11 Nisan 2019 22:48

CT Otomotiv işçisi: Tek dertleri işçiler birlikte hareket etmesin

Gebze’de sendikalaşma mücadelesi verirken işten atılan CT Otomotiv işçilerinden Fırat: Patronların, tek dertleri işçiler birlikte hareket etmesin.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Veli POLAT
Gebze

Gebze’de sendikalaştıkları için işten atılan CT Automotive (Chinatool Otomotiv) işçilerinden biri Fırat. 28 yaşına kadar birçok fabrikada çalışmış. Üç yıl süren sendikalaşma mücadelesi içerisinde yer alan Fırat, “Patronların, tek dertleri işçiler birlikte hareket etmesin. Ama bu kadar kötü koşullarda çalışan işçiler tutunacak bir dal arıyor ve bulursa tutunuyor” diyor.

Sendikayla Cambro Özay fabrikasında çalışırken tanışmış. “Petrol-İş Sendikası vardı. O zaman noter aracılığıyla üye olmuştum. Sendikanın işçiye nasıl sahip çıktığını görmüştüm. Hak ve hukukun mücadele ile kazanıldığını görmüştüm. Daha iyi ve güvenceli çalışma koşullarını gördüğüm için yani. Bu yüzden içimizde her zaman sendika duygusu oldu. Cambro Özay’da kadroya bırakmadılar, sürekli sözleşmeli aldılar. O işyerinden çıktıktan sonra CT Automotive’e başladım” diyor.

CT Automotive’e girip diğer işçilerle kaynaştıktan sonra “Neden bir sendikamız yok?​” sorusuna cevap aramışlar. Sonrasında yemeğinden servisine kadar birçok sorun etrafında örgütlenme çalışmasına başlamışlar. Fırat, “Özellikle genç işçilerin içinde olduğu bir ekiple kolları sıvadık” diye anlatıyor süreci: “Herkes en samimi olduğu arkadaşıyla üretim sahasının dışında görüşmeye başladı. Sosyal hayatımız birbirimizle geliştikçe bu konuları da tartışabildik. Kahvehane, kafe gibi yerlerde oturduk, konuştuk. Öncelikle sendikalı yerlerde ne gibi kazanımlar var onları konuştuk. Özellikle maddiyat hemen ilk hoşa giden şey oldu. Uzun soluklu bir mücadele başlattık ve kolay olmadı. İnternetten özellikle araştırmalar yaptık. ‘Sendika nedir?​’, ‘sendikalı işyerlerinde haklar?​’ gibi. Ve bir aylık bir çalışmayla yüzde 51’i geçerek yetki başvurusunda bulunduk.”

"GENÇ İŞÇİLER MÜCADELEYE SICAK BAKIYOR"

Sürecin kısa sürmesinin çalışma koşullarının kötü olmasından kaynaklandığını söylüyor. “Firmamızda maddi, manevi çok sıkıntı vardı. Özellikle yemeklerin kötü gelmesi, ustaların amirlerin baskısı, servis güzergahlarını kafalarına göre ayarlamaları, azarlamalar... Bu koşullarda işçiler tutunacak bir dal arıyordu zaten, sonrasında tutundu” diyor.

Bu süreçteki gözlemlerini aktaran Fırat, şunları anlatıyor: “Genç işçilerle diyalog kurduğumuzda çoğunun sendika hakkında bir bilgisinin olmadığını gördük. Genellikle fabrikalarda okulda iyi bir bölüm kazanamayan ya da üniversite mezunu askere gitmeden harçlığını çıkarmak için fabrikada çalışıyor. Sendikayla tanışmamış oluyorlar. Ama genç işçilere anlatılınca daha ılımlı ve sıcaklar sendika gibi konulara. Geçmişe baktığınız zaman ikramiye sayıları çok fazla. Amcalarımız ve babalarımız bize eskiden verilen mücadeleleri anlatıyorlar. O zaman işçi sınıfı daha örgütlü tabii, hakları daha iyi. Mesela bugünün işçileri, eski işçilerin neler kazandığını bilmiyor. Mesela 8 ikramiye diye bir şey hafızalarda yok. Ama bunlar daha önce var olan haklar. Gasbedilerek bugünlere gelindi. Bunu genç işçiler anlayabilir, anlatılırsa. Bu kuşağa bu mücadele deneyimi bir şekilde aktarılmalı. Tabii siyasi dönem de önemli mesela yasalar önüne engeller koyuyor. Fabrikalarda sendikaların artması bu soruları daha sık sorduruyor diye düşünüyorum.”

