07 Ocak 2019 01:25

'Türkiye, Suriye’de denge politikasını takip etmek zorunda'

Akademisyen Berk Esen, ABD'nin, Suriye’den askerlerini çekeceği açıklamasının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Berk Esen

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’den ABD askerlerinin çekileceği açıklamasının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendiren akademisyen Berk Esen, “Türk hükümetinin Suriye’de seçeneklerinin düşünüldüğü kadar fazla olmadığını; attığı her adımda ABD ile Rusya arasında bir denge politikası takip etmek zorunda olduğunu; ve YPG güçlerinin önünü kesmek için giderek Esad hükümeti karşıtı politikasını rafa kaldırmak durumunda kalacağını belirtmek abartı olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın farklı açıklamalarının yankıları sürerken, konuyla ilgili Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Berk Esen’le konuştuk.

Esen çekilmeye dair Trump’ın yaptığı farklı açıklamalara ilişkin şunları söyledi: “Trump, Suriye’den kısa sürede Amerikan askerlerini çekeceğini açıkladıktan sonra başta kendi partisindeki şahinler ve Savunma Bakanlığı olmak üzere çok geniş bir kesimden tepki aldı. Mesela ABD Savunma bakanı bu kararın hemen sonrasında istifa etti ve özellikle istifa mektubu içerdiği sert eleştiriler nedeniyle ABD basınında çok tartışıldı. ABD basını konunun üstüne giderek, Trump’ı acele ve tepkisel bir karar almakla eleştirdi ve bu kararın daha IŞİD tam olarak yenilgiye uğratılmadan bölgede bir boşluk yaratacağını ve o boşluğu İran ve Rusya’nın dolduracağını vurguladı. Bu tepkiler sonrası Trump’ın belli oranda geri çekildiğini görüyoruz. Trump’ın çelişkili gelebilecek açıklamalarını ben daha çok bu nedene bağlıyorum. Zaten Temsilciler Meclisinde Cumhuriyetçilerin çoğunluğu kaybettiği Kasım ara seçimlerinden beri Trump yoğun bir eleştiri bombardımanına tutulmuş durumda. İlk etapta çekilme takviminin yaklaşık 1 aydan 4 aya çıkarıldığını ve hatta son tarihin biraz ucu açık bırakıldığını görüyoruz. Bunun yanında ABD yönetiminden bazı isimler IŞİD ile mücadele eden YPG güçlerine yardımlarının süreceğini belirttiler. Dolayısıyla bir süredir Trump yönetiminin içindeki görüş ayrılıklarının ve bürokrasi ile olan çatışmaların Suriye konusu üstünden tekrar alevlendiğini ve kapanmasının artık giderek daha zor hale geldiğini söyleyebiliriz.”

‘İLİŞKİLERDE PÜRÜZ YAŞANACAK’

Trump’ın yaptığı farklı açıklamalar ardından ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD’nin Suriye misyonunun bir parçasının da “Türklerin Kürtleri katletmelerini önlemek” olarak tarif etti. Bu açıklamalar birlikte ABD-Türkiye ilişkilerine yansımana dair Esen’in değerlendirmesi şöyle oldu: “Trump’ın çekilme kararı, bölgede uzun süredir ABD ile YPG/PYD güçleri arasında devam eden işbirliğinden kaygı duyan Türk hükümetini son derece rahatlattı. Hatta seçim öncesi maliyetli bir askeri operasyon yapmaktan kurtulduğu için Erdoğan tarafından kararın çok olumlu karşılandığını söyleyebiliriz. Fakat uzun süredir ABD kamuoyu ve siyasi çevrelerinde Türkiye’ye yönelik devam eden eleştirel hava devam ettiği için bu kararın kısa vadede ikili ilişkilerde büyük bir değişiklik yaratacağını düşünmüyorum. Özellikle ABD Savunma Bakanlığı ve ulusal güvenlik konularında daha şahin olarak kabul edilen milletvekili ve Senatörler nezdinde Suriye’deki Kürt askeri güçleri bir süredir müttefik statüsüne çıkmış durumdaydılar. Bu kesimler nezdinde Trump’ın Amerikan askerlerini Suriye’den çekme kararı ABD’nin bölgedeki YPG-PYD güçlerini yalnız bırakacağı endişesine yol açtı. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun bu açıklaması Türk hükümetine bir uyarı niteliği taşımakla birlikte aynı zamanda Amerikan kamuoyundaki bu görüşü yatıştırmayı hedefliyor.

Dolayısıyla bu süre daha bu konunun ABD-Türkiye ilişkilerinde pürüz yaratacağını söyleyebiliriz. Trump ile yaptığı telefon konuşmasında Erdoğan, YPG’ye verdiği desteği çekmesi için Trump’a IŞİD ile mücadele sözünü verdi. Her ne kadar Türkiye’nin IŞİD ile ne şekilde mücadele edeceği şu noktada belli olmasa da bu karar Türk hükümetini belli bir taahhüde sokmuş durumda. Bu noktadan sonra ABD ve Batı hükümetleri, IŞİD ile yürütülen mücadelede yaşanacak sıkıntıları ve zaafları Türk hükümetine bağlayabilir. Bu da Türkiye için bölgedeki risklerin daha arttığını gösteriyor çünkü Türkiye’nin şu noktada önceliği Rusya ile arasını bozmadan YPG-PYD güçlerini mümkün olduğunca sınır hattının uzağına atmak olacak gibi duruyor.”

