07 Haziran 2019 13:15

Evrensel 25 yaşında: Yol arkadaşımız

Çeşitli illerde farklı iş kollarında çalışan işçiler 25. yaşına giren Evrensel'i yazdı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

OSB’den bir işçi
Antep

Gazetemiz Evrensel 25 yaşında. Şöyle bir geriye dönüp hesap yapınca, benim Evrensel ile yol arkadaşlığımın da 23 yılı aştığını anladım. 1996’nın ocak ayının 8’i ya da 9’uydu, işçi basını Evrensel ile tanıştığım tarih.

Adana'daydım. Liseyi yeni bitirmiş, hem çalışıyor hem üniversiteye hazırlanıyordum. Sabah Adana’nın yerel radyosu olan ‘Radyo Arkadaş’ı dinlerken, bir anons duydum. Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe, polisler tarafından dövülerek katledilmişti ve anonsta yapılacak protesto eyleminin yeri ve saati duyuruluyordu. O gün, ayaklarım beni o eyleme götürdü ve yol arkadaşım Evrensel’le ilk orada tanıştım. Aynı yıl üniversiteyi kazanıp Niğde'ye gittim. Bu arada Evrensel’i arada bir denk gelirsem alıp okuyordum.

Üniversitede okuldaki ülkücülerin ve yönetimin baskılarından, saldırılarından bıkıp “Artık bir şeyler yapmamız lazım” diyen arkadaşlarla bir araya gelmeye başlayınca, yol arkadaşımla muhabbetimiz de sıkılaşmaya başladı. Çünkü hem başka üniversitelerde neler olup bitiyor, dünyada neler oluyor, üniversite gençliği nasıl mücadele ediyor, bunları Evrensel’den takip ediyordum; hem de örgütlenme adına bizim okulda yaptığımız işler Evrensel aracılığıyla duyuruluyordu. Benim Evrensel’de ilk haber konusu oluşumsa, 1998’de İHD Genel Başkanı Akın Birdal’ın saldırıya uğramasını protesto ettiğimiz eylemden sonra okul yönetiminin bana soruşturma açmasıyla olmuştu.

Üniversiteyi yarıda bırakıp işçilik hayatına geçtikten sonra yol arkadaşımla ilişkimiz daha bir anlam kazanarak ve her geçen gün daha da güçlenerek sürdü. Çünkü Evrensel’den her gün bir şeyler öğreniyordum ve bu öğrenme, beni hayat karşısında özellikle de sınıflar mücadelesi alanında her gün biraz daha güçlendiriyordu. Evrensel’den öğrendiklerimle kendime bir ölçü birimi oluşturmuştum ve hayatta karşılaştığım her meseleyi bu ölçü birimi sayesinde daha net kavrayabiliyordum. Bu ölçü birimi emek-sermaye çelişkisiydi.

2002 yılında Antep’e geldim. Antep, sınıf çelişkisinin çok daha derinden yaşandığı bir sanayii kentiydi. Ben işçi sınıfının bir üyesiydim ve Evrensel artık benim için bir parçası olduğum sınıf mücadelesinde vazgeçemeyeceğim bir silahtı. Triko işçisi olarak çalıştığım dönemde, 2003-2004 yılları arasında, hafta sonları işçi mahallerinde yaptığımız Evrensel dağıtımı sırasında tanıştığımız, haberini yaptığımız, gazeteye mektup yazan triko işçileriyle birlikte yürüttüğümüz örgütlenme çalışması sayesinde birçok triko işçisine ulaşmış ve 2004 yılında triko patronlarının yüzde 18 olarak açıkladığı zamma müdahale ederek yüzde 50’ye yakın zam almayı başarmıştık. Buna yol arkadaşımın katkısı çok fazlaydı.

Evrensel sadece eyleme geçen, direnişe başlayan işçilerin haberini yapan; onların sesini duyuran bir gazete değildi. Aynı zamanda her gün okula veya dershaneye gider gibi; haberlerinden, okur mektuplarından, köşe yazılarından öğrendiğim ve yine bu öğrendiklerim sayesinde mücadele anlamında karınca kararınca da olsa yapabildiklerimi başka işçilere de anlatabildiğim, tam bir yol arkadaşı olmuştu. Yol arkadaşımla bu ilişkimiz hayatın her alanında daha sonra girdiğim fabrikalarda çalışırken de devam etti.