"İŞSİZLİK PARAMIZ GASBEDİLDİ"

Ancak her ne kadar kısa sürede olsa da kolay olmamış bu süreç ve sendika hakkı için mücadele edilen çoğu fabrikada olduğu gibi işten atma da sürecin parçası olmuş: “Mesela beni öncü olarak gördükleri için benim yanıma gelen selam veren işçileri hemen yanlarına çağırdılar. ‘Fırat’a yakın durma’ gibi telkinlerde bulundular. Sonuçta fabrikalar kamerayla izleniyor, buna dikkat edilmeli. Biz de dikkat ediyorduk. Ama bazen firmanın ihtiyacı için konuşuyorduk onu bile aleyhimize kullandılar. Bizi şimdi 18. maddeye göre çıkarttıklarını beyan ettiler ama kayıtlara 22. maddeye göre yazılmış. Bu nedenle diğer kadın arkadaşlarımla birlikte işsizlik maaşından yararlanamıyoruz. İşsizliğimizi bile gasbettiler.”

Kendisini polis eşliğinde işten çıkardıklarını anlatan Fırat, “Bu aynı zamanda bir hakarettir. Biz hakkımızı savunuyoruz. Polisin orada olması ve gözdağı vermelerinin hiçbir anlamı yoktu. Zaten herhangi bir kargaşa da söz konusu değildi. Nasıl planları vardı bilemiyorum. Arkadaşlarımla vedalaşmak istediğimi söyledim. İzin verilmedi ve arkadaşlarımla fabrikanın çeperi dışında konuşabildim. ‘Fırat öncüydü onu attık bu iş bitti’ diye düşünüyorlar belki. Ama beni kovsa ne olacak, fikirlerimiz hâlâ içeride önemli olan da o. Mücadele devam edecek” diyor.

EKONOMİK DURUM SEÇİME YANSIDI

Yerel seçimlerden de konu açılıyor. Fırat, “Mesela mahkemenin sendikalaşma hakkımızı sürekli baltalaması, yıllardır hakkımızı vermemesi, işçilerin dua eşliğinde mahkeme sonuçlarını beklemesi... İşçiler mevcut hükümetin yasalarıyla karşı karşıya kaldı. Hükümet tarafından işçi mücadelesinin önüne duvarlar örüldüğü görüldü. Hani AKP’ye oy veren çok işçi vardı. Ama son dönemde değişimi biz de hissettik. Bence İstanbul, Ankara gibi sanayi kentlerinin de kaybedilmesi de işçilerin ekonomik durumunun bir yansıması oldu. Bence geriletilmesi açısından önemliydi” diyor.

BİREYSEL SÖZLEŞME DAYATMASI

İşten çıkarıldığı şirketin işçilere, “Sendikanın taslağı üzerinden, sendikanın verdiği tüm hakları kapsayan bireysel sözleşme imzaladık” dediğini aktaran Fırat, “Sendikanın istediği tüm hakları vereceğiz noter eşliğinde ama bireysel olarak imzalanacak bir sözleşme. Kısaca sendika masamızda oturmayacak diyorlar. İşçiler birlikte hareket etmesin tek dertleri o. Ben tek tek olduğunda daha rahat kontrol edebilirimin hesabı. Şimdi içerdeki bazı işveren maşalarıyla birlikte dilekçeler hazırladılar. Dilekçede, ‘Şirketten noter huzurunda, tasdikli taslağı imzalayarak işverenle işçiler arasında sözleşme talep ediyorum’ yazıyordu. Genel müdür yarın bir gün sendikalı işçiler karşısına çıktığında, ‘Hayır bu üretimden gelen bir teklif’ demenin zeminini hazırladı. Yani çok güzel bir oyun kurdular. Biz de oyuna gelmedik. Dilekçeyi hazırlayan kişilerle konuştuk, ‘Benim fikrim değil yukarıdan söylediler’ cevabını aldık. Bu tarz duyumlar artınca bizler de fabrikada bir eylem yaptık. İnsan kaynakları ve şirket yönetiminin teklifini kabul etmediğimizi beyan ettik. Tabii şirket yönetimi o sırada sürekli tutanaklar hazırladı hakkımda. Benim görev tanımım içinde olan makineyi bilerek durdurup, fabrikaya zarar verdiğim izlenimi yaratmaya çalıştılar. Savunmalarla yapmadığımı da defalarca kez ispatladım. Elektrikli transpalet kullandığım iddiasıyla işte tutanak tutuldu. Oysaki ben onu dört yıldır kullanıyorum. Son bir ayda yani sendikal mahkeme lehimize sonuçlanınca ve bireysel sözleşmeyi kabul etmeyince işime son verdiler” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

HDP'li 19 milletvekiline "Neden tepki göstermedin" fezlekesi

SONRAKİ HABER

Ferhat Tunç'a bu kez Binali Yıldırım'a hakaret davası açıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...