‘TÜRKİYE, SURİYE’DE BEKLE GÖR POLİTİKASINI İZLEYECEK’

Son gelişmelerle birlikte, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik durduğunu açıkladığı askeri operasyonuna yapması durumuna ilişkin sorumuza Esen şu ifadelerle yanıt verdi: “Trump’ın kararının zamanlaması sanırım Erdoğan’ı da büyük oranda şaşırttı ve Türk hükümetini operasyon kararını ertelemeye yöneltti. Bu karar bölgedeki belirsizliği iyice arttıracak. ABD askerlerinin Suriye’den çekildiği bir dönemde Türkiye’nin bölgede büyük bir askeri operasyona girişmesi başta ABD olmak üzere Batı kamuoyunun tepkisi çekebilir.

Dolayısıyla Türk hükümetinin kısa vadede böyle bir riski almak istemeyeceğini ve bunun yerine Rusya ile müzakere ederek bekle gör politikası takip edeceğini tahmin ediyorum. ABD’nin Suriye’den askeri olarak çekilme kararı sonrası Türkiye bölgede atacağı adımlarda artık Rusya karşısında tek başına kalacak. Türk hükümeti artık bu noktadan sonra ancak Rusya’nın bilgisi dahilinde Suriye’de adım atabilir. Rusya da Esad rejimine verdiği destek nedeniyle Türkiye’nin Kuzey Suriye’de faaliyet alanını arttırmasını pek tercih etmeyecektir. Ancak Türk hükümetinden ciddi tavizler koparması karşılığında Türkiye’nin bölgede küçük çaplı bir operasyon yapmasına izin vereceğini düşünüyorum. Bu tavizler içinde Esad hükümetini Türkiye’nin tanımasından, S-400 anlaşmasının yürürlüğü sokulması da dahil olmak üzere Rusya ile daha yakın savunma işbirliği içine girmeye kadar birçok madde sayabiliriz. Fakat bunların hepsi Türkiye’yi geleneksel dış politikasından uzaklaştıracağı gibi ABD ile olan ilişkilerini de iyice sıkıntılı bir hale sokacaktır. Bu açıdan bakılınca Türk hükümetinin Suriye’de seçeneklerinin düşünüldüğü kadar fazla olmadığını; attığı her adımda ABD ile Rusya arasında bir denge politikası takip etmek zorunda olduğunu; ve YPG güçlerinin önünü kesmek için giderek Esad hükümeti karşıtı politikasını rafa kaldırmak durumunda kalacağını belirtmek abartı olmayacaktır.”

‘OCAK AYI İÇİNDE SICAK GELİŞMELER YAŞANACAK’

MENBİC’le ilgili yeni gelişmelere ilişkin Berk Esen’in değerlendirmesi şöyle oldu: “Trump’ın asker çekme kararı sonrası Esad rejiminin bölgede son derece rahat bir pozisyona geçtiğini görüyoruz. Rusya’nın Suriye’ye 3 sene önce asker göndermesinden sonra zaten Esad yönetimi Suriye iç savaşında ciddi bir üstünlük sağlamış ve Suriye’nin önemli şehirlerinin çoğunu hakimiyeti altına almıştı. Bu karar sonrası bu sürecin hızlanarak devam edeceğini ve bu noktadan sonra silah zoruyla Esad yönetimini devirmenin artık iyice zorlaştığını düşünüyorum. Bu nedenle Esad yönetimi de artık askeri alanda üstünlüğünü diplomatik başarıya çevirerek tekrar uluslararası meşruiyetini kazanmaya odaklanmaya başladı. Bunun en önemli adımı da Suriye hükümetinin bölge ülkeleriyle tekrar ilişkilerini geliştirmesi olacak. Mesela Suriye istihbaratının başındaki isim geçtiğimiz günlerde Mısır’a giderek hükümeti adına görüşmelere başladı. Ayrıca Sudan ve Bahrain hükümetleri Esad yönetimiyle olan ilişkilerini normalleştirme kararı aldığını biliyoruz ve hatta Birleşik Arap Emirlikleri Şam’da 7 seneden sonra ilk defa bir temsilcilik açma kararı aldı. Benzer şekilde Tunus ile Suriye arasında uzun süredir ilk defa uçak seferleri başladı. Tüm bu gelişmeler artık Esad yönetiminin iktidardan ayrılmayacağının bölgedeki hükümetler tarafından kabul edilmeye başlandığını gösteriyor. Suriye hükümetinin bölge siyasetine tekrar entegre olduğunun en önemli işareti Arap Birliği’nin Suriye’nin üyeliğini tekrar aktif hale getirip getirmemesi olacak. Malum, Suriye iç savaşı başladıktan sonra Arap Birliği 7 sene önce Suriye’nin üyeliğini askıya almıştı. Şimdi başta Lübnan ve Irak hükümetleri bu kararın geri alınmasını destekleyeceklerini açıkladılar. İki ülke ile de Suriye’nin çok ciddi tarihsel ve komşuluk bağları var. Bu konuda Ocak ayı içinde sıcak gelişmeler yaşanacaktır diye düşünüyorum.

 

ÖNCEKİ HABER

Beşiktaş'ın kadrosuna kattığı Nicolas Isimat-Mirin kimdir?

SONRAKİ HABER

Savunma Bakanı Akar'dan Bolton'a yanıt: Mücadelemiz Kürtlerle değil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa