19 Aralık 2018 22:20

“Aynı frekans”* buralarda çekmiyor

“Aynı frekans”* buralarda çekmiyor

Paylaş

İŞKUR’un önünde uzayan kuyruklar
Yükselen enflasyon, eriyen ücretler, artan genç işsizlik oranı
Su basan yurtlar, vize haftalarında elektrik kesintisi yaşanan odalar,
Ataması yapılmayan KPSS’de derece yapmış öğretmen adayları,
Ellerinde onlarca sertifika ile asgari ücretle işe girebilmek için koşuşturan gençler,
“Yemekhanede yemek yesem, eve yürüyerek gitsem, arkadaşlarla çay içmesem ayın sonunu getirebilir miyim?​” diye düşünen üniversiteliler...
Derken bir “cızırtı”, (evet radyo kanalları birbirine karışınca yükselen o ses)
Başakşehir yurdunda öğrencilerin ıslık sesleri, elektrik kesintisini protesto ediyorlar...
Alınması zorunlu tutulan ders kitaplarına karşı imza toplayan YTÜ öğrencileri, okul kararını iptal ettiriyorlar...
“Cızırtı” kesiliyor, 16 yıldır televizyonlardan, radyolardan, videolardan tanıdık bir ses giriyor araya; 100 günlük eylem planı açıklanıyor.
“Gençlerimize gelecek iş planlarında yardımcı olmak için üniversitelerimizin tamamında Kariyer Merkezleri kuruyoruz.”
“76 yeni yurt binasını hizmete açtık.”
“81 ilimizde Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Birimleri kuruyoruz.”
“Temel eğitimden orta öğretime geçiş sürecinde sade ihtiyaçlara ve öğrencilerin taleplerine cevap verebilen bir sistem oluşturuyoruz.”
Ses kesiliyor, yine bir “cızırtı” yükseliyor:
Meslek liseliler konuşuyor; “işçi miyiz öğrenci mi?​”
Saya işçisi çocuklar bağırıyor; “ücretlerimize zam”
4500 kişinin kaldığı bir başka yurttan ıslık ve “yuh” sesleri yükseliyor; “elektrik kesiliyor, internet yok, odalarımızı su bastı!”
Üniversiteliler tartışıyor; “kariyer etkinliklerinden onlarca sertifika topladık, iş yok”
Lise bahçelerinden bir ses yükseliyor; “para yoksa üniversite hayal”
“Cızırtı” yine kesiliyor. 
Tanıdık sesin yanında bu kez dünyanın dört bir yanından arkadaşları var. G20 isminde bir toplantıdan çıkıyorlar;
“Özellikle kadınlar ve gençler için iyi bir istihdama katkıda bulunarak yoksulluğun ve göç sebepleri arasındaki eşitsizliği çözecek politikalarımız var.”
 “Terörizm, yerinden olma, yoksulluk, açlık ve sağlık tehditleri, iklim değişikliği, enerji güvenliği ve eşitliğin dâhil olduğu küresel toplumun temel zorluklarını ele almaya karar verdik. Gelişmekte olan ülkeler de dâhil olmak üzere diğerleri ile birlikte çalışarak bu zorlukları çözmeye devam edeceğiz.”
Frekanslar yine karıştı; bu kez Fransızca şeyler çalıyor radyoda
Yüz binlerce insanın sesi yükseliyor; “Zamlar geri çekilsin, ekonominin yükünü taşımak istemiyoruz”
Liseliler, üniversiteliler heyecanla bağırıyorlar; “Parasız eğitim ve güvenceli gelecek istiyoruz.”
Araya Arnavutluk’tan sesler giriyor;
Binlerce üniversiteli sokaklardan seslerini yükseltiyor; “Çifte harç uygulaması geri çekilsin, parasız eğitim istiyoruz”
 FREKANS TUTMUYOR
Araya giren sesleri bastırmaya çalışıyorlar, kimi zaman sokak eylemlerinin karşısına çıkıyorlar, kimi zaman aman “cızırtı” yapmasınlar diye gerçekleri ortaya seren, milyonların deneyimlerini paylaştıkları gazete ve televizyonları kapatıyor, baskı altına çalışıyorlar. “En güzel sistem bizim sistem” diyerek, yükselen sesleri ikna etmeye çalışıyor, ideolojik bir kuşatmayla yürüyorlar. 
2018 yılı karşıt sınıflar arasındaki ilişkilerin sertleştiği, ezilen, sömürülen yığınların tepkilerinin giderek yükseldiği bir tablo ile bitiyor.  Türkiye gençliği henüz genel ve istikrarlı bir mücadele rotası çizmese de, lise sıralarında, üniversite amfilerinde, atölyelerde tezgâh başlarında tepki biriktirmeye, dönem dönem de bu tepkisini eyleme dökmeye devam ediyor. Tekelci sermayenin Türkiye’deki siyasi temsilcisi Erdoğan yönetiminin politikaları ile gençliğin yaşam koşulları arasındaki çelişki giderek derinleşiyor. Bunu kendileri de görüyor olacak ki, patronların cebini korumak üzere ilan ettikleri 100 günlük eylem planında “aynı frekans” isimli bir gençlik radyosu projesi yer alıyor. 
Ancak bu frekans ile Türkiye gençliğinin frekansı tutmuyor! Yalan propagandaları gençliğin gündelik yaşamında karşılaştığı gerçeklere çarpıyor. Ama bu çarpışma yetmez; yalan propagandanın, gerçek sömürünün karşısına dikilecek istikrarlı ve örgütlü bir mücadele olmadığı sürece bu dönem, gençlik açısından daha ağır günler yaşanacağının sinyallerini veriyor.
GÜÇ BİRİKTİRECEK ADIMLAR
2019 yılı, bu ağır günlerin karşısında gençliğin mücadelesinin güçlenmesi, bu sisteme itirazlarının daha kararlı ve örgütlü hale gelmesi için olanaklar da sunuyor. Fransa’dan yükselen itiraz sesleri sermaye iktidarını taviz vermeye mecbur bıraktı. Bu sonuç bir kez daha direnmeden, mücadele etmeden, birleşmeden kazanılamayacağını, kötü koşulların değişmeyeceğini gösterdi. 
Türkiye gençliğini de iktidarın 100 günlük planı kurtarmayacak. Şimdi küçük de olsa biriktirmek, deneyimleri birbirine bağlamak, itirazları örgütlü hale getirmek, kazanımlarla çıkmanın, giderek güçlenmenin zeminini sağlamlaştırıyor.
Fransa’daki liseliler, Arnavutluk’taki üniversiteliler, İran’daki işsiz gençler de bizimle aynı frekanstalar!
Şimdi güç biriktirecek adımlar atmalıyız. Üniversite sınıfları, liselerin kantinleri, atölyelerin çay molaları... Yan yana gelinen her alanı, birlikte geçirilen her zamanı gerçek sorunların çözümünü konuşmanın, atılan adımları güçlendirmenin yeri ve zamanı haline getirelim! Artık can sıkan iktidarın bu radyo kanalını değiştirelim, biz kendi frekansımızdan konuşalım!

(*) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı, gençliğe dönük kurulacak radyo kanalının ismi

 

ÖNCEKİ HABER

Tavizlerle yetinmeyenlerin hikayesi

SONRAKİ HABER

2018 yılının sonlarına yaklaşıyoruz.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...