12 Mayıs 2018 13:56

Soma’da geçen 4 yıl: Baskı, şiddet ve tehdit

Sosyal Haklar Derneği Ege Bölge Temsilcisi Kamil Kartal, katliamın ardından Soma'da yaşananları anlattı.

Fotoğraf: Fırat Turgut/EVRENSEL

Paylaş

Ahmet KANBAL

Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te yaşanan ve 301 maden işçisinin ölümüne neden olan facianın üzerinden 4 yıl geçti. Soma Holding AŞ’ye ait Eynez Maden Ocağında yaşanan facianın ardından başlatılan soruşturma kapsamında 5’i tutuklu, 51 kişi hakkında açılan dava devam ediyor. Geçen 4 yılda işçiler üzerindeki baskı, şiddet ve tehdidin devam ettiğini belirten SHD Ege Bölge Temsilcisi Kamil Kartal, maden ocaklarındaki uygulamaların yeni katliamların habercisi olduğunu söyledi.

Soma’da geride bıraktığımız 4 yıl içinde, maden ocakları başta olmak üzere en az 10 iş cinayeti yaşandı. İş cinayetlerinin yanı sıra işten atmalar, güvencesiz çalıştırmaların da devam ettiği Soma’da 4 yıl içinde yaşananları, faciadan sonra Soma’ya yerleşen Sosyal Haklar Derneği (SHD) Ege Bölge Temsilcisi Kamil Kartal anlattı.

Soma’da 4 yıldır yoğun baskılar altında mahkemenin sürdüğünü hatırlatan Kartal, ancak Türkiye’de ilk defa maden patronlarının 4 yıla yakın uzun bir süre tutuklu yargılanmasının sevindirici olduğunu söyledi. Mahkeme sürecinde yaşananlara da değinen Kartal, heyetin değiştirilmesini, facianın yaşanmasında “sabotaj” iddiasının ortaya atılmasını, savcılığın bir yılı aşkın sürenin ardından mütalaa vermemesini ve sermaye ile siyasi iktidarın baskısının dava üzerinde gördüklerini ifade etti. Bunun yanında Soma’da maden sektöründe ciddi değişimlerin olduğunu ve değişimlerle birlikte işçilerin yeni tehditlerle karşı karşıya kaldığını dile getiren Kartal, “Sektör bir mekanizasyon sürecine girmiş vaziyette. Bununla beraber bölgede devasa büyük ölçekli maden ocaklarının açılması gündemde duruyor. Aynı zamanda termik santrallerin de yapılması gündemde” diye konuştu.

‘2 BİN 800 İŞÇİ İŞTEN ATILDI’

Katliamın ardından madende çalışan işçilere 6 ay boyunca ücret ödemesi yapıldığını ancak daha sonra, 2 bin 800 işçinin işten atıldığını hatırlatan Kartal şöyle devam etti: “Tazminatları ve kıdemleri ödeneceği ve daha sonra başka yerde istihdam edecekleri vaadiyle bilahare işçileri açlıkla terbiye ederek sokağa attılar. Bu işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları halen ödenmedi. İşçilerin önemli bir kısmı başka işlere yöneldi. Başka maden ocaklarında iş bulanlar, yaşamlarını yeniden madenci olarak devam ettirmeye başladılar.”

‘SOMA’DA SENDİKADAN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİL’

Soma ve Kınık  havzasında yeni maden sahalarının açıldığını belirten Kartal, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğüne ait kömür madenlerinin birer birer özel şirketlere peşkeş çekildiğini söyledi. Madenlerdeki modernizasyon sistemine geçişlerle birlikte işçiler üzerindeki baskı, şiddet ve tehdidin devam ettiğini belirten Kartal, “Soma’da fiilen 15 bine yakın madenci çalışıyor. Bu madencilerin toplamı Türkiye Maden İşçileri Sendikasına üye. Ancak görüyoruz ki; hem katliamdan önce hem de katliamdan sonra burada bir sendikadan bahsetmek mümkün değil. Sendika tamamen sermayenin işçiler üzerindeki tahakküm örgütü olarak işlevini yerine getirmeye çalışıyor” diye konuştu.

