01 Eylül 2019 09:48

Van'da 1 Eylül mitingi: Halk kayyum darbesini kabul etmiyor, barış istiyor

Van Demokrasi Platformu tarafından "Savaşa, baskılara, darbelere karşı barışa ses ver" şiarıyla düzenlenen mitingde halkın kayyum darbesini kabul etmediği ve barış talebinde ısrarcı olduğu vurgulandı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Van'da 1 Eylül Dünya Barış Günü Mitingi, Musa Anter Barış Parkı'nda başladı. KESK ve DİSK öncülüğünde Aydın Perihan İş Merkezi önünde toplananan işçi ve emekçiler sloganlarla alana yürüdü. Aralarında belediye eş başkanlarının da olduğu çok sayıda kadın arbeneler, beyaz kıyafetler ve tülbentlerle alana geldi. "Savaşa karşı barış için sen de ayağa kalk" pankartını beyaz tülbentli kadınların taşımaları dikkat çekti. Kadınlar, alanda alkışlarla karşılandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) de "Savaşa, darbelere, baskılara karşı barışa ses ver" pankartı ve "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganıyla alana girdi.

HALAYLAR ÇEKİLDİ

Van Demokrasi Platformu tarafından “Savaşa, baskılara, darbelere karşı barışa ses ver!” şiarıyla Musa Anter Barış Parkı’nda düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingine binlerce kişi katıldı. Çalınan müzikler eşliğinde halaylar çeken kitle “Direne direne kazanacağız” sloganı attı.

Saygı duruşuyla başlayan miting programı kapsamında Tertip Komitesi Başkanı Bedir Yamaç, 1 Eylül'ün önemine dikkat çekti. Ardından sahne alan Serhat Çarnewa'nın şarkılarıyla halk halaya durdu.

"1 EYLÜL BARIŞ İÇERİSİNDE YAŞAMANIN SEMBOLÜDÜR"

HDP’li milletvekilleri ve yerlerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Bedia Özgökçe Ertan ile Mustafa Avcı halkı selamladı. Mitinginde konuşan Bedia Özgökçe Ertan, kayyum atamalarının darbe olduğunu belirterek "Halkımız bu darbeyi kabul etmiyor, evinde, meydanlarda, sokakta bu dayanışmayı büyütüyor" dedi. Özgökçe, “1 Eylül barış içinde yaşama bilincinin her daim zihinlerde canlı tutulması ve 1 Eylül’ün insanların özgürce, bir arada yaşamasının mümkün ve kaçınılmaz olduğunun sembolüdür, günüdür. HDP’yi var eden bilinç tam da 1 Eylül mesajıdır” ifadelerini kullandı.

"GEREKÇELERİ İFTARA VE YALANDIR"

31 Mart seçimlerini hatırlatan Özgökçe, "Nasıl bir seçime girdiğimizi hepiniz hatırlıyorsunuz. Baskıyla, zulümle sandığa gittiğimizi biliyorsunuz. Daha 'bismillah' demeden 3 belediyemizi YSK eliyle, üç büyükşehir belediyemize ise Süleyman Soylu imzasıyla el konuldu. Bu açık bir darbedir. 19 Ağustos yeni bir siyasi darbedir. Halkımız bu darbeyi büyük bir saygısızlık ve hakaret olarak algılıyor ve bunu kabul etmiyor, evinde, meydanlarda, sokakta bu dayanışmayı büyütüyor. Halkın bu kararlılığıyla onlar asla meşru seçilmiş olamaz, olmayacaktır da. Amed'in meşru belediye eş başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin'in Sayın Ahmet Türk ve Van'ın meşru belediye eş başkanları bizleriz. Halkımızın karşısında her daim başımız dik, anlımız açıktır. Belediyelerimize el koyanlar günlerdir belediye başkanlarımızı hedef göstererek kendilerine gerekçe oluşturmaya çalışıyorlar. Bizlerin görevden alınma gerekçesi arasında usulsüzlük yoktur, Kandil’e ya da başka bir yere para göndermek falan da yoktur. Bunlar iftira ve yalandan ibarettir" dedi.

"BU GEREKÇELERE KİMSE İNANMADI, İNANMAYACAKTIR"

Özgökçe şöyle devam etti:

“Halkın meşru gördüğünü kimse gayri meşru göremez. Milletvekili iken yaptığım konuşmalar, kürsüde yaptığım ve yapmadığım konuşmalar… Pervin Buldan’ı sessizce dinlediğim ve protesto etmediğim için hakkımda propagandadan soruşturma açmışlar. Konuştuğumuz her söze, attığımız her adıma gerekçeler oluşturmuşlar. Bu gerekçelere kimse inanmadı, inanmayacaktır.”

Kendilerine dönük desteklerin artarak devam ettiğini belirten Özgökçe, dayanışma duygusunu gösteren herkesi selamladı. Özgökçe konuşmasını "Mutlaka kazanacağız" diyerek bitirdi.

MEHMET BOZGEYİK: FISTIK, KADAYIF YİYENLER YİNE İŞ BAŞINDA

KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, halkların birlikte yaşaması için barış istemeye devam edeceklerinin altını çizerek Türkiye’de darbelerin ardı arkasının kesilmediğini ve şimdi AKP’nin yarattığı sivil darbeyi yaşadıklarını söyledi.