Şu an, Antep'teki Başpınar OSB’de bulunan bir fabrikada çalışıyorum. Her fabrikada olduğu gibi şu anki fabrikada da işçiler olarak yığınla sorun yaşıyoruz ve ben burada da yol arkadaşımın bana öğrettiği gibi işçiler arasında birlik oluşturabilmek için gücümün yettiği kadarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Ve tabi ki yine en büyük dayanağım 23 yıllık Evrensel gazetesi. Bu sebeple yol arkadaşıma diyorum ki; 25 yaşın kutlu olsun Evrensel. İyi ki varsın.


SORULARIN GİDİŞİ ÇOK FARKLIYDI

Gebze’den bir işçi

Çalışmaya 19 yaşında adım atmış, her işi babasının işi gibi yapan ama asla pay alamayan üvey evlatlardanım. Bir gıda firmasında koştur koştur haldır haldır bi kalitecilik yaptım. Ama böyle gerçekten babamın işi gibi çalışanlardandım.

Saat asla gözetmeden, rakipleri kendi imkanlarımla tadıp ürettiklerimizle kıyaslayarak kendime ve onlara kattım. 5 yılın sonunda işin sonuna geldiğimizde asla yaptıklarımın karşılığını alamadan, sözde haklarımı alarak yolları ayırdık. Çalıştığım yıllar boyunca sürekli insanlara sendikalaşmanın patrona ihanet olmadığını anlatmaya çalıştım. Çok kişi olmalıyız dediler ama “zaten çok kişiyiz” dedim ama başaramadım. Kafamı ve bedenimi toparlamam baya uzun sürdü.

Sektörü biraz hafifletmeliyim düşüncesiyle “Merhaba kozmetik dünyası” dedim. Kısa bir çalışma hayatı ve sağlam bir direniş başladı. Deneme sürem bitmediği için sendikalaşma sürecini uzaktan izlemek zorunda kaldım fakat işçi arkadaşlarımın karalanarak kapının önüne konmaları içimdeki ateşi yakıverdi. Koşa koşa gözümüzü kırpmadan aralarına karıştım. O dönem çok karmaşık tabii, bazılarının böyle yüzüne yüzüne “Siz bizi kullanıyorsunuz” demek istedim hatta galiba bazılarına dedim. Ama daha 2. günümde birisi çok sıcaktı. Böyle kapış kapış aynı başlıklarla bizde ordaydık demeden “Şurada konuşalım mı?​” dedi mesela... Oturduk yere biz anlattık o not aldı. Soruların gidişi çok farklıydı. Mesela siyasi partilerin biz de buradayız naralarından, birbiriyle başlık yarışı yapan yazılardan farklı. “Ne yaptınız, ne yapacaksınız, ne istiyorsunuz, biz ne yapalım?​” 

Yanımdaki arkadaşımla konuşmaya devam ederken araya girip tekrar sordum emin olmak için “Hangi gazeteydi?​” Yanıt Evrensel. Sonra baktım. Her şey bizden... Anneysen sana yazmış babaysan sana, kız kardeşsen, kadınsa, işçiysen işsizsen... Ülkede basının arka planında olanlar var biliyoruz. Bence o süslü dünyanın kamera arkası. Ben öyle tanıştım seninle Evrensel. Şimdi de alırken bir tane varsa bir sorsanıza birinin hakkını almayayım diyorum. Çünkü önemli olan satılması değil okunması... Benim için böyle doğdun ama bir kez daha iyi ki doğdun...


EVRENSEL BANA SINIFIMI ÖĞRETTİ

MNG Kargo İşçisi
İstanbul

Merhaba; Yaklaşık 15 yıldır işçilik hayatım sürüyor. Önceden hiç gazete okuma alışkanlığım yoktu, sadece işimi gidip geliyordum. Zaten 12-13 saat çalıştıktan sonra eve gelip yemek yedikten sonra gözlerim kapanıyordu. Herhangi bir sorunumu kiminle paylaşacağımı nasıl çözüm bulacağımı bilmiyordum. Kendimi yalnız hissediyordum ve çalışma hayatı beni boğuyordu. Patron bizi işten atıyordu, nereye gideceğimi bilmiyorduk.