‘UYGULAMALAR YENİ KATLİAMLARIN HABERCİSİ’

Soma’daki madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları ile bunların uluslararası normlara göre yerine getirilmesine uyulmadığını dile getiren Kartal şunları söyledi: “İşçilerin günlük istirahatleri yasa gereği ücreti ödenmese bile çalışıyor olarak kabul edilmesi gerekirken hafta sonu 2 günlük tatillerinden kesintiler yapılıyor. Ya da istirahat günlerinde işçiler hafta tatillerinde işe götürülerek çalıştırılıyor. Yani bu zorlama olarak yapılıyor. Onun dışında iş yerlerinde işçiler üzerinde idarecilerin yoğun baskıları devam ediyor ve işçi çıkartım süreçleri çok fazla yaşanıyor. Hakkını ve hukukunu arayan, ağzını açan, bir takım haksızlıkları hukuksuzlukları gündeme getirenler teker teker işten atılıyor. İşin ilginç tarafı Soma Kömürleri AŞ’de geçtiğimiz günlerde yine işten çıkarmalar yaşandı ve işçilerin kazanılmış davaları var; ancak işçilerin kazandıkları bu davalarda icra işlemleri bile yerine getirilmiyor. Bu doğal olarak işçiler nezdinde ‘Ağzını açarsan işsiz kalırsın. Zaten tazminat alamazsın. Aç kalırsın’ denilerek açlıkla terbiye etmenin bir yöntemi olarak kullanılıyor. Ve işçileri ciddi anlamda köleleştiren ve baskı altında tutan, kafalarını kaldırmasını önleyen bir pozisyonda tutmaya özen gösteriyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir baskı yöntemi açısından vardiya değişimleri, içerideki işçiler çıkmadan yapılıyor. Yani; bunun planlamasının bin işçiye göre yapıldığı bir ocak düşünün. O vardiya çıkmadan, yerine diğer vardiya gelip yerinde işi teslim almaya başladığı anda bir anda ocağa 2 bin işçi girmiş oluyor. Doğal olarak bu zaten başlı başına yeni katliamların habercisi. Dünyada böyle bir şey yok. Bunlar, ana yollarda kesişiyorlar. Orada çıkacak küçük bir panik, en basit tabirle birbirlerini ezmelerine neden olacak. Bunu bile gündeme getirmiyorlar. Çünkü burada bir zaman kaybı algısıyla hareket ediyorlar. Daha fazla üretim yapmak için insanların sağlığını, yaşam haklarını tehlikeye atıyorlar.”

‘EYLEMLERE KATILAN İŞÇİLER FOTOĞRAFLANIYOR’

Soma’da maden firmaları tarafından işçiler üzerinde yürütülen bir “fişleme” uygulamasını da belirten Kartal, “Özellikle katliamdan sonra hak arayan, madenci ailelerin düzenlediği eylemlere katılan işçilerin fotoğraflandığını söyledi. Fotoğraflanan işçilerin, işten atıldığını ve başka maden ocaklarında da işe alınmadığını dile getiren Kartal, “Bu işçiler, iş bulamayınca çevre illerde inşaat işlerinde veya çeşitli sektörlerde daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyorlar” diye konuştu.

Kartal, iş cinayetlerinin son bulması için demokratik kamuoyunun bugün Soma’da yapılacak mitinge katılması gerektiğini çağrısında bulundu. (Manisa/MA)

ÖNCEKİ HABER

Tahir Elçi’nin fotoğrafı ‘örgüt propagandası’ sayıldı

SONRAKİ HABER

Gençlerbirliği'nin TFF 1. Lig'e düşmesi kesinleşti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...