CHP grup toplantısı - 8 Mayıs 2018 Salı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

08 Mayıs 2018 09:27
Son Güncellenme Tarihi: 08 Mayıs 2018 09:40
Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemin öne çıkan başlıklarına ilişkin açıklama yaptı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan bölümler:

Herkesin inanancına saygı duymak bizim görevimizdir. Fransa'da, geçmişte devlet yöneticisi olanların da aralarında olduğu insanlar "Kuran'dan bazı ayetler çıkarılmalı" diyor. Çağdışı kalan Kuran ve ayetler değil, sizsiniz. Sizin bu düşünceniz El Kaide, El Nusra, IŞİD düşüncesidir. Bu açıklamayı yapanlar, islamiyetin ne olduğunu bilmiyor. Lütfen tarihte ilk insan hakları beyannamesi olarak kabul edilen peygamberimizin veda hutbesini okuyunuz.

MUHARREM İNCE'NİN ADAYLIĞI

Ezberleri bozduk. Cumhurbaşkanı adayımızı açıkladık. Beklemiyorlardı çünkü bizi de kendileri gibi sanıyorlar. Yıllardır beraberiz Muharrem İnce'yle, niye kavga edelim? Sayın İnce, Türkiye'nin sorunlarını ve kaynağını çok iyi bilen biridir. Bizim adayımız demokrasiye bağlı bir kişidir. Muharrem İnce hem Türkiye'nin sorunlarını ve çözümünü çok iyi bilir. İnsan haklarının ne olduğunu bilir. Kürsüye davet ettiğimde CHP rozetini çıkarıp bana emanet etti.

ERDOĞAN'IN 'MÜNAFIK' SÖYLEMİ

Cumhurbaşkanı seksen milyonun cumhurbaşkanı olmalı. Muharrem İnce hiç bir zaman ayrım yapmadı. Muharrem İnce milleti bölmüyor, 'bana oy veren bizden, vermeyen değil,  oy vermeyenler münafik' demiyor. Bu adam ülkenin cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Seksen milyonun cumhurbaşkanı olmak istiyor ama kusura bakma sen değilsin.

Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce ne diyor, 'randevu istedim' diyor, 'gidip herkesi ziyaret edeceğim' diyor ama 'Demirtaş’ı izinsiz göremem, o yüzden Adalet Bakanlığından izin istedim, gidip herkesi göreceğim' diyor.

Muharrem İnce'nin başka bir özelliği daha var, İnce bir öğretmen. Onun yetiştirdiği binlerce akademisyen var. Muharrem İnce, öğretmenlerin, öğrencilerin derdinden çok iyi anlar. Muharrem İnce, evladını okula göndermek için velilerin neler çektiğini de çok iyi biliyor. Muharrem İnce bir öğretmen, bu ülkenin binlerce çocuğuna ders verdi. Bütün öğretmenlere ve bütün anne babalara sesleniyorum, siz Muharrem İnce’ye sahip çıkmak zorundasınız, onu cumhurbaşkanı koltuğuna oturtmak zorundasınız.

Öğretmenleri baş tacı yapmayan bir toplumun geleceği yoktur. Aynı zamanda Muharrem İnce, bir halk adamıdır. Muharrem İnce ile milletvekili olmadan önce tanışırız. Muharrem İnce, vekil olduktan sonra da köyünden vazgeçmedi. Hayat standardı yükseldikten sonra asla köyüne ihanet etmedi. Halk adamıdır. Birileri gibi sarayda oturup, kendisini 3000 kişinin koruduğu bir cumhurbaşkanı mı olur? Muharrem İnce böyle bir cumhurbaşkanlığını kendine hakaret sayar. Muharrem İnce ne diyor? 'Kaldıracağım çevremdeki polisleri, halkın içine tek başıma gireceğim' diyor.

'ERDOĞAN, SEN DIŞ GÜÇLERİN OYUNCAĞI MISIN?'

Sen dış güçlerin oyuncağı mısın? Her şeyi 'dış güçler yaptı' diyorsun. Dış güçler sana bir şey yapıyorsa hemen Kemal kardeşine haber ver, yanında olacağım. Devlette liyakat sistemini yok ettiler. Dış güçler mi dedi sana liyakatı bitir diye? 15 yıl önce hiç kimse 'Türkiye’nin beka sorunu var' diyemezdi. Ne oldu da 15 yıl sonra Türkiye’de bir beka sorunu ortaya çıktı? Müsteşar olmak için devlette en az 12 yıl çalışmak gerek, yani işi ehline vermek gerek. Bunlar ise 'sadakat' dediler. Liyakat yok edilince devlet yönetimi kişiselleştirildi ve tek belirleyici yer saray olarak ortaya çıktı. Sarayın tek belirleyici olması bürokrasinin işleyişini alt üst etti. Sarayın tek belirleyici olması devlet hizmetlerini bozdu. Sabah kalktı, 'TEOG’u kaldırıyorum' dedi.

