairimiz merhum Mahmut Derviş, “Amerika vebadır ve veba Amerika’dır” dediğinde yalan söylemedi ve gerçeklerden kaçmadı. Amerika’nın koronavirüsün icadı hakkında gerçeklerin ortaya çıkacağı gün geldiğinde sürpriz olmayacak!


KOMÜNİST KOMPLO OLARAK KORONA

Faruk YUSUF
Middle East Online

Komplo teorisi sevenler için korona ölümcül bir hastalık değil, kapitalizm ve komünizm arasındaki mücadelenin yeni bir evresidir.

“Gizli bir şeyler oluyor. Hazırlanmakta olan dünyada güç dengesinde büyük bir değişiklik var ve koronavirüs sadece bir örtü. Bu, komplo teorisyenlerinin dünyayı görünmeyen kurumlar tarafından düzenlenen maskeli balo partisinin bir uzantısı olarak görme arzusunu yerine getirmeleri için altın bir fırsat.

Vuhan’da başlayan cehennem fikrinin sadece Çin’in dünya barışını istikrarsızlaştırma yeteneklerini vurguladığı yeni bir ders olduğunu söyleyenler var. Böylece büyük güçler vatandaşlarını koruyamadıklarını kabul ederken şaşkınlaştı. 

İran Devrim Muhafızları, koronavirüsü bastırma sloganı altında savaşa girdiyse, savaş kavramı bu patolojik olgunun politik yorumlanmasına yönelik girişimlerinden uzak değildi. Kurbanları koronavirüsü öldürdüğü insanlar olan bir savaş var. Gerçek katile gelince, perde arkasında saklanıyor, reaksiyonları izliyor ve teslimiyet seviyelerini kaydediyor.

Çin’in anti-korona aşısı ihracatından büyük kâr elde edeceği söyleniyor. Ayrıca daha önce maskelerin ve sterilizasyon malzemelerinin ihracatından hayali karlar elde etti.

Bu düşünce bağlamında, dünyayı terörize etmek için, aşağılama ve can yeleğini atmadan önce kendi istediğini yaptırmak için komünist Çin vatandaşlarını öldürdü.


KORONAVİRÜSE YAKLAŞIM, KÜLTÜREL FARKLILIĞI AÇIĞA ÇIKARIYOR

Emir TAHİRİ
Şarkul Avsat*

Çin içinde bir halk sağlığı sorunu olarak başlayan koronavirüs salgını, bugün küresel anlamda ekonomik ve siyasi bir tehdide dönüşmüş durumda. Aynı zamanda, virüsün yayıldığı ülkelerdeki devlet kurumlarının bu zorlukla başa çıkma noktasında davranışlarını da göz önüne sermiş oldu. Birçok devletin gerçek doğası, salgınla mücadele yöntemleri dolayısıyla açığa çıktı.

Bu makalenin yazıldığı saatlerde, dünyanın gözü korona virüs salgınından en çok etkilenen dört devlete çevrilmiş durumdaydı. Salgının başladığı Çin, Çin’den sonra en çok vakanın görüldüğü İran, salgının dini bir oluşum içinde yayıldığı Güney Kore ve Avrupa’da en çok etkilenen ülke olarak İtalya. 

Bu ülkelerin koronaya karşı giriştikleri mücadele ve kullandıkları yöntemler, her birinin siyasi sistemini ve kültürel doğasını ortaya koymaktadır. Çin’deki ilk tepki, salgını görmezden gelmek ve inkâr ederek gizlemek olarak gelişti. Çin’de 1949 yılından bu yana ‘gizlilik kültürü’ bir dogmaya dönüşmüştü. Bu mantığa göre, eğer bilgi bir güç kaynağı ise, bu kaynak devrimci devletin tekelinde olmalıydı. Dolayısıyla, Pekin’deki merkezi otoritenin, salgının varlığını kabul etmesi ve duyurması haftalar aldı. Merkezi hükümet, mahalli idarecileri gevşek tutum sergilemekle suçladıktan sonra meseleye kendisi el attı.

İran İslam Cumhuriyeti kadroları da Çin’in bu gizlilik politikasına meylederek, meselenin üstünü kapatmaya çalıştı. Ancak İranlı yöneticiler bu hususta Çin’deki meslektaşları kadar başarılı olamadı. Kısa sürede İran halkının çoğu, salgının boyutlarından haberdar oldu. Bunun sebebi de, İran her ne kadar Çin gibi otoriter bir rejime sahipse de, Çin kadar sistematik bir baskı organizasyonuna sahip olmamasıdır. Gerçek şudur ki; İran’da, 3. Dünya ülkesi tipi bir rejim kaimdir. Kendi içinde farklı güç odakları barındırır ve toplum üzerinde sadece şeklen kontrol sağlayabilir.