Evrensel’le tanışalı yaklaşık 7 sene oldu ve Evrensel’le tanıştıktan sonra bende değişimler başladı. İşçi direnişleri, işten atmalar, bir iş yerindeki grevi ya da diğer sorunlar. Aslında benim yaşadığım ne sorun varsa Evrensel sayfalarına taşıyordu. Artık biri patronları övdüğü zaman ona nedenleriyle birlikte karşı çıkabiliyorum. Patronu öven kişi gazete öyle yazıyor diyor, ben de gazeteler yalan söylüyor Evrensel’e bak diyorum. Yani Evrensel benim hayatımı, dünyaya bakışımı, inancımı değiştirdi ve benim sınıfımı bana öğretti. Evrensel benim için bir okul oldu ve ben hâlâ bu okulda eğitim görüyorum.

Metin Göktepe’yi saygıyla anarken, onun şahsında Evrensel gazetesini bizlere ulaştıran herkese teşekkür ediyorum. Evrensel ailesine kolaylıklar diliyorum.


BİRLİK OLMA BİLİNCİNİ EVRENSEL OKUYARAK KAZANDIK

Meral YILDIZ
SİBAŞ İşçisi

SİBAŞ gıda fabrikasında çalışıyorken, işyerinde kötü çalışma koşulları, düşük maaş ve şeflerin baskılarından dolayı zorlu bir arayış içinde bulduk kendimizi. Ya olan şartları kabul edip köle gibi çalışacaktık, ya da ellerimizi taşın altına koyup bir yol bulacaktık. Bizde bir araya gelerek bir yol çizmeye karar verdik. 25 Aralık 2017’de Tekgıda-İş Sendikasına üye olduk. Sendikalaşma süreci çok zor ve sancılı geçti. Tamda bu zor süreçte Evrensel ile tanıştık. Hiçbir tecrübemizin olmaması bizim için büyük bir sıkıntıydı. Evrensel muhabirlerinden Adnan Gürkan tüm tecrübelerini bizlere aktararak mücadelemizin güçlenmesinde çok büyük rol oynamıştır. Sürece geri dönmek gerekirse, maalesef çok kısa sürede işveren tarafından örgütlenmemiz duyuldu ve beklendiği üzere çıkışlar oldu.

Ben eşim abim ve 5 arkadaşımızla birlikte 8 arkadaşımız işten çıkarıldı. Çıkarılan işçilerin sevilen ve nitelikli işçiler olması diğer arkadaşlarımızı üzdü ve üye olmayı düşünmeyen arkadaşlarımızın da üye olmasını sağladı. Üyeliklerin artmasıyla birlikte çıkışlarda arttı. Beklenmedik bir sayıya ulaşan çıkışlar zamanla 80’e ulaştı. Neyse ki bu süreçte yasal sayıya ulaşarak çoğunluk tespitini sağlamış bulunduk. Geçen zamanla birlikte mücadelemizi direniş çadırımızla süsledik. SİBAŞ fabrikasının karşısına kurduğumuz çadırımız bizim ikinci ev ikinci okulumuz gibi oldu. Direnişin bize kazandırdığı birbirinden güzel dostluklar, edindiğimiz bilgiler bizim en büyük kazanımlarımızdır. İşçi sınıfı daima birlik olmak için vardır. Biz bu bilinci Evrensel okuyarak kazandık. Gazetedeki köşe yazıları, içerikleri ve değindiği konular her işçinin kendisinde bir şeyler bulabileceği bir gazete, işçinin ve emekçinin gazetesi. Bende bir direnişçi olarak Evrensel ve yazarlarına teşekkür ederim. İyi ki varsın Evrensel.

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Öztrak: İstanbul halkı, İmamoğlu'ya çok daha güçlü sahip çıkacak

SONRAKİ HABER

Binali Yıldırım’a yanıt: Kürtçe tabela indiren Kürtçe kurs mu açacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...