11 Ocak 2019 13:16

Metin Göktepe, Çalışan Gazeteciler Günü'nde anıldı

Evrensel Muhabiri Metin Göktepe, öldürülmesinin 23. yıl dönümünde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde düzenlenen panelle anıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin Göktepe, öldürülmesinin 23. yıl dönümünde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde düzenlenen panel ile anıldı.

Emek Partisi Yenimahalle İlçe Örgütü tarafından düzenlenen ve Evrensel Gazetesi Ankara Eski Temsilcisi Sultan Özer ile T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu'nun katıldığı etkinlikte, gittiği haberde gözaltına alındıktan sonra dövülerek öldürülen Metin Göktepe şahsında Türkiye'deki gazetecilerin sorunları konuşuldu. Sultan Özer, “Metin Göktepe soru soran, kamuoyundan gizlenmek istenen gerçeklerin peşinden koşan bir gazeteciydi ve bilinçli seçilerek öldürüldü” derken, Tahincioğlu da Metin Göktepe'nin ölümünden sonra ortaya çıkan dayanışmanın bugüne umut olduğunu söyledi.

'GAZETECİLER İÇİN KOŞULLAR AĞIRLAŞIYOR'

Açılış konuşmasını yapan Emek Partisi Ankara İl Başkanı Fikret Aslan, Metin Göktepe cinayeti sonrasında gazetecilerin faillerinin ilk defa yargılandığını belirterek gazeteciler açısından koşulların giderek ağırlaştığını söyledi. 150'nin üzerinde gazetecinin hapishanelerde mahkum edildiğini ifade eden Aslan, “Her gün gerçeği dillendiren gazeteciler sürekli soruşturmalardan geçiyor, cezalara çarptırılıyor. Fakat inanıyoruz ki Metin Göktepe'nin kalemini yere düşürmeyen bu gazetecileri alkışlamak gerekiyor” dedi.

'METİN'İN DAVASINA GİDEBİLMEK İÇİN MENDİL SATIP YOL PARASI TOPLADILAR'

Metin Göktepe ile aynı dönem Gerçek Dergisi'nde gazetecilik yapan Sultan Özer, Göktepe'nin gazeteciliği çok severek yaptığına değinerek, “Metin'in gözaltına alındığı günkü tabloya bakacak olursak bini aşkın gözaltı vardı. Her biri dövülmüştü ama Metin'in öldürülmesinin ardından hepsini bıraktılar. Herhalde Metin yeterli gelmişti onlara. Metin Göktepe soru soran, kamuoyundan gizlenmek istenen gerçeklerin peşinden koşan bir gazeteciydi ve onun için bilinçli seçilerek öldürüldü” dedi. Dava sürecinin de güvenlik gerekçesiyle gözden kaçırılmak istendiğini ifade eden Özer, “Yoğun ve kitlesel bir katılımla Metin Göktepe davaları izlendi. Dava İstanbul'dan Aydın'a, Afyon'a sürüldü. Her duruşma için tüm illerden otobüslerle Afyon'a gidildi. Ankara'dan Metin Göktepe'nin davasına gidebilmek için Kızılay'da mendil satıp yol parası toplayan insanların olduğunu biliyoruz” diye konuştu.

Özer, “Kamuoyunun ısrarlı takibinin ve sahiplenmesinin hak alan bir noktaya getirmesi açısından görmek de önemli oldu. Bugüne kadar 79 gazeteci katledildi ama gerçeği susturamadılar” dedi.

'METİN GÖKTEPE'Yİ UMUT KAVRAMINDAN ANLATMAK İSTİYORUM'

T24 yazarı gazeteci Gökçer Tahincioğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlamaktan öte konunun gazetecilik yapmaya, içerik üretmeye ve bunları yayınlayacak mecra bulmaya kadar geldiğini söyledi. Gazeteciliğin usta çırak ilişkisi üzerinden yürüyebileceğini belirten Tahincioğlu, bu noktada eleştirel akılla hareket etmeyi öğrendiklerini ifade etti.

Tahincioğlu, “Metin Göktepe'yi anlatırken umut kavramından bahsetmek istiyorum. Metin'in en önemli özelliği muhabir olmasıdır. Muhabir haber yaparken bir yandan da devletin kimi organlarıyla, soğukla, parasızlıkla, polisle mücadele eder. Çok görünmez birisidir muhabir ve bütün gazeteleri yaşatan da muhabirdir. Metin bir basın toplantısına da giden, bir gösteriye yapılan müdahalede dayak da yiyen iyi de bir muhabir. Gazi mahallesindeki cinayetlerde gerçeklerin açığa çıkması konusunda çok çalışmış bir muhabir. Barış istediği için şüpheli bir biçimde öldürülen albay Rıdvan Özden'in eşi, Tomris Özden'i ilk kez konuşturan, işçilerin emekçilerin yanında sürekli durmuş ama bunu sadece hamasi bir biçimde yapmamış bir muhabir” diye konuştu.

Metin'in ölümünden sonra bir imamın bile tanık gösterildiğini anlatan Tahincioğlu, imamın “caminin minaresinden gördüm duvarın üstünde duruyordu” ifadesinin dosyada olduğunu, aynı dosyaya hem sandalyeden hem duvardan düşmüş olduğuna dair tanıklıklar konulduğunu söyledi.

METİN'DEN SONRAKİ DAYANIŞMA RUHU BU GÜNE UMUT TAŞIYOR

Metin ölümünden sonra görülmedik bir dayanışmanın ortaya çıktığını ifade eden Tahincioğlu, “3 bine yakın kişi duruşmadan duruşmaya izleyerek bir spor salonunda yapmaya zorlayacak kadar, açığa alınan polislerin göreve iadesinden sonra tekrar açığa alınmasını sağlayacak kadar çok ciddi bir baskı kurmuştur. Gazeteciler başbakanlık düzeyinde lobi yapmıştır, avukatlar dilekçe üstüne dilekçe vermişlerdir, insanlar sabahlara kadar adliye önünde beklemişlerdir. Bu sözünü ettiğim dayanışma aslında umudu oluşturan ve bu günümüze de mesaj taşıyan bir durumdur. Ben Metin Göktepe'nin dosyasında oluşan dayanışmayı hiçbir yerde görmedim. Yaratmamız gereken dayanışma ve ruh da şimdi budur”dedi.(Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

UEFA , Avrupa'da 2018 yılının en iyi 11'ini açıkladı

SONRAKİ HABER

Helsinki’de lise öğrencileri iklim için dersleri boykot etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...