Güney Kore ise Batılı olmayan demokratik kapitalist bir sisteme sahiptir. Bu yüzden Güney Kore yönetimi, salgının üstünü örtmeye kalkmamış ancak bir başka hata yaparak, aşırı liberal bir tutum takınıp, din çeşitliliğine saygı çerçevesinde çekimser davranmıştır. Şinçeonci adlı Hristiyan tarikatının içinde koranavirüse rastlandığında, Seul hükümeti dini bir topluluğu karantinaya almak hususunda mütereddit davrandı.

İtalya’ya gelecek olursak, ülkedeki siyasi bölünmüşlük ve birbiri ardına gelen istikrarsız hükümetler nedeniyle, salgınla mücadelede kararlı bir duruş sergilenemediğine şahit olduk. Roma yönetiminin Rimi’nin kuzeyindeki tüm bölgeleri karantinaya alması da oldukça tuhaftı. Conte hükümetinin ilk etapta ülkenin kuzeyini karantinaya alması, kronik kuzey-güney çatışmasını yeniden gündeme getirdi. Muhafazakâr Kuzey Ligi Hareketi destekçisi olan İtalyalılar ‘enfekte’ kabul edilerek dışlandıklarını ve ayrımcılığa maruz kaldıklarını savundu. Roma’nın kuzey bölgelerinde aldığı sert önlemleri, güney bölgelerinde sadece şeklen uygulaması ise eleştirilere neden oldu. Üstelik bu kararın ardından bir milyona yakın kişi, karantinaya alınmış bölgelerden kaçarak ülkenin orta ve güney bölgelerine giriş yaptı. Daha da kötüsü, İtalya’dan yurt dışına giden hastaların tespit edilmemesiydi. İtalyan turistler virüsü, binlerce kilometre ötedeki Maldiv Adalarına taşıdı.

Carl Schmitt, devletin görevinin istisnalarla uğraşmak olduğunu söyler. Son yaşadığımız olaylar, modern devletlerin, ‘olağanüstü vakalara’ sıradan olaylara gösterdiği ilgiyi göstermediğini ortaya koymaktadır. Umarım sonunda, metafizik bir güç, bu kırılgan dünya düzenini uçurumun eşiğinde tutmayı başarabilir.

*Şarkul Avsat gazetesinin Türkçe sitesinden kısaltılarak alınmıştır.


MOSKOVA VE RİYAD ARASINDAKİ PETROL FİYATI SAVAŞI

Al Kuds al Arabi
Başyazı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Beyaz Saray kararlarının Kremlin’in kabul ettiği enerji politikalarına verdiği zarar nedeniyle sadece ABD Başkanı Donald Trump’a yanıt vermedi. Ayrıca Suudi ekonomisinin çeşitli alanlarında büyük yatırımlar için verdiği bir dizi sözün feshedilmesi nedeniyle Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı da bir önceki vaatlerden feragat ettiği için cezalandırdı.

Bu, Moskova’nın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) ham üretimde ek bir toplu azaltma önerisini reddetmeye yönelik ani kararını anlamak ilk noktadır.  Bu öneri koronavirüsün ortaya çıkmasından kaynaklanan petrol fiyatlarındaki devam eden düşüşü durdurmak için geldi. Rusya OPEC’in ihlalinin “OPEC Plus” olarak bilinen çerçevede Rusya’nın örgütle üç yıllık iş birliğinin zayıflamasına yol açacak olmasına rağmen bu kararı aldı. 

Suudilerin cevabı gecikmedi, rekor kısalıkta bir sürede cevap verdi. Riyad, yüz binlerce varil ucuz petrol ile piyasalara girmeye karar verdi. Petrol piyasası 20 yılın en düşük seviyelerini gördü. İki petrol pazarı devi arasındaki fiyat savaşını ateşledi: En büyük ihracatçı olarak Suudi Arabistan ve en büyük üretici Rusya. Piyasaların bu büyük şokun kurbanı olması doğaldı ve fiyatlar yüzde 20’den fazla azaldı. Teksas’ın varil fiyatı 30 dolara, Brent varil 33 dolara düştü. 

Rusya’nın modern çarı için Beyaz Saray’ın Sibirya gazını Almanya’ya bağlayan “Kuzey Akımı 2” projesini engellemesini kabul etmesi kolay değildi.

Suudi hareketinin sonuçları; karışıklıktan, rastgele tepkiden ve onu çevreleyen aceleci doğadan yalıtılmış olarak yalnızca Suudi ekonomisini ve özellikle de Krallık’taki petrol piyasasını etkilemez. Aksine, etkileri OPEC’in kendisinin dağılmasına ve giderek daha fazla zayıflamasına kadar uzanır. Büyük dünya borsalarında düşüş belirtileri ile kanıtlandığı gibi tüm dünya ekonomilerine zarar verir. 

 

ÖNCEKİ HABER

52 gündür kendisinden haber alınamayan Mehmet Bal’ın dosyasına takipsizlik

SONRAKİ HABER

Cas öğrencilerinden Saloz’un mavalı: Sadece oyun değil bir eğitim projesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...