Yetkilerin bir merkezde toplanması sorunlara kaynak yaratıyor. Türkiye bugün bu örneği yaşıyor. Bir beka sorunu varsa yetkinin bir kişiye verilmesi nedeniyledir. Bütün devletlerle barış içindeyrdik. Ortadaoğu’da bir sorun çıktığı zaman bizim kapımıza gelirlerdi. Bugün Türkiye Ortadoğu’nun şamar oğlanına döndü. 30 milyar dolar Suriyelilere harcadılar. Bu Suriyelilerin bir kısmı yer altına kayacak. Bizim vatandaşımız ikinci sınıf vatandaşa dönüştü.

Eğer ihbar mekanizması belirleyici unsur olarak ortaya çıktıysa vay o devletin haline. İhbarcılıkla devlet yönetilir mi? Benim bu söylediklerimden hangisi yanlış? Devleti temelden çürüten yolsuzluklardır. AK Parti'ye oy veren vatandaşlara saygım var. Onları asla yolsuzlukla suçlamıyorum.

Medyanın görevi gücü eleştirmek. Onu halk adına doğru yönlendirmek. Medya bu görevi yapmazsa vay halimize. Medyanın yüzde 90'ını iktidar yönlendiriyor. Satılık kalemler ve satılık patronlar var. Satılık patronların tamamı halkın ödediği vergilerle besleniyor. Satılık kalemlerin maaşı bizim vergilerimizden ödeniyor

'ERDOĞAN BENİ DİNLİYOR'

Erdoğan beni dinliyor ve şunu çok iyi biliyor ki ona yalan söylemeyen tek kişi benim. Buradan çağrı yapayım, yanına danışmanını al. Sen doğruları söylemiyorsun millete. Dünyada enerji konusunda Türkiye dışında bir devlet var mı? Diyor ki 'istihdam artışı yapılacak ve Türkiye’nin önü açılacak'. Bitlis’in sigara fabrikasını neden sattın kardeşim? Şimdi benim söylediklerimi söylüyor. Şu Kilis’teki işsizlerin sırası bu da Trabzon’da. Trabzonlu kadınlara sesleniyorum, seni bu duruma getiren adama oy verme. Kilislilere sesleniyorum, seni ikinci sınıf vatandaş yapanlara oy verme. Uyan artık uyan!

Manifesto açıkladılar, 'Dar gelirli vatandaşın standartı artacak' diye. Çok şükür, sarayda oturduğu için Türkiye'yi bilmiyor.

Ne diyor... 'Dar gelirli vatandaşın üstündeki vergi yükü düşecek'. E sen 16 yıldır yönetiyorsun bu memleketi. Nasıl bu kadar vergi yükü yıktın vatandaşın üstüne? Ama şunu söylemiyor, 'Asgari ücret üzerindeki vergi yükünü kaldıracağız' diyemiyor. Havuzcuların hem vergilerini hem vergi cezalarını kaldırdı. Benim söylediklerimi söylersin ama yapamazsın.

'Adalet olacak memlekette' diyor. Ne demek bu, 'Adalet yok' diyor. 'Hakkındaki suçlama ne olursa olsun kişi adil yargılanacak' diyor. Erdoğan söylediği için çok önemli. Bunu söyleyen kişinin Türkiye'yi BM'ye şikayet ettiği dilekçeyi çekmesi lazım.

Bugün 'Muharrem İnce gelince asfaltları mı sökecek?' demiş. Hiçbir devlet başkanı yol yaptık diye övünmez. Ayıp sayar. Bilgi ürettin mi? Yok. İran Üniversiteleri seni geçti. Bu ayıp yeter.

'Yolsuzlukla mücadele edeceğiz' demiş. Devleti soyan adam, aile boyu devleti soyan adam nasıl yolsuzlukla savaşacak? 3M ile yaşıyor. Biri mahkeme. İşnine gelmeyeni içeri atıyor. Biri maliye, kestiriyor hemen cezayı. Diğeri ise medya. Bu 3M'yi ortadan kaldıracağım ve devlette liyakati geri getireceğim. (Evrensel WebTV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Pervin Buldan: Kendinize güveniyorsanız Demirtaş’ı serbest bırakın

SONRAKİ HABER

Dolar, 4.30'a dayanarak rekor tazeledi (8 Mayıs 2018)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...