Bozgeyik, “Siyasetçiler cezaevine atıldı, işçiler işten atıldı, gazeteciler tutuklandı. Her gün bu faşizan politikalara tepki gösteren bizler gözaltına alınıyoruz. Anayasa bu iktidar tarafından rafa kaldırılmıştır. 2016 yılında seçilmiş halkın iradesine kayyum atayarak birçok belediye başkanını hapse attılar. Bugün kamuoyuna yansıyor, Diyarbakır’da, Mardin’de fıstık, kadayıf yiyenler işte 19 Ağustos’ta yine iş başına geçtiler. KESK olarak seçilmiş belediye başkanlarının göreve iade edilmesini bir kez daha beyan ediyoruz. Bizler Türkiye’de yaşayan Türkler, Aleviler, Ermeniler, Diyarbakır’a sahip çıkmazsak, Van’a sahip çıkamazsak Ankara’ya sahip çıkamayız. Her yer sıkıyönetim, her köşede bir panzer ve insanlar sokağa çıkamıyor. Bizler bu barikatları, baskıları mücadele ederek aşacağız” dedi.

LEYLA GÜVEN: BUNUN ADI DARBEDİR

Bozgeyik’in ardından kürsüye çıkan DTK Eş Başkanı Leyla Güven, cezaevinde bulunan siyasetçilere isimlerini tek tek sayarak selam gönderdi. Her yerde savaşın devam ettiğini ifade eden Güven, savaşın talan ve ölüm olduğunu belirtti. Barış ve kardeşliğin artık bu coğrafyada olması gerektiğinin altını çizen Güven, mücadeleyle bu topraklara barışı getireceklerini ifade etti.

19 Ağustos’ta halkın iradesine darbe vurulduğunu söyleyen Güven, “Erdoğan hükümeti kendine yönelen her şeye darbe diyorsa biz niye buna darbe demeyelim? Bunun adı darbedir. 2016 yılında da Kürt belediyelerine kayyum atanarak belediye eş başkanlarımız tutuklandı. 'Biz onları görevden alalım, halk bir daha HDP'ye oy vermez' dediler. 31 Mart tarihinde kayyumları yolladınız ve bu durum onların çok zoruna gittiği için tekrar kayyum atadılar. Biz onların kayyumlarını tanımıyoruz, irademizi onlara teslim etmiyoruz. Kürt halkı Dehaq, Saddam ve diğerlerine başını eğmedi, bundan sonra da asla eğmeyecektir. Bu kayyumlar kadınların ve eş başkanlık sisteminin düşmanıdır. 'Eş başkanlık resmi değildir' diyorlar. Kürt halkı siyasi parti eş başkanlığını mücadelesiyle kabul ettirdi. Halkımız belediyelerde de eş başkanlık sistemini kabul ettirecektir” diye konuştu.

"MUHALEFETİN BULUŞMASINI İSTEMİYORLAR"

Kayyumlara karşı bir sesin yükseldiğini ancak bunun yeterli olmadığını ifade eden Güven, “CHP, HDP ve diğer STK’lar bunu kabul etmediğini söyledi. Bu söylemler yetmiyor, sağlam bir duruş gerekiyor. Bu dedikleri anlamlıdır ama yetmiyor. Her yerde sesimizi yükseltelim. Bizler kayyumlara 'hayır' diyeceğiz. Kim yanımızda duracaksa da gelsin beraber mücadele edelim. Bu kayyumları göndermezsek her yerdeki belediyelere kayyumları götürecekler. Bu nedenle AKP-MHP muhalefetin bir araya gelmesini istemiyor. Çünkü muhalefet bir araya geldiğinde İstanbul, İzmir, Adana, Antalya, Ankara'yı kazandı" şeklinde konuştu.

BARZANİ’YE ÇAĞRI

AKP'nin Kürtlerin Rojava'daki kazanımlarını asla kabul etmediğini söyleyen Güven, "Bize düşen en büyük görev ulusal birliği sağlamaktır" dedi ve Mesut Barzani'ye "Siz de Kürtlerin bir liderisiniz, gelin ulusal birliğimizi sağlayalım. Barzani görevde olmayabilir ama buna öncülük etmelidir. Gelin birlik olalım, birlikte mücadelemizi sürdürelim" çağrısı yaptı.

"SAVAŞTA ISRAR KAZANDIRMAZ, BARIŞA DÖNMEMİZ LAZIM"

Açlık grevi sonucu 8 yıllık avukat yasağının kalktığını ifade eden Güven, "Sayın Öcalan o ilk görüşmede, 'Ölmek değil yaşamak, yaşatmak lazım. Bu savaşta ölen gençler için ben kahroluyorum' dedi ve 7 maddelik bir deklarasyon yayınladı. Ama ısrarlar bunu duymamaya, gündeme getirmemeye çalışıyorlar. Öcalan yine son görüşmesinde, '1 haftada bu sorunu çözerim' dedi. Kürt halkı Sayın Öcalan'ın dediklerini önemser ve ona göre yaklaşır. Savaşta ısrar kazandırmaz, barışa dönmeniz lazım. Sayın Öcalan bu konuda en önemli aktördür" dedi.

Güven'in konuşmasının ardından miting, Mikail Aslan'ın konseriyle sona erdi. (Van/MA)

ÖNCEKİ HABER

Adli yıl açılıyor, hukukçular yorumladı: Reform değil, köklü değişiklik

SONRAKİ HABER

Çiğli esnafı: Zamları biz bile takip edemiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...